27 Eylül Dünya Turizm Günüymüş!
Yabancı sitelerde gezinirken öğrendim, 27 Eylül’ün Dünya Turizm Günü olarak anıldığını… Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) 1980 yılından beri sürdürdüğü kutlama, bu yıl Tayland’ın başkenti Bangkok’ta 26-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleşmekteymiş.
1997 yılında, İstanbul’daki 12. UNWTO oturumunda alınan karar gereği, her yıl bir partner ülke öncülüğünde kutlama organize ediliyormuş. Bu yıl, 157 üye ülkeden katılımcıyı bekleyen Tayland, 30 milyonu geçen konuk sayısını artırabilme ve ülkesini tanıtabilmek için bu aktiviteyi bulunmaz bir fırsat olarak görüyormuş…
Her yıl değişen tema bu kez, “Herkes İçin Turizm: Turizmde Evrensel Erişilebilirliği Teşvik” olarak saptanmış. Elli yıl önce yalnızca 50 milyon sayısı ile ifade edilen dünya turizm hareketinde, ortalama yüzde 4 ile gerçekleştirilen bir büyüme ile ulaşılan 1.2 milyar sayısının, dünya turizm nimetlerine eşit koşullarda ulaşabilmesi için uğraşılmaktaymış…
Sonuç olarak bir farkındalık yaratma günü olarak kutlanan aktiviteyi nasıl da mişli geçmiş zamanda anlattım, değil mi? Sanki ülkemizi hiç ilgilendirmeyen, Jüpiter’in uydusu Europa’da su buharı bulunması ihtimali gibi bir giriş yazısı oldu. Nasıl olsa uygarlık adına atılan adımlar da, turizm olgusu da onlara ait sorunlar; baksanıza adı bile Avrupa!
Yanlış, eksik konuşmayalım; TÜROFED birkaç satırlık bir mesaj yayımlamış. Biraz “dostlar alışverişte görsün” kıvamında geçiştirilen bildiride, örneğin bu yılın özel temasına bir vurgu yok. Türkiye özeline ilişkin bir iki satır yok…
Oysa çok da içselleştirmesek de, dünyadaki yönelimlerden uzak kalmamak adına engelliler konusunda atılım yapıyor gibi görünüyorduk. Bu yıl tam da bu konu işleniyor aslında. Herkesin turizme erişebilmesi olarak belirlenen mottoda, engelli oluş ilk sırayı alıyor. Bu konuda ortaya atılıp, “Örtmenim, örtmenim” diyerek parmak kaldırabilirdik örneğin…
Ama dünya turizm hareketinden o denli uzaklaştık ki, bırakın aktif rol alabilmeyi, yalnızca bizi onlarla tutan bağların kopmaması için bir çaba seziliyor tüm kurumlarda. Ülkemiz uluslararası siyasetince çizilen yol gereğince; kaderine razı olmuş, hep bir umut beklentisi içinde olan insanlar haline geldik…
En azından, Dünya Turizm Günü’nü içsel sorunlarımızdan yola çıkarak tartışabilseydik… Dünyadaki gelir dağılımı eşitsizliğinin, eşit koşullarda dünya turizm nimetlerinden yararlanma konusunda engel oluşturduğunu, ülkemize gelen konuk portföyünü örnekleyerek söze başlardık. Çok düşük fiyatlamalar karşılığında kaliteli hizmet sunumu beklemenin çarpıklığını, haksızlığını dünyaya anlatırdık.
Dünyanın her yanında emperyal istekler uğruna çıkarılan savaşlar varken, Dünya Turizm Günü kutlamasının anlamsızlığını da belki araya sıkıştırırdık. Karşılığında gelebilecek, “Sizin ülkenizin oralarda ne işi var?” sorusunun yanıtını hazırlayarak tabii ki…
Bu arada turizm sektöründe çalıştırılan güvencesiz elemanların varlığından; sektörün kendi içindeki ödemelerde uğranılan ahlak erozyonundan; gelecek nesillere bırakılabilecek bir sürdürülebilir turizm politikalarının eksikliğinden konuşurduk belki de… “Dünya Konkasör Günü” kutlasaydık, kesin çok daha ilgi toplardık; en azından Alanya’da!
Bu Makale 07.10.2016 - 12:18:06 tarihinde eklendi.