Boşalan stantlar ve İstanbul
ITB ve MİTT sonrası ehil olsun olmasın pek çok fuar izlenimi okudum medyadan.
ITB ve MİTT sonrası ehil olsun olmasın pek çok fuar izlenimi okudum medyadan. Faydalı yorumlar bir kenara, özellikle turizm sektörüyle ilgili fena halde bilgi kirliliği yaşıyoruz. Önüne gelen alıyor eline kalemi sallıyor.
Bilgili bilgisiz…
Yetkili yetkisiz…
Ağzı olan konuşuyor, imkan bulan yazıp bir yerlere yolluyor. Oluyor turizm gazetecisi veya yazarı.
Şimdilerde birileri ‘vay efendim İstanbul neden Berlin ve Moskova’da ön plana çıkarılmış’ sorusuna takmış durumda...
Moskova’ya gitmedim ama Berlin’de gördüğüm o ki, İstanbul fuarda neredeyse yok gibiydi ve bunu da bana göre hak etmiyordu, zaten daha önce de bu konuyu kaleme almıştım.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentleri arasında yer aldı.
Bu önemli değerimiz kendisine sunulan bu tarihi fırsatı acaba nasıl kullanıyor? Kimse gücenmesin bana ama ‘berbat’ diyebilirim...
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sunumuyla sınırlı kalan İstanbul, Türk turizmi açısından çok önemli bir destinasyondur…
Çok daha fazlası yapılmalı, çok daha ön plana çıkmalıydı.
İstanbul’un nerede ön plana çıktığını merak etmekle birlikte, mesela Bakanlığın önemli kişilere verdiği kitapçık sadece İstanbul’u değil, Türkiye’nin tüm antik kentlerini anlatıyordu.
Bence Türkiye’yi adam gibi anlatan başarılı bir eser hazırlanmış, emeği geçen ve düşünenleri kutluyorum...
Artık turizmcilerimizin ve sektörü temsil eden yöneticilerin sen ben kavgalarını, şehirler çatışmasını ve rekabeti bir kenara bırakarak ortak akıl buluşmaları yapmaları ve ‘ülkemize el ele daha fazla misafir nasıl getirebiliriz, daha fazla döviz nasıl kazandırırız’ mücadelesi vermelidir.
Biz kendi kendimizle boğuşurken birileri aradan sıyrılıp, yine bizim önümüze geçmemelidir.
Türkiye her şeye rağmen turizmde çok büyük mesafeler kat edip sınıf atlamıştır.
Önümüze bakalım ve daha fazla gelir, daha fazla misafiri ülkemize nasıl kazandırırız bunun hesabını planlarını yapalım.
Boş ve gereksiz şeyler söyleyen ve onlara çanak tutanlara kulak asmadan itibar etmeden önümüze bakmalıyız artık.
STANTLAR...
Bana “sence eleştirilecek hiçbir yanı yok muydu fuarların” şeklinde sorular yöneltenlere fuarın son günlerinde stantların boşaldığını bunun da hoş bir görüntü oluşturmadığını sözlü olarak söyledim ama motivasyonu bozmamak adına güzelliklere gölge düşürmemek adına kaleme almamıştım.
Bu sıkıntıyı gören ve yaşayan bazı turizmciler “sen hep doğrulardan yana tavır koyan bize gerçekleri gösteren bir gazetecisin, neden hep övgü yazıyorsun bu sene de bu olumsuzlukları yazmıyorsun” şeklinde tepkiler geldi...
Haksız da değiller.
Evet bu sorunu çözmek için benim tek önerim var… Mümkünse Kültür ve Turizm Bakanı ya fuarın son günü gelsin ya da kapanışa kadar hiç gitmesin. Sayın Bakan orda olduğu vakit herkes tam kadro standının başında bekliyor. Bakan gitti mi herkes kaçıyor.
TÜROFED Genel Sekreteri Gürel Aydın Moskova değerlendirmesi yaparken “MITT’in son gününde Türkiye standında kimseler yoktu. Bu durum, turizmde atak yapan Türkiye’ye yakışmadı” demiş.
Aydın kesinlikle tepkisinde haklı. Ama biraz da çözüm tarafında oldukları için sızlanmak, eleştirmek yerine bana göre çözüm de üretmeleri lazım değil mi?
Aslında sadece MITT değil, ITB’de de aynı kötü manzara ile karşı karşıyaydık. Zaten fuarların en olumsuz tarafı da buydu diyebiliriz.
Umarım seneye bakanlık ve sektör bu konuyu bir çözüm getirir.
Çünkü tam da halka açık günlerde stantların boşalması hem hoş bir görüntü yaratmıyor, hem de tatile gelecek insanları boş gönderiyoruz.
Bakanlık bu işin çözümünü bulacaktır.
Bu Makale 04.04.2010 - 19:21:53 tarihinde eklendi.