Ekranda, beyazperdede, kitapta oteller
Pera Palas’ta çekilecek bir gerilim filminde Agahta Christie’nin şu meşhur 11 gününün hikayesinin işlenmesi ve de iyi bir yönetmenin elinde muhteşem oyuncular ile hayat bulması hiç de fena olmayacaktır.
HITCHCOCK UN MOTELİ
Ülkemiz ve dünya güzelliklerini gezmek, görmek ve yaşamak yerine, Son model LCD televizyonunda HD formatında belgesel biçiminde izlemeyi yeğleyen insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyor olmamız, turizmde dünya çapında iddialı bir ülke oluşumuzla ciddi şekilde çelişmektedir. Ve ne gariptir ki bir zamanlar kötü bilinen otellerde özellikle kız çocuklarının çalışmasına pek sıcak bakmayan ebeveynler sektörün gelişimi ve dinamizmi karşısında geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Kariyer ve meslek vaad eden turizm ve otelcilik ekonominin lokomotiflerinden olmaya başlarken sanat dünyasında da kendine vazgeçilemeyecek bir yer bulmuştur. Kitaplara ve sinema filmlerine konu olan gerçek oteller olduğu gibi, sanatçının hayal ettiği ve bizlere sunduğu oteller ise zihnimizde bir daha asla silinmemek üzere gerçeğe dönüşmüştür. Alfred Hitchcock un ünlü ‘’Psycho’’ filmini nerede ise izlemeyeniniz yoktur. Issız bir motelde geçen bu filmdeki dehşet sahnelerinin ardından etkilenmemek elde değildir.
ANAYURT OTELİ
Yaşamımızın bir parçası olmaya başlayan oteller Türk edebiyatında da kendini göstermeye başladığında sene 1973. Yusuf ATILGAN ‘’ Anayurt ‘’ otelini yazdığında, altı defa baskısı yapılmış. Ömer KAVUR 1986’da filmini çektiğinde başrolleri Macit KOPER ve Şahika TEKAND paylaşmışlar. Film tüm eleştirmenler tarafından en iyi 10 Tük filmi arasında sayılıyor. Senaryosu gereği tüm diyaloglar otelin içinde geçiyordu ve beklide bu özelliğinden dolayı otel temasının yoğun olarak işlendiği ilk Türk filmi olabilir. Televizyon, Sinema ve edebiyat dünyasında çokça kullanılan temaların başında gelen OTEL ülkemizde de dünyada da yoğun olarak işlenmeye devam ediyor. Kimi zaman şarkılara bile konu olan oteller, sinemada genellikle korku ve komedi temaları üzerine yazılmış senaryolar üzerinden işleniyor.
STEPHEN KING DEN 1408 & PRETTY WOMAN
Bunun en güzel örneklerinden olan Stephen KING in aynı adlı romanından uyarlanan 1408. New York Manhattan da bulunan bir otelin aynı numaralı odasında geçiyor. Başrollerini John CUSACK ve Samuel L. JACKSON un paylaştığı filmin senaryosu gerçek ve yaşanmış öyküler üzerine kurulmuş. Korku filmi sevenlerin favorilerinden olan bu film tümü ile 1408 numaralı oda da yaşanan korku dolu dakikalarla kurgulanmış.
Tamamı ile aynı olmasa da birbirine yakın konularda işlenen diğer iki otel filmi ise ‘’ MAID IN MANHATTAN’’ ve ‘’ PRETTY WOMAN ‘’ .Jennifer LOPEZ in başrolünü Ralph FIENNES ile paylaştığı filmde room maid olarak görev yapan Lopez’in otel içinde dolaştığı sahneler sayesinde, ana mutfak, çamaşırhane ve Housekeeping deposu dahil bir çok ayrıntıyı görüp otelci gözüyle değerlendirmeniz mümkün. Pretty Woman’da ise konu oldukça lüks bir otelde geçse de tüm ayrıntılara yer verilmemiş. Nerede ise oteldeki tüm işlere bakan bir Bellboy var.Zaten sinemacıların sıklıkla düştükleri hatalardan biride bu, tüm hikaye boyunca karakterlerin yaptıkları işleri birbirine karıştırmak.
İngiliz orjinli televizyon dizisi ‘’HOTEL BABYLON’’ ise bu yakındığımız konuları fazlası ile aşmış görünüyor. Otelin resepsiyon çalışanları, genel müdürü, housekeeping elemanları, barmeni ve şef aşçısı dahil her bir karakter ustaca yerli yerine oturtulmuş. Ruanda da yaşanan iç savaş esnasında müdürlüğünü yaptığı otelde konukları ve çalışanları ile rehin kalan bir otelcinin yaşadıklarını anlatan film mükemmel bir drama nın ötesinde gerçekten yaşanmış olayların üzerine kurulu.
BİZİM OTELLİ FİLMLERİMİZ
Ülkemizde ise gişe başarısı elde etmiş birkaç komedi filmi dışında yakın zamanlarda üretilmiş böyle bir proje yok. Mesela geçtiğimiz yıllarda gösterime giren Recep İvedik tümü ile Antalya da bir otelde çekilmişti. EZEL adlı televizyon dizisinin bir çok bölümü KKTC de oldukça ihtişamlı bir tesiste çekilmekte. Televizyon dizilerinden bazısı ve özellikle yazlık olanları çoğu otellerde geçmesine rağmen, ( elbette bizim gözümüzle ) ciddi hatalarla dolu. Geçen yıllarda yayınlanan ve Maid in Manhattan uyarlaması olan bir yerli dizi ise evlere şenlik senaryosu ile değil otelcileri, bizim meslekten anlamayanları bile kendine güldürecek kadar kötüydü.
Korku, Komedi, Drama v.b. çok çeşitli senaryolar yazan ve sinemalaştıran Hollywood bu projelerin sonunda ciddi gişe hasılatları elde ederken her çektiği filmin ardından o oteli ya da odasını da efsaneleştirmeyi de ihmal etmiyor elbette. Günlük turlar vasıtası ile turist akınına uğrayan bu mekanlarda ayrıca hediyelik eşya satışlarından da ciddi karlar elde ediliyor.
AKIL VERMEK GİBİ OLMASIN AMA…
Saygıdeğer senaristler mesela Pera Palas’ta çekilecek bir gerilim filminde Agahta Christie’nin şu meşhur 11 gününün hikayesinin işlenmesi ve de iyi bir yönetmenin elinde muhteşem oyuncular ile hayat bulması hiç de fena olmayacaktır. Kültür Bakanlığının desteği ve biz otelcilerin danışmanlığı ile hayata geçirilecek böyle bir proje ses getireceği gibi gişe hasılatı da yapar ülke turizmine katkıda da bulunur. Tek yapmamız gereken saksıyı biraz çalıştırmak ve ucuz işlere bel bağlamamak olacaktır.
Bu Makale 28.09.2010 - 15:32:14 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sayın başkanım, gerçekten güzel bir konu, hatta istersen bir senaryo yazalım, ne dersin?...
-
Sevgili Emir Bu güzel Yazın için seni kutluyorum.Ve işte seni bu yüzden Çok seviyorum. Hem bir meslektaşım olduğun için hemde yaratıcılığını bu kadar güzel ifade edip yapmak istediklerini anlatarak başka ufukların da olduğunu turizm dünyasına anlatmak için... İyi ki Varsın...Tebrik ederim Bu mükemmel fikrin için... Ama insanlar takılmış rutin işlerin peşine, çalıştıklarını zannediyorlar...
İşte bir bütünün parçası olabilmek için üretici fikirler... Harikasın selam ve sevgilerimle ...