Zekeriya Can

2012 Teşvik Yasası ve üvey evlat turizm

Yatırımcıların özlemle beklediği teşvik yasası, Sayın Başbakanımız tarafından büyük iktisadi reform söylemleri ile açıklandı.

Rengarenk teşvik haritamız uyarınca; alım güçleri yok diye buzdolabı,çamaşır makinası vs. dağıtılan ama evlerinde su olmadığı ortaya çıkan Sayın Tunceli ahalisinin yaşam standartlarının yükseldiğini anlamış olduk. Yani teşvikler Hz. Ömer adaleti ile dağıtılmış! Ne diyelim, ağanın eli tutulmaz. Sayın yatırımcılarımıza hayırlı uğurlu olsun.
 
2003 Yılından beri bu AKP iktidarının 4. teşvik paketi. Daha önceki teşvik paketlerinin getirdiği sonuç, aşağıda verilen dış ticaret verilerinde gizli:
 
ABD doları (milyon) bazında hazırlanmış olup Ekonomi ve Turizm Bakanlığı verileridir.
 
 
Yani kısaca bindik bir alamete,gidiyoruz kıyamete! Sayın hükümetimizin pek kale almadığı turizm sektörünün gerçek ekonomiye katkısını anlamak için görünmeyen satışlar ve hizmet veren kurumların alımları ile yaratılan ilave değerler için yukarıdaki rakamların 2,5 katını almak lazım. Ayrıca alımlarda çoğunluk Türkiye sınırları içinde üretilen ürünler kullanıldığı için kendi yarattığı istihdam ve üretim haricinde diğer sektörlere de üretim ve istihdam sağladığından dolayı ne kadar anlaşılmamış olsa da sayın hükümetimizin can simididir turizm.
 
2011 ithalat verileri analiz edildiğinde, 173 milyar dolar ara mallar, 37  milyar dolar yatırım ve  30  milyar dolar Tüketim malları için alımda bulunmuşuz. Bu da ihraç ürünlerinde ağırlık ithal ürün kullanıldığını gösteriyor. Bunun en basit örneği otomotiv sektörüdür. 2011 ihracatı 15,8 milyar dolar, ithalatı ise 17,1 milyar dolardır. Bu diğer sanayi ihraç ürünleri içinde aşağı yukarı aynı veriler geçerli.
 
Ana tüketim malzemelerindeki fiyat artışını absorbe etmek amacı ile Çin mallarına kapılarımız sonuna kadar açılmış muadili ürünleri üreten yerleşik firmalar kapılarına kilit vurmak zorunda kalmıştır. Cep telefonu için 1 milyar dolar  ödediğimizi söyleyip bizi hizaya çekmeye çalışan Sayın Zafer Çağlayan, 2003 yılında 3.5 milyar dolar olan Çin ithalatının 2011 yılında niye 23.5 milyar dolara çıktığını göz ardı eder? Çin'den sanayi veya ara ürünü mü alınmıştır?
 
Ana girdilerinin yüksek olması dolayısı ile çiftçilik ve hayvancılık durma noktasına gelmiştir. Bunun sonucu, 2011 yılında 1 milyon 540 bin canlı hayvan ve et ile 1,9 milyar dolarlık hububat ithalatı yapılmıştır. Karkas etteki %75'lik vergiye rağmen, Avusturalya'dan gelen etin daha ucuz olması düşündürücüdür!
 
Sebebi bilinmez bir şekilde hükümetimiz tüm enerjisini inşaat sektörüne vermiş ölü yatırım denilen konut sektöründe patlama yaşanmıştır. Sadece 2010 yılında 823 bin daireye ruhsat verilmiştir. Yine 2010 yılında 60 milyar TL konut kredisi kullanılmıştır. TOKİ'nin ürettiği konut sayısı 470 binden fazladır. Tam olarak hesap edilmemiş olsa da 10 yılda yaklaşık 4 veya 4,5 milyon yeni konut yapılmıştır.
 
Türkiye'nin toplam dış borç stoğu 307 milyar dolardır. Bunun 202 milyar doları özel sektöründür. 87 milyar dolar kısa vadeli borç vardır. 2002 yılındaki dış borç stoğu 131 milyar dolardı, bunda özel sektörün payı 31 milyar dolar kısa vadeli dış borç ise 15 milyar dolar idi. 2011 itibarı ile devletin bankalara olan iç borç stoğu ise 370 milyar TL. Bu 2002 yılında 150 milyar TL idi. Bütün bunların üzerine tam olarak hesaplanmasa bile yaklaşık 40-45 milyar dolarlık özelleştirmeyi koyun.
 
2003'te 13.4 milyar TL olan hane halkı borcu, 2011 yılında 236 milyara çıkmıştır.
 
Yani kısaca hem devlet, hem de halk kendilerine ait olmayan parayı harcamaktadır!
 
Yukardaki veriler, ülkeyi uçuruma götüren gerçeklerdir. Özellikle gayrimenkul sektörü ve beraberinde getirdiği hane halkı borcu patlamaya hazır bir bomba görünümündedir. Acilen, üretim ve istihdam yaratacak çözümler üretilmeli. Türkiye sınırları, yabancı malların yol geçen hanı olma görünümünden kurtarılmalıdır.
 
Yeni teşvik yasasısının biz turizmcilere getireceği bir artı değer yoktur. Yatırım belgesi ile zaten edinilmiş hakları mevcut. Yatırıma katkı ve vergi indirim oranları hariç, sigorta pirim ödemesi zaten sakat bir durum. Ne yani, Diyarbakır'da yeni açılan otel SSK pirim muafiyetine sahip olacak. Ama, daha öncekiler olmayacak. Çözümü zor!
 
Hükümetimizin biz turizmcilere yapabileceği en büyük iylik  TurizmGüncel'de aynı köşede bulunmaktan onur duyduğum Sayın BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu Bey'in de belirttiği gibi eğitim ücreti iyimserlik olur, ama en azından sejour bölgelerindeki oteller ve turizm kuruluşları için sezon sonrası 6 aylık periyoda tesadüf eden sürede SSK pirim ödemesinin devlet tarafından üstlenmesidir.
 
Yeni teşvik yasası belki diğer sektörler cazip olabilir. Ama, devletin artık daha önce uygulamaya koyduğu teşvik uygulamalarından ders alıp bu teşvik paketini görsel değil, uygulanabilir hale getirmesi gerekiyor. Bunun içinde tüm sektörler için geçerli olan özellikle enerji fiyatları ile hayvancılık ve çiftçilikte kullanılacak girdileri dünya ile rekabet edebilecek fiyatlara acilen uyumlu hale gelmelidir. Eğer bunlar oluşmaz ise, her zaman olduğu gibi göstermelik projeler çıkacak. Bunlar için teşvikler alınacak ve bu para başka kanallarda kullanılacak. Yani, olan yine bu ülkenin değerlerine olacak.
 
Bu ara, hükümetimizin çarşaf çarşaf ilan verip yatırımcı pehlivan aradığı bu günlerde nedense görmek istemediği dünyanın en pahalı elektrik, gaz, benzin, iletişim, alkollü içecek, et ve süt ürünleri ile güreş tutan Sayın Koca Yusuf meslektaşlarıma ve turizm yatırımcılarına hayırlı ve uğurlu bir sezon dilerim. 

Bu Makale 09.05.2012 - 09:56:27 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.