Erzurum ve Palandöken mucizesi
Çoktandır Erzurum'a gitmemiştim. Öyle değişmiş, öyle düzelmiş ki, şaşırdım doğrusu. Mükemmel havaalanı, modern yolları, düzenli bulvarları, çorbaya dönmemiş mimarisi ve gece ışıklandırması göreni etkiliyor.
Son seçilen Belediye Başkanını çok methediyorlar. Aslen Erzurumlu olup, İstanbul Kartal'da iki dönem belediye başkanlığı yapmış. O tecrübeyle kolları sıvayıp, kent sakinlerini memnun eden iyi işler çıkarmış. Aslında Erzurum'un fotoğrafı, üniversite geldikten sonra düzelmeye başlamış. Günümüzde ise, modern görüntüsüne kavuşmuş. Tabii turizm de etkili olmuş bu gelişmede. Bunu görmezden gelmemek lazım.
Erzurum Palandöken Dağı'nın batı ve güney eteklerinde kurulu, merkez nüfusu 400 bin olan doğunun en büyük kenti. Fazla göç almamış, gelenler ise Erzurum'un yapısını bozamamış. Milattan 4900 yıl önce kurulmuş, 1084 yılında bizim elimize geçmiş. O arada gelenin geçenin hesabı yok Erzurum'dan. Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Moğollar filan, çeşitli kavim ve milletler yaşamışlar burada. Şimdi Dadaşların kalesi..
Erzurum'un inanılmaz bir turizm değeri var. Hem kültür turizmi, hem de dağ turizmi, profesyonellerin eline geçse, başka gelire ihtiyacı kalmaz. Ama burayı da doğru dürüst tanıtamıyoruz. Bilgi, belge, broşür filan bulmak için iki gün uğraştım. Ağızdan topladığım bilgilerden fazlasını bulamadım. Kent sakinleri, ''Erzurum'un reklama ihtiyacı yok babo. Palandöken'in ihtişamını görmüyor musun'' diyorlar gülerek. Şaka bir yana, devlet-özel sektör işbirliği Erzurum'un tanıtımına bir destek verseler var ya, inanılmaz bir turizm trafiği yönelir buraya.
Doğu'nun Paris'i diyorlar Erzurum'a. Her gün Istanbul ve Ankara'dan uçak var. Fiyatları da öyle yüksek değil. Yolculuk 1 saat 15 dakika ile 1,5 saat arasında değişiyor. Kültür turizmi açısından gerçekten çok zengin. Arkeoloji ve Etnografya müzeleri görülmeye değer. Türk-İslam eserleri, Yakutiye Medresesi, Erzurum Kalesi, Çifte Minare Medresesi, Üçkümbetler, Saat Kulesi, Tortum Şelalesi, Ovşank Kilisesi, antik kentler, hangisini sayacağımı şaşırdım.
Ama Palandöken ve orada yaratılan kış turizmi imkanları muhteşem. Bir kere şehire bu kadar yakın kayak merkezi olamaz. Şehir merkezine 8, havaalanına 15 dakika mesafede. Uçaktan indiniz mi, yarım saat içinde kayakları ayağınıza geçirip, pistin birinden diğerine uçuyorsunuz adeta. Palandöken adı, mitolojide ve Anadolu efsanelerinde sıkça geçiyor. Ama Avrupa kayak merkezlerinde pek esamesi okunmuyor. Dünya burayı tanısa var ya, kayak turizminin trafiği yön değiştirir, Erzurum'a akar kayakçılar. Gerçi, 2011 yılında yapılan Üniversitelerarası Kış Olimpiyatının bir miktar faydası dokunmuş. Ama arkası gelmemiş bu tanıtımın.
Palandöken kayak için çok kaliteli bir kara ve ülkemizin en uzun kayak pistlerine sahip. Örneğin, 3185 metrelik zirveden 2200 metreye hiç durmadan inebiliyorsunuz. 27 numaralı bu pistin uzunluğu 12 kilometre. Tüm pistlerin uzunluğu ise, 28 kilometreyi geçiyor. Dağda kayak merkezi, günübirlik tesisler ve lokantalar var. Otelleri çok donanımlı, modern ve güzel. Hatta kaldığım Sway otelinin, dünya kayak merkezlerindeki marka ve çok pahalı otellerden hiç de aşağı kalmadığını, hatta çok daha güzel olduğunu söylemeliyim. Keza Dedeman'ın iki oteli de birbirinden hoş ve kayakçıların her ihtiyacını karşılayacak mükemmellikte. Polat ve diğerleri de dağdaki konukları rahat ettirecek ölçüde ve konumda.
Palandöken 3 alan üzerinde günde 32 bin kişinin kayak yapabileceği bir kapasiteye sahip. Sezonu 10 Aralık ile 10 Mayıs arasında beş ayı buluyor. Genelde kar Aralık ayı başında başlıyor, Mayıs sonuna kadar pek kalkmıyor. Ama diyelim ki sezon başladı ama kar yağmadı. Hiç önemli değil, suni karlama sistemi var. Dünyanın en modern ve en ileri teknolojisi ile pistlere kar yağdırıyorlar. Hazırlıklara şimdiden başladılar, suni yağışı birkaç güne kadar başlatıyorlar.
Neye üzüldüm biliyormusunuz? Bu harika otelleri maalesef dolduramıyoruz. Yılda 4500 civarında yabancı turist geliyor. Rusya, Polonya ve Ukrayna'dan Erzurum'a charter uçaklar iniyor ve gelen turistler Palandöken'in tadını çıkarıyor. Bir de Nevruz bayramında İranlılar geliyor kayağa. Ama yeterli değil ki bu üç turizmin desteği bile yatırımcının yüzünü güldürmüyor. Bu sene durum ciddi. Rusların gelmemesi ihtimali, otelcileri kara kara düşündürüyor. Bari açığı iç turizmle kapatsak ya. Ama son zamanlarda turizmden hiç anlamayan bakanlara nasıl anlatacağız bunu? Anlatana kadar sezon geçer gider.
Peki Palandöken'de telesiyej durumu nedir? Hiç merak etmeyin, saatte 4500 kişi kapasiteli 5 adet telesiyej, saatte 300 kişi kapasiteli teleski, saatte 1500 kişi kapasiteli gondol lift var. Anlayacağınız bu işi de iyi çözmüşler. Unutmadan söyleyeyim: Buz hokeyi ve buz patenini sevenler için şehirde çok elverişli salonlar da var. Hatta olimpiyatlar için yapılıp, sonradan zarar gören kayakla atlama pisti de onarılmış, şimdi kayakseverleri bekliyor.
Erzurum'dan sizlere verebileceğim haberler bunlar. Gidin, gezin, görün. Kayak yapmasını bilmiyorsanız bile o muhteşem otellerde kalıp,oksijen yüklü o güzel dağ havasını ciğerlerinize iyice çekin. Böylece büyük şehirlerin kirli havasını da, temiziyle değiştirmiş olursunuz. Ha gitmişken Muammer Usta'nın cag kebabı ile kadayıf dolmasını da yemeden dönmeyin. İyi yolculuklar...
Bu Makale 28.12.2015 - 16:24:14 tarihinde eklendi.