Can Pulak

Antalya ve kış turizmi

Bodrum’dan Antalya’ya kadar sahil yolunu çok rahat geçtik. Kışın olumsuz şartlarına rağmen yollar düzgün ve bakımlıydı. Bunu takdirle karşılamak gerek. Hep eleştirir, kolay beğenmeyiz. Ama iyiyi gördükçe de söylemeliyiz. Bu ülkede herş ey kötü değil. İyi şeyler de yapılıyor. Ama kötülüğün fazlalığından, iyiyi kolay fark edemiyor insanımız.

Antalya son aylarda büyük darbeler yemiş. Yaşanan sel felaketi ve fırtınaların kuvveti, şehre büyük zararlar vermiş. Kentin iç yolları bozulmuş, kaldırımları patlamış, peyzaj düzenlemeleri altüst olmuş. Bitkiler ve çiçekler harap vaziyetteydi. Umarım altyapı da hayli hasar görmüştür. Bunları düzeltmek için büyük masraflar yapılacak. Sadece para değil, zamanı da iyi kullanmak lazım. Çünkü burada sezon erken açılıyor. İlk turist uçakları Nisan’ın ilk haftasına gelmeye başlar.
    
Türkiye kış turizmini bir türlü patlatamıyor. Nedense beceremiyoruz bu işi. Değerlerimizi dünyaya tanıtmayı ise, elimize yüzümüze bulaştırmaya başladık. Koskoca Antalya’da oteller bomboştu.Turistik bölgeler kış uykusuna yatmıştı. Kongre turizminin lafı bile geçmiyordu. Oysa ki, sadece kültür turizmi harekete geçirilse,dünya emeklilerine ilginç organizasyonlar yapılsa, gurmelere ulaşılsa, kaliteli klasik konserlerin sayısı arttırılsa, dünyanın ünlü sanatçıları çağrılabilse, Antalya’ya kışın da bir hareket getirilebilir.
    
Yollarda konuştuğum turizmciler, yarınlara pek umutla bakmıyorlar. Fırtınadan önceki sükunet hakim ortalığa. Sektörün morali çok bozuk. Ülkemizdeki ve dünyadaki olumsuz gelişmeleri endişe ve panikle izliyorlar. Bu arada Turizm Bakanı Ömer Çelik’e de çok fena çatıyorlar. Onu gelmiş geçmiş en başarısız, turizme en ilgisiz Bakan olarak görüyorlar. Haksız da değiller hani…
    
İddiayla söylemeliyim ki, dünyada Antalya Kaleiçi kadar güzel, ilginç, canlı ve hareketli bir merkez yok. O butik otellerin güzelliği, lokantaların çekiciliği, canlı müzik yapan barların cazibesi, kentin gece hayatını bu noktaya çekmiş. Ankara Gazeteciler Cemiyeti ile Antalya Gazeteciler Cemiyeti müşterek bir eğitim projesi hazırlamışlar. Avrupa Birliği'nin desteklediği bu projenin konusu basın ve fikir özgürlüğü. Ankara’dan Savaş Kıratlı, Ümit Gürtuna, Prof.Korkmaz Alemdar, Seva Ülman, Mustafa Yoldaş gibi ünlü ve çok deneyimli gazeteciler gelmiş. Antalya’lı meslekdaşlarıyla  Kaleiçi’nde bir yemekte buluştular. Beni de davet ettiler, orada hem eğitim programının çerçevesi konuşuldu, hem de geçmiş anılar anlatıldı. Yemeğin verildiği lokanta  çok hoştu. Eski bir şaraphaneyi restorana çeviren genç ama çok tecrübeli bir çift, öylesine güzel bir dekorasyon yapmışlar ki, insan kendini ev ortamında hissediyor. Yiyeceklerin lezzeti, sunumu ve yaratılan sıcak atmosfer, inanın Avrupa’nın en ünlü ve pahalı restoranlarından hiç de geri değildi. Hatta daha da iyi olduğunu söyleyebilirim.
    
Bu yolculukta kaldığım çeşitli otellerde hayli eksikler tespit ettim. Öncelikle müthiş bir kalifiye personel sıkıntısı var. Giderek büyüyen bu sıkıntıya ne çözücü bir formül aranıyor nede bulunuyor. Ayrıca otel ve restoran denetimleri yok denecek kadar az. Bazı otellerin odalarında sıcak su yok, bazılarında havluyu koymayı unutmuşlar, birinde de sabun bulamadım. Eksiklerin hiçbirinde kasıt yok ama ilgisizlik ve adamsendecilik var. Belki kışın rehaveti buna sebep oluyor. Fakat ne olursa olsun, turizm hizmeti veren müesseseler dikkatli olmak zorundalar. Aksi halde bundan zarar görebiliriz.
                           
Antalya’da çok akıllı güvenlik ve sağlık sistemlerine rastladım. Mobil karakollar, motorsikletli genç polisler, sık aralarla devriye gezen polis arabaları dikkatimi çekti. Keza motorsikletli 112 sağlık ekibi, portatif küçük binalarda çalışan doktor ve hemşireler gördüm. Çok hoşuma gitti doğrusu. Hele polislerin Konyaaltı kumsalında kendisini jiletleyen, o fırtına ve yağmurda denize atan bir esrarkeşi ikna etmeye çalışmaları, bir saatten fazla dil dökmeleri, sert bir harekette bulunmamaları, milleti yaka paça sürükleyerek götüren, milletin gözüne biber gazı sıkan polislere alışık bizleri çok memnun etti. Nitekim operasyon bittiğinde hepimiz gidip, bizlere ‘’böyleleri de varmış dedirten o polisleri kutladık.

CAN PULAK YAZIYOR - 1 Bodrum'dan Mersin'e


CAN PULAK YAZIYOR - 2 Fethiye ve ötesi


CAN PULAK YAZIYOR - 3 Kaş Havaalanı ve turizm






   

Bu Makale 11.04.2015 - 09:15:50 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Zafer Cengiz 10.04.2015 - 07:37

    Film şeridi gibi bir geziyle, idrak edilmesi elbette zor olan Antalya turizminde çıplak gerçekleri özetlemek gerekirse: Kent merkezi alt yörelerin liderliğini yapamadığı için Turizmde İlin Başkenti bile olamamış, 15 yıl önce canlanan Kaleiçi turizmi dahi söndürülmüştür. Bir milyonluk yatak kapasitesine erişen Antalyada herkes geleneksel Kış Uykusuna yattığından, boş kalan yatakların doldurulması gibi bir sorun da bulunmamaktadır. Yıllardır zorunlu kış tatili yapan kalifiye personel ise, artık turizmden umudu keserek diğer sektörlere geçtiğinden, bu sorunların hiç dert edilmeyip bu yılı da kurtardık ile herkes mutlu ve Afet niteliğindeki doğal krizlere rağmen gelecek yıldan da gayet umutludur Sn.Pulak

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.