Kıymetli Serdar Sağlamtunç, Uyarınız için teşekkür ederim, proje yerine " fikir" dersek daha iyi olur, bence de.
Kıymetli Serdar Sağlamtunç, Uyarınız için teşekkür ederim, proje yerine " fikir" dersek daha iyi olur, bence de.
Çok iddialı bir başlık altındaki detayların bazılarına değinmek gerekiyor. Şu anda turizmde görülen önce çatının yapıldığı sonra da temelin atıldığıdır. Neden doğru uygulama tercih edilmiyor, anlamak olası değil. Seçim öncesi ortaya atılan fikirleri teknik uzmanlık alanımdaki deneyimlerle ele alınca şu ortaya çıkmaktadır. Fikir sahibinin ve yandaşların da destekledikleri görüş, fikirin proje haline gelmesi için 2-3 yıl üzerinde çalışılacağı şeklindeydi. Basit bir mantıkla öne sürülenler asla bir proje değildir. Proje ile ilgili sektörü aydınlatma gayretiyle yazılar yazıyorum, her fikir proje olmaz. En yalın anlatımıyla fikirin proje olması için uygulanabilir özelliğinin olması gerekir. Etki ve fayda katsayıları, çevre değerlendirmesi, mevcut doğala uyum olmazsa olmazıdır. Ayrıca fikirin kağıt üzerine dökülmesi, yapım için gereken finansmanın nasıl karşılanacağının açık olması, yapım süresi, inşaat sırasında alınacak tedbirler raporlar halinde hazırlanmış olmalıdır. Bahsi geçen fikirlerin doğal çevreye etkisi negatif olacağı gibi yer üstü, yer altı, su üstü ve su altı ekoloji hiç bir zaman düşünülmemiştir. Kışın yazı yaşıyorsak, yazın seller basıyorsa artık bunun neden meydana geldiğini bilelim. Ayrıca turizm açısından bu fikir hiç bir değere sahip değildir. Son zamanlarda yabancı TV lerde HES ve nükleer santraller ile ilgili programlar aşırı derecede arttı. Tavsiyem bunları izleyin ve eldeki verilerle mukayese edin. O zaman turizm için nelerin yapılmaması net olarak görülecektir. Gariptir ancak çoğu tesis için hep yanındaki tesisler ilham kaynağı olmuş ve bir para harcama yarışı yapılmaktadır. İddia ettiğimiz konu bugün yapılan tüm tesislerin çok fazla pahalı olarak yapıldığıdır. İnşaat maliyetleri belli, oda donanmış fiyatları ortada ancak tesisin açıklanan maliyeti çok yüksek. Demek ki sistemde bazı değişik kaldıraç mekanizmaları mevcut. Bunları ortadan kaldırmak turizmi bir nebze rahatlatacaktır. Diğer bir konu hizmet tarzıdır. Hafızanızı yoklarsanız herşey dahil sisteminin nasıl ve kimler tarafından ortaya çıkartıldığı ve yönetimin hiçbir müdalasinin olmadığını hatırlayacaksınız. Geçen yıllar sonunda sakıncaları bahis konusu edilmeye başlandı. Böyle bir şey nerede görülmüştür? Diğer büyük bir yanılgı ise tesis yaparak turizmi geliştirme fikridir. Diyelim ki tesisi en uygun şartlarda yaptınız, peki işletme? İşte sorun burada. Tesis sahibi işletmeyi bilmiyor, bilmesi de gerekmiyor gibi bir önerme çıkabilir ama tesisin işletme fikriyle projelendirmesi gereklidir. İşletme anlamı ise çok geniş. Tesisin fiziki alanları yanında çalışan personel, temin edilen gıda maddeleri, üretim ve atıklar bir bütün olarak ele alınmalıdır. Birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Tüm bunları dikkate alırsanız turizmde başarı sağlama yolunda ilerlemeye başlarsınız ama kültür bunlardan da farklıdır. Kültür insanların içsel olarak elde ettikleri birikimleri diğerlerinin görüsüne sunduğu içinde bilgi, deneyim, davranış, eskilerden miras, özgür düşünce, sanat, evrensel barış, doğa olan insan odaklı bir etkileşim tarzıdır. Bu ise pazardan alınmaz, satışı yoktur. Her toplum kendi kültürünü yaratır ancak yaratırken babası ve dedesinin birikimlerini hoyratça bir kenara atmaz. Burada kısıtlı olarak çizmeye çalıştığım pencereden bakmaya çalışırsanız turistik yörelerdeki çevre katliamını, yolların kalitesizliğini, misafire tutumu, yeşil ve ormana yapılan hoyratlığı, ulaşım olanaklarının yetersizliğini, tarihi kalıntılara yapılan barbarlığı daha iyi anlarsınız. Ha, politikacı bir süre gözleri boyayabilir, kamaştırabilir ancak tarih her zaman devinim içindedir. İyi yapılan ile diğeri arasındaki fark zaman içinde kendini belli eder ve kayıtlara geçer.
Serdar Hocam Merhabalar, Ben yazilarinizi ilk baslasiginiz gunden bu yana zevk ile okuyorum. Aslina bakacak olursak hic bir zaman AKP secmeni olmadim. Eskiden AKP ye ovgu olmasi muhtemel her yaziyida secici algi ile okurdum, yani ovgu dogruda olsa da, ovgunun konusu degil AKP ve onlenemez yukselisine olan kizginligim ile degerlendirirdim yazilani cizileni. Eski kafamla okuyup once kizdiklarima, sonra secici algi hatasi yaptigimi dusunerek tekrar okudum. Yazinizda AKP ye methiye felan yok, gercekler var. Secim kampanyasinda sonunda uygulanir yada uygulanmaz mega projeler ortaya attilar ve oylarini ortaya artirdilar. Oysa siz uygulanabilir mega projeler ile turizme dikkatlerin cekilmesinden pastanin buyutulmesinden ve rehabilitasyon projelerinden soz ediyorsunuz. Yorumculari okuyunca yazinizi tekrar okudum bu ara secici algi konusunda bir arastirma yapiyorumda. Hocam siz, AKP kultur politikalarini da ovmemissiniz veya iyidir kotudur dememissiniz. Siz Kultur ve Turizm Bakanliginin daha ziyade Kultur uzerinde durdugunu ayni kuvvette turizmede yonelmesini temenni etmissiniz. Hocam bu algi isini okuyun bence o zaman okuyup, okudugunu anlamayanlara kizmazsiniz. Yeni yazilarinizi bekliyoruz.Saygilarimla
Ülkeyi yöneten bir başbakanın, "UCUBE" tabiri ile heykeli kaldırtmasını akabinde ressam-yazar ve düşünebilen birisinin bu duruma itirazından dolayı kimliği ve maksadı belli kişi tarfından saldırıya uğramasını, daha basılmamış kitaplarından dolayı yazarların hapse atılmasını, "müstehcen bulundu" diyerek park ve umum yerlerde bulunan heykellerin yerel yöneticiler tarafından yerlerinden söktürülmesini, sanatçı kimliğindeki kişileri muhalif düşüncelerinden dolayı aşağılamasını, ve daha birçok benzer olayı hükümetimizin hangi kültür projeleri ile ilişkilendirebiliriz?
Sayın Serdar Baş, Sizin gibi değerli bir turizmci ve aynı zamanda bir akademisyen olan bir insan tarafından nasıl böyle bir makale kaleme alınır anlayabilmiş değilim. Efendim Türkiye'nin çılgın projelere değil, ayağını yere basan ve halkın sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap verebilecek siyasal politikalara ihtiyacı var. Hükümetin saçma sapan "çılgın projelerine" böyle bir güzelleme yazmışsınız, umarım projeler hayata geçmediği zaman "hükümet vatandaşı kandırdı" diye de yazarsınız bu köşede. Öte taraftan "turizme de en az kültür kadar değer vermeli" demişsiniz. Ne kadar talihsiz bir açıklama. Sanatı, edebiyatı, şiiri, gelişmeyen bir toplumun turizmi gelişir mi sanıyorsunuz. Gelişse bile bizdeki gibi gelişir. Çin'deki sanayi nasıl gelişiyorsa bizdeki turizm de öyle gelişiyor. Planlama yok, vizyon yok, çevreye saygı yok, insana saygı yok....
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri