Bu saçları değirmende ağartmadık
Bizde bir söz vardır "perşembenin gelişi çarşambadan belli olur" diye.
OTELLER
Bizde bir söz vardır "perşembenin gelişi çarşambadan belli olur" diye. Geçen sene bu zamanlar sevinç içindeydik. Bütün olumlu pozisyonlar ve rota Türkiye turizminin lehine gelişiyordu. Arap devrimi ile bir anda ortadan kalkan rakipler, Avrupa ortak pazar krizinin baş mimarı olan Yunanistan’ın turizmden dışlanması, İspanya’nın turizmde kendine güvenini kaybetmesi Türkiye’nin yelkenlerini doldurması için olumlu nedenlerdi. Biz de bunları kullandık ve 2011 yılı Türkiye turizm tarihine altın yıl olarak yazıldı. 2011 yılında 2012 yılı pazarlıklarına başladığımız aylarda 2012 senesinin hiç de güzel olamayacağını gözlemledik.
Pazarlıklarımızda arz, talep konusunu masaya yatıran birçok otel isletmecisi hemen fiyatları yüzde 17 ile yüzde 25 oranında arttırma kararı aldı. Bizim tecrübelerimiz, yalvarış yakarışımız solda sıfır kaldı ve birçok otelde bu artışı acı acı gülümseyerek kabul edip anlaşmaları imzalamak zorunda kaldık. Bile bile lades demiştik. Avrupa’daki tüketicinin enflasyonu asan fiyat artışlarına hiç iyi bakmadığını, tereyağında ufak bir artışı bile kabul etmeyip tereyağı yemekten bir süre vazgeçebildiğini ve tüketici gücünü gösterme azminde olduğunu otelci arkadaşlarımıza anlatamamıştık.
Bu inatlaşma geçtiğimiz kış aylarını da etkiledi. Yaz ayları rezervasyonlarında bilhassa Lara bölgesinde büyük artış yapan oteller hüsrana uğradı. Şimdi fiyatların indirilmesi bir fayda getirmedi. "Ati alan Üsküdar’ı geçmişti" inşallah çabuk unutmayız, olaydan ders alırız. Nasıl servis de, hijyende bir standart yakalamış isek, bunu fiyatta da yakalamamız gerek.
UÇAK ŞİRKETLERİ
Bazı milli uçak şirketleri ipin ucunu kaçırdı. Biz turizmciler, otelciler müşteriyi nasıl daha çok mutlu ederiz, servislerimizi nasıl daha iyi bir noktaya getiririz diye çalışırken, bazı uçak şirketlerimiz nasıl daha az servis veririm, nasıl müşteriden daha fazla para alırım diye çalışmaktadır. Müşterinin içeceği sudan 50 Sent alan, müsterinin önüne tadı tuzu olmayan bir sandviçi atan uçak şirketi ufak hesap yapmakta. Beş milyon yolcu X 0,50 € = 2,500.000 € yapar. Allah bereket versin, kısa günün karı budur diyor. Ama diğer taraftan ne kaybettiğinin hesabini yapamıyor, yapmıyor. Bu yüzden havayolunu değiştiren yolcu sayısı X ortalama satış fiyatı 250€ = ?.. Ah bu havayolu şirketleri bunun hesabini bir yapsa kafasını nasıl taşa vuracak, ama yapmıyor. Kilo hakkını 500 gram geçen yolcudan bile para alıp onu kızdırmayı ve o yolcunun tatilinin içine etmeyi marifet biliyor.
Kesin söylüyorum, bu yoldan er geç dönülecek. İnşallah bu dönüşüm çabuk olur. Olmazsa zaten hizmetinde kusur olmayan THY daha da büyür, ben de büyüyeceğim diyen uçak şirketleri küçülür ve yok olur. Türkiye’mize yakışır hizmet veren şirketler kalır. İste size örnek: hizmeti, güzel yemeği öne çıkaran THY aldı başını gidiyor, diğerleri bakıyor. Su an kış fiyatları ile ilgili pazarlıklar yapıyoruz. Acaba tüketici yüzde yirmilere varan uçak fiyatı artışını kabul edecek mi? Hiç zannetmiyorum. Kış için otelleri ikna ettik, uçak şirketlerini ikna edemiyoruz. Gene bile bile lades diyeceğiz.
SAĞLIK HİZMETLERİMİZ
Özlenen yatırımlar gerçekleşti. Sağlık hizmetlerimiz güzelleşti, modernleşti. Artik hemen hemen her büyük otelde bir doktor var. Her turistik köyümüzde birkaç resmi, özel hastanemiz var. Olmayan ne? Olmayan iyi niyet ve ahlak. Otel doktoru en ufak bir rahatsızlığın tedavisi olarak hastaneyi gösterip, hastaneden alacağı komisyonu düşünür. Türkiye’nin imajını düşünmez ise, hastane nasıl olsa sigortadan alacak deyip, fiyatı olamayacak rakamlara çekerse, Sağlık Bakanlığı bunları denetlemez ise, yakında sigorta şirketlerinin bu konuyu gündeme getirmelerine hiç şaşmamalıyız.
ULAŞIM
Belek gibi bazı turizm beldelerimizde taksiciler bir kraldır. Onlar Anayasa, kanun dinlemezler, taksimetre açmazlar, fiyatlarını kendileri belirler ve bu sayede turisti yolmaya çalışır, hatta ve hatta turizmciliğe soyunup tur bile düzenlerler. Taksi ücretinin aşırılığını gören bizim turist otelden dışarı adımını atmaz, turistin semtine uğramadığını gören esnaf kabahati otelciye, turizmciye ve de her şey dahile yükler. Sayın valilerim, belediye başkanlarım yanlış mı düşünüyorum veya yanlış mı biliyorum? Bu taksicilerin taksimetre açmaması yasal mıdır? Yasal ise amenna, değil ise niçin kanunları uygulatmaz, görevinizi niçin yapmazsınız? Türkiye’de kazalar olur, diğer memleketlerde de olur. Yalnız bizde ki kazalar ben geliyorum diye olur. Araçlarımızın teknik donanımları bakımsız ise, lastikleri eskimişse, şoförü 16 saat direksiyon sallamış ise, uykusuz perişan bir halde ise 50 km hız tahdidi bulunan yerde 80 km hız ile giderse, kontroller de az ise bu kazalar olur.
TURİZM BAKANLIĞIMIZ
Bazı bürokratlarının gece gündüz çalıştığı, bu çalışmada özel sektör ile yarışan bir bakanlık olmuştur. Yanlışlıklar yok mudur? Elbette vardır. Kısaca sayayım:
İstatistik bilgileri yanlıştır. Mesela İsviçre’den yola çıkıp Türkiye’ye giriş yapan yolcunun tamamı gösterilmemektedir. İsviçre veya başka bir ülkeden yola çıkan bir aracın içinde çeşitli milletlerden insanlar var ise bu kişiler İsviçre’den gelmiş sayılmıyorlar. Ama İsviçre’nin nüfusunun yüzde yirmi beşi yabancı, bunların içinde Alman var, Bulgar var, İtalyan var, Sırp var, Bosnalı var… Yani var oğlu var. Şimdi bunlar İsviçre’de ikamet ediyor ve tatile Türkiye’ye gidiyor, ama İsviçre’den gelmiç sayılmıyor. İstatistiklerde ki bu sapmaların bir an önce düzeltilmesi gerekir. Tanıtım bütçesinin artırılması, belli bir bölümünün imaj arttırıcı aktivitelere ayrılması gerekir.
Bir misal vereyim: Bugün artık Batı Avrupa da döner dükkânlarımız Türkiye’nin bir sembolü olmuştur. Bu dükkânların sayıları 3000 bini bulmuştur. Avrupa’nın en sosyetik yerlerinden, en çıkmaz sokağa kadar gittiğiniz her beldede döner kokusunu duyar veya üstünde döner kebaba yazan bu dükkânları görürsünüz. Bu dükkânlarının yüzde doksanının görünümü iyi değildir ve bu iyi olmayan görünüm ile Türkiye bayrağını taşır ve temsil ederler. Bakanlığımızın bir proje çalışması yapıp bu dükkânları güzel görüntü verir bir duruma gelmesine ön ayak olması gerektiğine inanıyorum. Buraları devamlı sergi alanlarımız olabilir. Hiç olmaz ise su anda Türkiye için kötü bir görünüm sergileyen bu alanlar iyi görünen bir alan olur.
Daha da ileri gidersek, İtalyanların yaptığını taklit etmemiz, çok güzel yemeklerimizi sergileyen, kolay iş kebaptan kendini kurtarmış Türk restoranlarının açılmasının sağlanması çok güzel bir atak olur. Almanlar "liebe geht durch den Magen" yani "aşk mideden geçer" derler.
Bugüne kadar olamaz denen her şeyi başardık. Hava alanlarımız ne halde idi ne oldu, yollarımız ne idi ne oldu. Yukarıda bahsettiklerim de olacak inşallah.
Otelcimiz yüzde yirmi beş yerine yüzde beş kazanacak. Taksi şoförümüz taksimetre açıp daha çok çalışacak. Şoförlerimiz ve araç şirketlerimiz kontrol edilip eğitilecek. Yurtdışındaki insanimiz, “ben varlığımla Türkiye’yi temsil ediyorum” deyip ona göre kalkıp oturacak. İnşallah hepsi olacak
Bu Makale 09.05.2012 - 09:56:02 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
hotellerin fiat artırmaları ne derece doru yada yanlış oldu soru işareti, türkiyedeki eflasyon,ickiye ve enerjiye,havalimanlarına ,ucak biletlerine yapılan zamlar eleman giderleri,diyer giderler bütün bunlar göz önüne alındıgın da birde euronun yerinde sayması acaba bunlarda bir sebep olamazmı?hotellerde kar etmek zorunda zam fazla yapıldı az yapıldı bu tartışılr birde Büroklatlarımız gece gündüz calıştıklarına pek inanmıyorum çünki onlardan çıt cıkmıyorMısır Devletini kastediyorsanız evet doru onlar calısıyor ve önlemler alıyorlar okuduklarımdan anladıgıma göre
-
Temas edilen konuların hepsi altına imza atılacak nitelikte. Umarım yetkil ve ilgililer de okur ve gereğini yapar.
-
Kadir Bey, dogrular yikilmaz, elbett onlar da bir gün pisman olacak insallah gec kalmazlar, Sizi bu konularda teprik ederim ve destegim sizden yanadir, saygilar
-
Agzınıza saglık Kadir Bey. Selam ve saygılarımla ...
-
Sonuna kadar katılıyorum Kadir bey.