Sayın Pulak, Deneyimlerinizi de ortaya koyarak güzel bir örnek vermişsiniz. Turizm nedir ve nasıl yapılmalıdır sorgulaması ve planlaması yapılması teknik açıdan o kadar zor olmamasına rağmen bunları başaramamak işin en zor kısmı. Hep ileri tarihli ve sabunlama vaatler ile ama sadece rant odaklı işlemler yaparak güncel pansumalarla bu işin bir sektör haline gelmesi olanaksızdır. Politikacı ağzıyla oya tahvil edilmeye çalışılan sözde parlak vaatler bir yerde tıkanıp kalıyor. Bodrum örneğinde turist gözü ile bakılamadığı için elde var olan varlıklar yitirilmiş ve yeni yapılanların estetik, teknik ve çevre adına garabet yapılar olması üstüne tuz biber ekmiştir. Benzer olarak Istanbul katli şimdiden kötü uygulamalar olarak literatüre geçmiştir. Aslında eski şehir, ki en az 8,500 yıllık tarihi bulgular mevcuttur, yerinde korunarak yeni yerleşim bölümleri yapılarak turizm açısından değerlenirilebilirdi. Yine pis politika olarak verilen kararlar çerçevesinde gözü rahatsız eden ve zevksizlik örneği bina yığınlarının sürekli yapılması yanında bir milyon olduğu rakamlarla ifade edilen bina stoğunun mevcudiyeti ve yeni projelerin amansızca devam etmesi tam bir aymazlıktır. Turizmde dünya örneklemesi, daha çok tarım ve tarihi yerleşim alanları dışında, kullanılmayan atıl alanların gelire dönüştürülmesi şeklindedir. Hiç bir medeni ülkede 200 yıllık çam ormanlarını keserek golf sahası yapıldığını göremezsiniz. Yabancılarla yaptığımız projelerde hayretler içinde kaldıkları ve evrensel varlıkların elden çıkmasına neden oldukları için hayıflanan o kadar çok profesyonel tanıklığına sahibim ki, şaşarsınız. Ama keni zenginliğini hovarda bir şekilde harcayan ve buna engel olacak yasaları çıkarmayan yöneticiler ile geleceği ipotek altına alan kararları savunabilen garip turizm yetkililerinin olduğu tek ülke bizimki diye düşünmeden edemiyorum. Eğer bir gün bu ülkede bilgi, deneyim ve profesyonel görüş dikkate alınırsa gerçek düzelme başlayabilir. Yoksa turistleri fazla fazla sayıp bu sayıları açıklayan ama bu sayılara karşı gelen gelirlerin nerede olduğunu izah edemeyen bir yapıyı içimize sindirir avunur gideriz.