Serdar Sağlamtunç / FCSI

Dünya Gastronomi Turizmi Forumu

Dünya Gastronomi Turizmi Forumu
9.BM Gastronomi Turizmi Dünya Forumu, 18-19 Kasım tarihlerinde Bahreyn'in Manama kentinde yapılacak. Toplantının teması; "Gastronomi Turizmi: Ekonomik Çeşitliliğin ve Kapsayıcılığın Bir Sürücüsü" olarak belirlenmiş.

Forumun küresel liderleri, politika yapıcılarını, endüstri uzmanlarını ve ünlü şefleri bir araya getirmesi yanında etkinliğin, gastronomi turizminin ekonomik dayanıklılığı, kapsayıcılığı, sürdürülebilirliği ilerletme ve destinasyonlar için güçlü bir imaj oluşturmada dönüştürücü gücünü vurgulayacak fikir ve görüşlerin ortaya konulmasına katkı yapması bekleniyor.

Forumda, sürdürülebilir mutfak turizminin bir örneği olan Ürdün'ün "Tarladan Çatala" girişimi ve kaliteli yemek yemeyi teşvik ettiği ve geleneksel savoir-faire'i korumaya kendini adamış zanaatkârları desteklediği için tanınan Collège Culinaire de France gibi ürün kalitesini ve kökenlerini vurgulayan önemli girişimler vurgulanacak. Etkinlikte ayrıca, otantik, yüksek kaliteli mutfak deneyimleri sunmak için gastronomik köklere dayanan önde gelen bir misafirperverlik grubu olan İspanya'dan Grupo Sagardi de yer alacak. Zaten düzenleyicilerin en ağır topu yine bir İspanyol, Bask Mutfak Merkezi (BCC). Önemli katılımlar arasında, dünya çapındaki ödüllü şefler; Somos Restaurant'ın (Ekvador), Alejandra Espinoza ve Konoba Pelegrini'nin (Hırvatistan) Şefi Rudolf Stefan var.

Somut olmayan kültürel mirasın değerlendirilmesi konusundaki tartışmalar doğrultusunda, forum, destinasyon markalaşmasını geliştirmek için fikri mülkiyet ve markalaşmanın kullanımı, mutfak mirasının ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve tüm gastronomi turizmi değer zincirini ilgilendiren otantik, sürükleyici kültürel deneyimlerin teşviki gibi temel temaları ele alacak. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nden (WIPO), küresel Slow Food hareketinden ve Yaratıcı Turizm Ağından uzmanlar bu konulara değinecek.

Gıda atığı ve sürdürülebilirlik için inovasyon kavramının genişletilmesi kapsamında gıda atığının azaltması, dairesel ekonomi prensiplerinin işin içine katılması ve yerel üretim kaynaklarının teşvik edilmesi üzerine bilgi alış verişiyle “sürdürülebilirlik” temel odak noktası olmaya devam edecek.

Etkinliğin bir diğer önemli unsuru sosyal medya ve teknolojinin mutfakta inovasyon etkisi olması planlanıyor. Diğer yandan bir destinasyon imajının gastronomi ile nasıl oluşturulacağı ve şekilleneceği konusu ayrıntılı olarak ele alınacak.

Dünyada bu girişimler olurken acaba bizde neler oluyor, ne gelişimlere kapılar açılıyor? Hiç. Uzun yıllardır hep merak ettiğim tek bir soru var; bizdeki kibir yerine çalışarak yenilikleri kucaklamak yöntemi oluşsa acaba nerede olurduk? Restorandan anlamayan, konaklamayı otel odasında battaniye düzeyine indirgemiş kafalarla koca bir sektör gelişebilir mi? Dolayısıyla gelişemiyor. Hele son yıllarda dibin dibi denen meşum bir yerdeyiz. Tesis sahipleri önceleri de işten anlamazlardı ve buna rağmen bilgi ve deneyimi içeren Bağımsız Danışmanlık Hizmeti satın almazlardı, şimdi ise mafya tesislerin çoğunu ele geçirmek hevesinde. Böyle bir yapı içinde yiyecek içecek barınabilir, kültürel gelişime erişebilir mi? Mümkün değil. Bizim boşalttığımız geniş alan hemen rakipler tarafından dolduruluyor. Sonra bu çok bilenler döner, yoğurt, kebap nasıl oluyor da başka ülkelerin sembolü oluyor diye şamata yapıyorlar. Kimin yüzünüzden? 

Gastronomi bir ülkenin eskiden gelen bir yemek kültürü varsa, misafirlere ziyaret ettikleri ülkede ve yörede bu konuda zengin medeniyet ve tarihi mirası keşfetmelerine olanak sağlayan önemli bir unsurdur. Bu sayede ülkeye özel tüm ham gıda ve ürün haline getirilmiş yiyecek içecek kapasitesinin de dünyaya önerilmesi, sunulması görevini görecek dinamizme sahiptir. Buradaki kapasite aslıda devasa olanak ve fırsatlara sahiptir. Ama gören olursa! Bunun yerine yapılmakta olan bir kısım kişilerin şef havasına bürünerek ortaya atıldığı, liyakat ile belirlenmediği, yarışmalarda kendilerine verilen rolleri kesen tiplerle oyun içindeki sözde yarışmacıların saatlerce algı yönetimi yaptığı bir garip sistemin getirisi olmaz.

Son söz; eğer turizmde yeniden diriliş isteniyorsa bu kulvardaki görüşlerin tartışılarak karar alınacak tek bir STK türü yapı kapsamında sadece bir tek yıllık toplantı düzenlenmelidir. Değişik şehirlerde toplantılar, sempozyumlar, sergiler iyi de sonuç var mı? Hâlbuki yıllık sektörel toplantılarda yöntemler ve planlar görüşülerek uygulanabilir örnekler başlatılmalıdır. Örneğin, gastronomi, sağlık, açık alan medeniyet kalıntıları gibi!

Bir uyarı: Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş olan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri başlıca 17 adet olup asla LGBTİ+ bayrağı falan değildir. Her maddeyi dikkatli bir şekilde ele alıp bunları geliştirecek yöntemleri uygulanması için devreye almak yeterlidir.


Bu Makale 29.10.2024 - 11:39:19 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.