Çin izlenimleri (1) Güneşi En Erken Gören Yer: Narat
Çin'in turizmde dünyaya açılım programı Xinjiang (Sincan) Uygur Özerk Bölgesi ile sürüyor.
Türkiye'ye doğrudan uçuşların da geçtiğimiz yıl başlatıldığı Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerini tüm dünyaya tanıtmak amacıyla "Objektifimden Xinjiang" etkinliği düzenledi.
Çin Uluslararası Radyosu (CRI) ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Basın Ofisi'nin konuğu olarak katıldığım gezinin ilk durağıydı Narat.
Dünyanın en büyük otlaklarından birine sahip olan Nalat, Güney Xinjiang ile KuzeyXinjiang 'ı bağlayan anayol boyunca uzanıyor. Çin'in en yüksek otlağı olan bölge dağlarla çevrili geniş çayırlardan oluşuyor. Bölge kadim zamanlardan beri bu özellikleriyle ünlü.
ÇİN'İN EN BÜYÜK İKİNCİ OTLAĞI
Narat 400 kilometrekare genişliğinde bir yer. Çin'in en büyük ikinci otlağı. Sessiz akarsuları, taze havası ve verimli topraklarıyla ünlü. 10'uncu yüzyıla kadar Kazakların egemenliğindeki bölgede hala tepelerin üzerini süsleyen Kazak çadırlarında konaklamak en popüler etkinliklerden.
Otlak geniş ve vahşi nehir vadileri, yüksek dağlar, büyük kanyonlar, ormanlar ve geniş çayırlarla bezeli. Bölgede yoğun olarak yaşayan Kazaklar sağlıklı ve turistlerden çekinen insanlar. Tam da bu nedenle bölge turizme uygun. Çünkü sahtelikten eser yok.
NALAT NE DEMEK?
Her köşesinde binlerce yıllık tarihin izlerini görebileceğiniz bu ülkede Narat'ın efsanelerinde de tabii ki Cengiz Han var...
Efsaneye göre Cengiz Han'ın ordusunu batıya doğru kaydırdığı bir dönemde Moğol askerlerden oluşan bir birlik Yili Vadisi'ni yürüyerek geçmeye çalışmışlar. Hava dondurucu derecede soğuk, askerler aç ve yorgunmuş. Umutsuzluğa düşmüşler ve artık kaderlerine küstükleri bir dağ görmüşler. Ve kendilerini Shangri -la'da yani cennette bulmuşlar
O sırada güneş doğmuş ve askerler güneşi görünce Narat Narat diye bağırmışlar. Narat, güneşi en erken gören yer demekmiş. İşte doğasıyla ve insanlarının sıcaklığıyla sizi içine çeken Narat'ın adı buradan geliyor.
KENTİN TAMAMI DOĞAL KORUMA ALANI
Cengiz Han'a uzanan tarihine rağmen kent merkezi çok yakın bir zamanda 1981 yılında kurulmuş Narat'ta... O dönemde doğal otlak koruma bölgesi olarak ilan edilmiş. Narat'a Çinliler 'havadaki otlak' diyorlar. Hemen not düşelim: Narat dünyadaki en büyük otlaklardan birisi…
2 bin 200 metre yükseklikteki dağda arabamızla yol alırken, rehberimiz bize buranın hem yiyecek hem de maden kaynakları açısından ne kadar zengin olduğunu anlatıyor. Yemyeşil ortamı, Çap adı verilen bir nehir süslüyor. Bu nehirlerin bir bölümü dağdaki karların erimesiyle, bir bölümü de yerin altından ortaya çıkıyormuş. Narat'ı gezdikçe bizim Karadeniz yaylaları geliyor aklıma...
AĞAÇLARI BİLE 300 YAŞINDA
Uzun ve ince ağaçlar hemen dikkatimizi çekiyor. Bu ağaçlar sadece burada yetişiyormuş. Boyları 25-30 metre arasında. Bir başka özelliği de bu ağaçların çok yavaş büyümesi. Yollarda gördüğümüz ağaçların yaklaşık 300 yıllık olduğunu öğreniyoruz.
Yolda arabamız Tianjietai'de duruyor. Tanrı Dağları'nın uzantılarındayız. İnanılmaz heyecan verici. Orta Asya Türklerine vatan olan bu topraklarda doğanın güzelliğine doyamıyoruz. Bol bol fotoğraf çektiriyoruz.
KAZAK AİLELERİN ŞAŞIRTAN ÖRF VE ANENELERİ
Moladan sonra 500 kadar Kazak ailenin yaşadığı yaylaya gidiyoruz. Kazaklar, bizi inanılmaz bir sıcaklıkla karşılıyor ve çadırlarına davet ediyor. Çadırlarda bol bol fotoğraf çektirip dünyaca ünlü Kazak atlarına biniyoruz, tabii ki ev sahiplerinin yardımıyla...
Kazak ailelerin beni çok şaşırtan örf ve adetleri var. Mesela kendi bayramlarında ailenin en büyüğü olan kadın, eline şeker ve peynirleri alıp havaya fırlatıyor. Bunun insanlara mutluluk ve bereket getireceğine inanılıyor.
Kazaklar, at ve koyunlarının saygı görmesine büyük önem veriyorlar. Çocuklarına 'aman nasıl da tombul bir çocuk' denilmesini ise istemiyorlar. Bu şekilde bir çocuğa hitap edilirse çocuklarına hastalık geleceğine inanıyorlar.
Kazaklarla kolayca anlaşabiliyoruz, günümüz Türkçesiyle. Bir hayli ortak kelime var kullandığımız ve bol bol sohbet ediyoruz, Türkiye ile ilgili sorularını yanıtlıyoruz...
KAZAK DANSLARI EŞLİĞİNDE YEMEK MOLASI
Kazak ailelerinin kaldıkları yerden ayrıldıktan sonra bizi birbirinden lezzetli yiyeceklerle donatılmış çadır içinde bir yer sofrası bekliyor. Yemeklerimizi yerken Kazak danslarını izliyoruz. Sofrada at eti bulunması da dikkatimizi çekiyor. Gece devam ederken, ortaya bir koyun başı yemek olarak geliyor ve sofradaki en kıymetli misafire etin en güzel yeri ikram ediliyor. Koyunun kulak memesi ise küçük çocuklara veriliyor. Narat'taki gecemiz, 11 ülkeden gelen gazeteci konukların dans eden Kazaklar'a eşlik etmeleriyle son buluyor...
NALAT'A NASIL GİDİLİR?
Yining'ten otobüsle Narat'a ulaşmak mümkün. Ayrıca yazın Urumçi'den Nalat Havaalanı'na Chine Southern Airlines'ın uçuşları var.
Bu Makale 06.08.2012 - 11:13:34 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
İşte tam bu Eda Hanım
National Georaphic ve BBC belgeselerinde ilgiyle izlediğim yerleri bir Türkün gözlemleriyle, masalsı ve destansı bir anlatımla yorumlamışsınız... Keyifle okudum.