Elveda gerçek kalite!
Ukalalığımı bağışlayın ama gerçek hizmet kalitesi deyince neden bahis edildiğini anlamak için, İstanbullu bir Rum’un veya Ermeni’in işlettiği bir restoranda yemek yemiş olmak lazım.
Benzer duyguyu Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde aileler tarafından işletilen restoranlarda da hissedersiniz.
Suizan etmeyin hemen Türkiye’ de birçok konu da olduğu gibi servis konusunda da inanılmaz ilerleme olduğu açıkca ortada.
Türkiye'de hizmet sektörünün ulaşmış olduğu nokta bir çok ülkeye göre açık ara iyi. Şark ile de mükayese etsen Garp ile de açık ara Türkiye daha iyi.
Her ikisi de birbirinden oldukça farklı ancak ne Şark’ta ki zenginlikler ne Garp’taki zenginlikler, Anadolu’ nun yoğurduğu insanın sunduğu hizmet kalitesini satın almaya, yerine koymaya muktedir değil.
Sebebi ise açık, seçik ortada;
Ucuza hem de oldukca ucuza kaliteli hizmet almaya alışmış beklentisi yüksek insanlarımız,
Ülkenin 1983 den günümüze kat ettiği yol,
Ulaştığı seviye, farklılıkları, dinamikleri ve konumu nedeni ile biçilen rolün sağladığı ekonomik güç,
Üst seviyede hizmet kültürünün oluşmasına sebep oldu.
Bu gün İstanbul’un beş yıldızlı otellerinde alınan hizmeti, sadece dünyanın belli başlı metropollerinde bile güçlükle alabiliyorsunuz.
Ülkemizdeki GSM operatörlerinin verdiği hizmetin daha iyisini sunan, detayı, elemanların konuya vukufiyeti ve kullanma kılavuzuna bakmak yerine call center arıyan milletime gösterilen sabır da göz önüne alındığında, belki veren ya bir veya iki ülke vardır.
Ekonomi de yer olmadığından, Businnes Class uçarken Atatürk Havalimanı CIP salonu hakkında arkadaşına fısıldıyarak, “bunca yıldır uçarım, buradan daha iyi hizmet veren business lounge görmedim” diyen Amerikalı’ yı duyunca ne kadar göğsüm kabardı tahmin edemezsiniz.
İyi de neden elveda gerçek kalite?
İletişim, dünyanın en kapalı toplumları tarafından bile, küresel markaların sunduğu kalitelerin talep edilmesine sebep oluyor.
Kısca talep var.
Talep var ama acımasız da bir rekabet var.
Ve karlılığı artırma arzusu, zorunluluğu ve çaresizliği var.
Formül basit;
Hizmet sektörünün en kolay vazgeçilecekmiş gibi kabul edilmiş olunan, ancak daha sonra markaya en ağır maliyeti yükleyecek olan masraf merkezi ne yazık ki iş gücüdür.
Ambalajı tamam ancak içi boş yöneticiler, ara yöneticiler ve nihayet en altta ki çalışanlar.
Misafir memnuniyeti konusunda en iddalı olanlar bile, doğru adamı doğru yere koyamaz ve yanlış adamı da eğitemez durumdalar.
Koca koca küresel otel markalarında ki hizmet kalitesinin geldiği durum içler acısı.
Fast food’ un babası Mc Donald’s daha yüksek kalite de hizmet veren dükkanlar açarken, sahte Lacoste kılıklı küresel dünya markası deluxe 5 yıldızlılarda ne kadar kötü servis verildiğine, üzülmemek elde değil.
Yoğun talep ve her talebe cevap vermek için her kapıya takılan tabelalar markaları ezer oldular.
Bakalım her açıdan hızlanan dünya, yavaşlıktan ve kaliteden tamamen vaz geçip, en klasiklerde bile hızlı ve kalitesizi mi seçecek?
Gerçek kalitenin hep var olması dileği ile hoşca kalın...
Bu Makale 02.04.2013 - 14:51:53 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
..uzun lafin kisasi, emegin sömürülmesi sayesinde, birileri ucuz ve kaliteli mal ve hizmetten yararlaniyor. Sömürülenler evine ekmek götürme derdine düsmüsken, sömüren taraftakiler 1 saatligi 5.€ ya yaptirdigi tüm vücut masajindan memnun kalmayip daha iyisini ve ucuzunu nerede bulurum derdindeler.
Yazilanlara katiliyorum ama Cep telefonu operatörleri haric. Cagri merkezlerinde iyi hizmet verebilirler ama Avrupadaki tarifelere göre Türk Halkina ortalama 100 daha pahaliya sattiklari tarifeleri varsa o kadar hiztmeti de versinler..
-
SAYIN MÜDÜRÜM BU TURİZM SÖKTÖRÜNÜN SİZ VE SİZİN GİBİ YÖNETİCİLERE İHTİYACİ VAR BEN SİZİN YANINIZDA 1998 YILINDA ÇALİŞTİM VE HALA YÖNETİCİ OLARAK BENİM GÖZÜMDE BİR NUMARA VE MARKASINIZ İYKİ SİZLER VARSINIZ İYİ ÇALİŞMALAR ercan.keskin@icişleri.gov.tr
-
Sevgili Serdar Bey,
Tüm dünya da küresel büyük marklar, pazar paylarını koruyabilmek ve daha geniş kitlelere ulaşabilmek için
‘ ’Fason ‘’ üretim sistemini geliştirmişlerdir. ( Bu üretim modelinde malzeme marka sahibi tarafından karşılanmak üzere mal üretimi başka bir firmaya yaptırılmaktadır. Uygulamada fason kavramı, ürün sahibinin üretim sürecine dair işlemleri tamamıyla ya da kısmi olarak firma dışından birilerine yaptırması olarak kullanılmaktadır. )
İzninizle keni hobim olan balıkçılık üzerine bir örnek vermek istiyorum…’’ Shimano ‘’ olta makinesi keni kategorisinde, ‘’ Daiwa’’ ve ‘’ Okuma ‘’ gibi makaralarla birlikte en üste yer alan bir Japon firmasıdır.. Fakat ‘’Shimano’’ Japonya ‘da üretim yapmak yerine, Malesya ‘da keni markasıyla ve üstelik te ucuz işgücü ile bu işin fason üretimini yaptırtıp, daha uygun fiyatlı modeller le,bütçesi benim gibi orta klasman da yer alan tüketcileri de memnun etmektedir..
Makine,teçhizat, malzeme,mühenislik bilgisi ve hepsinden önemlisi ucuz işgücü ile buluşunca, ortaya orta klasmanda tüketiciyi memnun edecek kaliteli bir ürün çıkıyor…Hem de ‘’ Shimano’’ kalitesinde…
Tıpkı ’’ Çin’’ de fason üretimi yapılan diğer kaliteli marklar gibi..
Şimdi gelim esas konumuza ‘’ Tüketici ‘’ memnunmu ? Vallahi ben Malezya üretimi Shimano makinemden
(ki Shimano Catana spin avcıların bir efsanedir ) oldukça memnundum... Diyebilirim ki, şimdiye kadar kullandığım en mükemmel olta makinem…
Buraya kadar konuyu ‘’Turizm’le’’ bağlamak için uzatım affınıza sığınarak .
Yıllardır Antalya’da ‘’Herşey Dahil’e’’ en soğuk bakan kişilerden biriyim... Yıllar geçtikçe ve üründe asla bir talep gerilemesi söz konusu olmaz, bilakiz daha da artarken… Şunu gözlemleyip, analiz ettim..
Gelişmiş yabancı ülkelerin keni ülkelerin de, keni insanına, bu kadar ucuz ve kaliteli yaptıramadıkları tatili,
altenatif olarak başka bir ülkede yaptırmanın yolunu bulmuşlardır... ‘’ Evet’’ bildiniz biz yabancıların ‘’ Fason ‘’ üretim tatil destinasyonu olduk…Her fason üretim de olduğu gibi bizde de üretimin en temel maliyet belirleyici faktörü ucuz işgücü olmaktadır…( Bizde de bolca var )
Uzun yıllardan sonra bu gerçeği görerek kabullenim... Otelleri de anlayabiliyorum, çünkü misafir talebi bu yönde ( ki bizzat sattığımız ürünler)…
Yıllaraca ’’ Tekstil ‘’ ülkesi olmuş ve sanayide fason bir üretim hamlesi gerçekleştiremeyen ‘’Anadolu İnsanı ’’ sizin belirtiğiniz ‘’Lacoste ‘’ mantığında ki gibi, fason bir tatil kültürü devrimi gerçekleştirmiştir . ( Sevelim ya da sevmeyelim artık büyük bir pazar oluşmuş durumda ). Bize düşen ‘’ Shimano’’ örneğinde ki gibi bu işi ucuza mal ederken, kalitelide olabilmesini sağlamak ve tüketiciyi memnun etmektir..
-
Bu durumuna sebebiyet veren bir kaç konuyu eklemek isterim
1) İşletme sahiplerinin ucuz maaliyetli personel mantığı ve biri gelir biri gider mantığı ile hareket etmesi kalifiyeli personelin yeterli düzeye gelemeden yönetici olmasına sebebiyet vermektedir. Profosyonel olamamış bir yöneticinin altında çalışacak kadrosundan ne beklenir ki?
2) Kalifiyeli ve yaşı 45 üzeri geçmiş turizmci abilerimiz ve ablalarımız maalesef yeteri kadar saygı gösterilmeden sektörden uzaklaştırılmıştır. Bu değerlere tekrar bir çatı altında eğitmen statüsü ile yer verilmeli.
İşletme sahipleri, yöneticilerine maaliyet olarak baktıkları sürece kaybetmeye mahkumdur. Bir çok işletme bu yüzden istenilen düzeyde kar edememekte, personel açığı çığ gibi büyümektedir.
-
İstanbul,Ankara,İzmir,Antalya da yeni açılan ve açılacak olan 5lı otellerde ki vahim durumu görüyoruz Ambalajı Kamufle edilmiş içi boş sahtekar yöneticiler,ara yöneticilerin halini...
Sonunda birileri gerçekleri yazabilmiş burada
Serdar Beye teşşekkür ederim.
-
Tamamen katılıyorum, yazara... tebrikler bunları görüp ve yazdığınız için...