Building a New World
"Yeni bir dünya kurmak" Bugün İstanbul Kongre Merkezi'nde başlayacak olan 2. İstanbul World Political Forum’un (IWPF) ana teması.
56 ülkeden 200 konuşmacının katılacağı forumu ülke turizmimiz ve özellikle İstanbul’un toplantı organizasyonlarında dünya devi olma yolunda gösterdiği başarı açısından çok önemli buluyorum.
Tamı tamına elli altı ülke
Düşünsenize, İstanbul dünyanın elli altı ülkesinde bir anda konuşuluyor, haber bültenlerine, yazılı ve görsel basınlarına manşet oluyorsunuz...
Bu nedenlerle " Türk Vakfı" yöneticilerini kutluyorum.
Nasıl ki bir sporcumuz yurtdışı spor organizasyonlarında dereceye girdiğinde ülkemizin tanıtımına katkılarından dolayı önemli sayılabilecek ölçüde "altın" ile ödüllendiriliyorsa,
bu tür organizasyonlar da aynı şekilde taçlandırılmalıdır, destek verilmelidir diye düşünüyorum.
Bu hislerle, konuyu Tanıtma Genel Müdürü Sayın Cumhur Güven Taşbaşı'nın dikkate alacağını umut ediyorum.
Tüm bu düşüncelerimin yanı sıra, son zamanlarda belki de toplumların çok büyük bir kesimi tarafından dile getirilen bir olgu olması açısından ve de yazımın başlığı olarak kullandığım "Forumun Teması" çok ilgi çekici...
"Yeni bir dünya kurmak"
Yozlaşmış, neredeyse tüm değerlerini yitirmiş, örf ve ananelerini unutmuş, yalanın, riyanın alıp başını gittiği, hoşgörünün yok olduğu, sürekli bir kavganın, küfrün hüküm sürdüğü bir dünyada ne anlamlı bir tema değil mi?
"Yeni bir dünya kurmak"
Peki gelin öyleyse yeni ve adil bir dünya düzeni içerisinde, uzatın elinizi birlikte kuralım.....
Savaşlar olmasın kardeşkanları akmasın,
Açlık ve yoksulluklar kalmasın,
Yönetenlerimiz dikta rejimlerine özenmesin,
Somali'yi unutmayalım; Mısır'ı, Libya'yı, hele hele Suriye'yi bir daha yaşamayalım.
Tüm dünyaya gerçek demokrasi hakim olsun,
Tek amacı İnsanları birleştirmek, kardeşliği, hoşgörüyü tesis etmek olan Futbol müsabakaları sonunda insanlar döner bıçakları ile birbirlerine saldırmasınlar,
Polis arabaları ters çevrilip yakılmasın,
Kimse kimseyi düşman ilan etmesin,
Duyarlı bir çevrede, koruma ve kullanma dengeleri sağlanarak dünya ve ülkemiz turizmi gelişsin,
Tüm bunlar gerçekleşsin; Hoşgörü anlayış yeniden gelsin.
Sınırları kaldıralım, insanlar birbirileri ile kaynaşsınlar.
Kardeşlik yeniden tesis edilsin.
"Yeni bir dünya istemek" sizce çok mu uzak?
Gerçekleşmez mi? Gerçekleştiremez miyiz?
Bir başlayabilsek. Şu karşılıklı horoz dövüşlerinden bir vazgeçebilsek.
Birisi çıksa "büyüklük bende kalsın" diyebilse... İnanın olur; olacak....
Bu Makale 23.06.2012 - 20:56:11 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
YETKİ ve RANT kaygımız olmadığına göre, horoz meydanında değiliz herhalde Sayın Başkanım...? Zaten ortada bağnaz bir eleştiri de yok, merak ise piyasada tıkanıklıkların aşılmasına dönüktür. Sadece arayış içinde olduğunuz turizm sorunlarında basit ve somut bir YÖNTEM sorusu söz konusudur: Bodrumda (Muğlada kurulan) TURİZM KONSEYİ aktif halde midir? Yerel STK lar ve turizmcilerimiz bu konuda karar ve eylem konusunda gündem oluşturmuş mudur...? Örneğin İZMİR ortak akıl toplantısı sonuç bildirgesinde aranan TURİZM ÜST KURULU yasal olarak neden devreye gir(e)memektedir...?
-
Sevgili Zafer Kardesim, İllaki bunu duymak istiyorsan yapici eleştirilerin icin teşekkür ederim..
Ancak sizin MAKRO , MİKRO tarzınız içerisinde benim yazımın ana fikrini neyi anlatmak istediğini algilayamadiginizi dusunuyorum... Sonra sizin her eleştirinize mecbmaz fmeye kalkarsam bu is horoz döğüşüne dönüşür..buna ne sizin nede benim zamaninizin olduğunu sanmıyorum.. Zaten tüm yapıcı eleştirileri alıyor ve Records ediyorum..merak etmeyin...Sevgilerimle..
-
BÜYÜKLÜK BENDE KALSIN: Yazınıza TARTIŞMA kurgulu yapıcı eleştiri vermeme rağmen (daha öncekiler gibi) Sizde TIK yok Sn.Başkanım...? Bu durumda Sizin hayal senaryonuzu sahneye koymakta yarar var herhalde... Piyasada rayiç horoz döğüşleri iki şekilde icra ediliyor: 1) Yetki (hizmet?) yarışları PATRON KİM? 2) Rant (parsa?) savaşları SAHİP KİM? Bu piyasada SONUÇ Olarak: Birlik ve dayanışma içinde RANDIMANLI ÜRETİM olamıyor... Burada AKTİF ve toparlayıcı olması gereken STKlarımız nerededir...??? ÖRNEK: Muğla Valimiz (geçen yıl) İL TURİZM KONSEYİ kurdu ve bürokratları ile toplantılar yapıyor AMA İlçelerdeki KONSEY Çalışmaları ne alemdedir? Tamamen belirsiz ve sahipsiz bir şekilde KISIR DÖNGÜ sürmektedir İLK ve TEK KONSEY (maalesef) ölü doğmuştur... Bu duruma İLÇELER neden çare üretmezler ve (en önemlisi) tüm MODEL arayışında olan destinasyonlar neden bu ÇAĞDAŞ YASAL ÖRGÜTLENME yöntemini devreye sokmazlar...? Herkesin çıkarına ve yararına olan bu ÜLKESEL ve BÖLGESEL atılım için kim neyi beklemektedir...?
-
Makro bakış açılı GLOBAL yaklaşımlı yazınızı kutlarım Sn.Başkanım. Futbolun bunalımlarında antrenman yapıp ısınarak, Türk Turizmini ES geçerek dünyayı kurtarmaya veya bu yaklaşımlardan ULUSAL dersler çıkarmaya dönük yaklaşımlarınız elbette çok değerli bakışlar... Fakat hala yarınları belirsiz ve SAHİPSİZ kalan üvey evlat TURİZM ne olacak? Sorunlara ne zaman ve nasıl teşhisler konarak tedaviye gidilecek? Şikesiz ve aldatmacasız olarak dünya liginde ilk beşe nasıl oynanacak veveya kenimizi kandırmaya devam edilecek? Tüm bunlar TAMAMEN işlenmemiş ve ham gayya kuyusu şeklinde ortada kalmıştır. Mikrolardan Makrolara atlarken bir el atıversek de şu MÜZMİN dertleri bir hale yola sokuversek, diyorum... Ne dersiniz...?