Bir festivalle oda fiyatlarını üç katına çıkardılar

Alaçatı, butik bir belde olarak kendini kanıtlamış bir destinasyon... Yemekleriyle havasıyla, şık butik otelleri ve  doğal ortamıyla sadece yerli turistleri değil, yabancıları da içine çekebilecek bir yer... Ancak en önemli sorunu, turizm sezonunun sadece yaz ayına sıkışmış olması... Bunu çok iyi bilen Alaçatılılar, bu destinasyonu 'festivaller beldesi' haline getirmek için harekete geçtiler. Geçen hafta sonu Alaçatı'da Üçüncü Ot Festivali düzenlendi. Ege'nin birbirinden lezzetli otları, yerli ve yabancı misafirlere tanıtıldı. Gurmeler, gazeteciler, televizyoncular ve Ege otlarına merakli binlerce kişi Alaçatı'yı doldurdu. İki günlük bu organizasyona 5 bine yakın kişi katıldı. Bu etkinliğin ardından önümüzdeki hafta Uçurtma Festivali başlıyor, ondan sonra da caz...

 

 

İşte bu noktada Alaçatı, yıllardır herkesin konuştuğu 'turizmi 12 aya yaymalıyız' hedefine ulaşmak için bir dönüm noktasını aşmış oluyor. Antalya'da oteller bu mevsimde müşteri beklerken, Alaçatı Ot Festivali'ne yaklaşık 5 bin kişi gidiyor. Alaçatı Ot Festivali Organizasyon Komitesi Başkanı Tülin Onaner'in verdiği bilgilere göre bu 5 bin kişi bir günde beldeye yaklaşık 5 milyon liralık bir katkı sağladı. Nisan ayında 100 liradan başlayan otel fiyatları ise bir anda 350 liraya kadar fırladı. İki günlüğüne de olsa böyle bir ekonomi sağlamak gerçekten büyük bir başarı... Tülin Onaner, hedeflerinin bu tip festivallerle Alaçatı'nın ekonomik girdisine katkı sağlamak olduğunu belirtiyor.

 

 

Onaner, şu bilgileri veriyor:

 

"Alaçatı mevsimi çok kısa bir yer. Bir sürü yatırım yapılıyor, bu otellerin yaşayabilmesi için mevsimin uzatılması gerekiyor. Biz festivali nisan ayında yapıyoruz. Mart ayının 15'inden itibaren hareketlilik başlıyor. Aslında bu festivalle, turizm sezonunun bir ön açılışını yapmış oluyoruz. Alaçatı, festivaller diyarı haline gelsin istiyoruz. Bundan sonra yeni festivaller yaratarak yolumuza devam edeceğiz."

 

 

Dünyada küreselleşen turizmde tatlar ve renkler yavaş yavaş yok oluyor. Dev tatil merkezleri kimliklerini yitiriyor, yeni yaşam merkezlerinini keşfetmek isteyenler yeni arayışlar içine giriyor. Her şeyin en iyisini, en azını ve en özünü isteyen müşteri sayısı artıyor. İşte bu noktada Alaçatı gibi beldeler daha büyük önem kazanıyor. Kendine özgü değerlere sahip çıkan beldeler, uzun vadede dünyanın en saygın bölgeleri haline gelecek. Burada Alaçatılılar’ın verdikleri mücadele, turizmin geleceğine yönelik büyük bir şanstır. Organizasyonu gerçekleştirenleri tebrik ediyorum.