Antalya ve Ukrayna pazarı
Antalya, Rusko-govoryaşi (Rusça konuşan) turistlerin yurtdışındaki ana tatil merkezi. 1989-90-91 senelerindeki siyasi gelişmelerin yol açtığı kırılma noktalarından sonra patlayan turist sayısı akabinde istikrarlı biçimde artış eğilimine girdi. Bu pazarlardan ülkemize günümüzde kabaca 6 milyon civarında turist gelmekte. Yüzde 75 kadarı da Antalya'yı seçmekte. Antalya’ya gelen toplam turistin yarısını Rusko-govoryaşiler oluşturuyor desek yanlış olmasa gerek.
Yaklaşık bir hafta boyunca Antalya civarında Rusko-govoryaşi turistler ve özellikle de vazifeli bulunduğum yer olan Ukrayna’dan ülkemizi ziyaret eden misafirlerimiz ile bazı sohbetler gerçekleştirme olanağı buldum. Bazı konularda sıkı eleştirilerle karşılaşsam da memnuniyet oranının yüzde 90’ların üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Antalya deniz tatili etrafında beliren kitlesel turizmin yönlendiricisi konumunda ve bu kategoride dünya ölçeğinde müstesna bir yere sahip.
MARKA OLARAK ANTALYA
Antalya eski Sovyet coğrafyası için çok güçlü bir destinasyon konumunda ve marka olarak Türkiye’nin de önünde yer alıyor. Türk girişimcilerin Ukrayna’da açtıkları ticarethanelere verdikleri isimleri gördüğünüzde bu vaziyeti hissedebiliyorsunuz. Antalya, mutfak kültürü olarak -en azından benim açımdan- ülkemizde pek ön sıralarda kendine yer bulamazken Ukrayna’da restoran açılmak istendiğinde akla gelen ilk isimdir. Yine kürk dükkânları, çiçekçiler hatta berberler dahi ticarethanelerinin ismini Antalya olarak koymakla oranın bir Türk tarafından işletildiğinden, en azından Türkiye ile alakalı bir yer olduğundan haberdar olunmasını ilan edebileceklerini düşünürler. İstanbul, Marmaris, Bodrum gibi isimlere de rastlanmakla beraber Antalya’nın kullanımı başat durumda. Markalaşma açısından ilginç bir gösterge olarak gelir bu bana hep.
Bu markalaşma başka alanlara da yansımış vaziyette. Ukrayna’nın geleneksel tatil bölgesi olan Kırım’ın batısında turizmi geliştirmek için uygulanmak istenilen projenin isminin “Kırım Antalyası” olarak zikredilmesi, yine Antalya’nın turizm modeli olarak sıklıkla otoriterlerce örnek gösterilmesi Antalya’nın ulaştığı marka değerini gösteren başka örnekler olarak önümüzde duruyor.
FİİLİYATTA ANTALYA
Antalya’ya dair bu minvalde kendi bölgemizden gelen turistlerle yaptığımız görüşmelerde Türkiye’nin 'her şey dahil sistemi kapsamında aile tatili için en ideal destinasyon' olduğu gerçeği öne çıkıyor. Gördüğümüz kadarıyla Alanya, Side, Kemer, Lara ve Belek’teki otellerin müşterilerinin yüzde 75’inden fazlasını aileler oluşturmakta. Buradan iki netice çıkıyor. Kitle turizminin asıl çoğunluğunu oluşturan çocuklu aileler Antalya’nın güvenilir ve tatil yapmaya değer bir yer olduğu konusunda ikna olmuşlar ama otel dışını da merak eden bağımsız turiste yeterince imkân sunmakta yetersiz kalmışız. Kemer civarında Tahtalı teleferiği gibi turiste ilginç gelecek bazı imkânların hizmete alınması bu eksikliğimizi bir nebze gideriyor ise de bu konuda gayet sıkı eleştiriler ile karşılaştık.
Kemer'de ziyaret imkânı bulduğumuz otellerdeki ziyaretçi profilinin yüzde 80 kadarının Rusko-govoryaşi olduğunu gördük. Sahil bandından içeride bulunan pansiyon tarzı yerlerde konaklayanların da nerdeyse tamamı yine bu bölgelerden gelmekteydi. Bu pansiyonların doluluk oranları her sene gittikçe düşmekte. 'Return' denilen tekrar ziyaretçi sayısı da az.
Tekrar oranının en yüksek olduğu yer müşahede edebildiğimiz kadarıyla Belek. Fiyatların gayet yukarılarda seyrettiği bu otellerin doluluk oranları özellikle sezon sonuna doğru oldukça iyiydi. Alanya, Side, Lara ve Kemer'deki bazı oteller de aynı kalitede hizmet vermesine rağmen Belek, nasıl Antalya genel olarak bir marka olduysa, markalaşma konusunda basamakları çok hızlı tırmanıyor. Bunu bir Ukraynalı turistin “Belek olsun da hangi otel olursa olsun” lafı özetliyor herhalde.
Havalimanına yakın olması, sahilinin ince kum olması, golf alanında belirgin bir yer edinmesi gibi özellikler bize ziyaretçiler tarafından aksettirilen olumlu tarafları Belek'in. Bölge bu aralar Ukrayna medyasında, futbolu bırakıp siyasete atılan, Türk takımlarının da belalısı olarak şöhret bulan Andriy Şevçenko’nun Ukrayna Golf Milli Takımı'nda mücadele edeceği ekim ayındaki uluslararası mahiyetteki golf turnuvası ile kendine sıklıkla yer buluyor.
PAZAR DURUMU
Ukrayna pazarının durumuna baktığımızda Antalya için Ocak-Ağustos ayı arasında yüzde 10 civarında bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Fakat Ağustos ayı yüzde 5’in üzerinde bir artışla kapandı. Bu vizelerin kalkması ile alakalı bir durum. Bu artış trendi sene sonuna kadar sürecektir ve Antalya’ya Ukraynalı turist akışı toplamda birkaç puan azalma ile sonlanacaktır. Ukrayna kentlerinden İstanbul’a varışlarda bu sene yüzde 25 civarlarında artış görülmesi ile genel toplamda Ocak-Ağustos dönemi bu ayın sonuna doğru açıklanacak istatistiklerde görüleceği gibi geçen seneyi yakalayacak, az da olsa geçebilecektir.
Sene sonunda da toplamda Ukrayna’dan Türkiye’ye giden Ukraynalı turist oranı, geçen senenin muhtemelen 3-5 puan üzerinde olacaktır. Bu da 630 bin civarında Ukraynalı turiste tekabül eder. Böylece 2008 senesinde ulaşılan 730 bin rakamına bir adım daha yaklaşılmış olunur. Bu durumu etkileyecek yegâne sebep Ekim ayındaki Ukrayna genel seçimleri etrafında oluşabilecek siyasi istikrarsızlığın tetikleyebileceği bir ekonomik dalgalanma olabilir.
Vize rejiminde çok ciddi esnemelere giden İspanya ve Yunanistan gibi destinasyonların bu seneki fiyatları Türkiye’den aşağıda idi. Yaz aylarında Türkiye pastasından daha fazla pay almak isteyen Mısır otellerde yüzde 50’den fazla indirime gitti. Fakat bütün bunlara rağmen 2012, Türkiye için şimdiye kadar bu bölgede en yüksek fiyatların verildiği, ama belirli bir seviyede de tutunduğu bir sene olarak tarihe geçecektir.
Türkiye artık ucuz bir destinasyon değildir. Kendi arkadaşlarımızdan da duyduğumuz yabancı turist bedava tatil yapıyor lakırdısı gerek fiyatlar gerek ise erken rezervasyon kampanyası ile tedavülden kalkmıştır. Her düzeyden gelire sahip turiste hizmet verebilen bir turizm ülkesi olarak lanse ettiğimiz bu durum, 2012 yılı ile beraber perçinlenmiştir.
Bu coğrafyadaki turist için Türkiye her şey dahil sistemi içinde kaliteli hizmet alınan destinasyon olma özelliğini yine sürdürecektir. Sıklıkla tartışmalara yol açtığını gördüğümüz kitle turizminde her şey dahil sisteminin kaldırılması gibi düşünceler bu coğrafyadaki profil baz alındığında realiteden oldukça uzak durmaktadır.
Bu Makale 19.11.2012 - 15:23:48 tarihinde eklendi.