Feti Kuyucu

2002 İstanbul yaklaşımı, 2006 Anadolu yaklaşımı ve 2016 turizm yaklaşımı finansal yeniden yapılandırma

Sevgili okurlar; Rusya Federasyonu ile başlayan ve kaosa düşünen siyasal gerginlikler gündemin ana konusu olmaya devam etmektedir.

Diğer taraftan da bir sihirli değnek olsa ilişkiler yumuşasa sonrada zaman içerisinde normale dönse beklentisi hâkim. Uzun vadede iki ülkenin sosyo-ekonomik gerçekleri ile bunun gerçekleşeceğine inancım tam. İsrail örneğinde olduğu gibi bir yerde ülke menfaatleri ticari ve siyasal olarak örtüştüğünde koşullar sizi anlaşmaya zorlamaktadır. Ancak Rusya Federasyonu (RF) tarafında önemli bir fark oluşmakta bu gerginlik adı altında ticari rekabette ( özellikle Rus şirketler tarafında) haklı haksız öne geçme hesapları stratejik olarak başlamış durumda.

Bir ay önceki yazımda Rus pazarı üzerine finansal ve yönetsel önerilerimi sizlerle paylaşmıştım. Aynı önerilerin arkasındayım. Özellikle finansal önerileri biraz daha açmak istiyorum. Son günlerde gelinen nokta ve yaşanan finansal olayların artçı olaylar olduğunu ve önümüzdeki aylarda likidite krizinin derinleşebileceğini düşünmekteyim. Ülkemizde kitle ve yaz tatili turizmin başkenti olan, Dünya’nın en fazla yabancı turist çeken ilk dört kenti arasında yer alan Antalya ‘da Turizm sektörünün finansal desteğe ihtiyacı vardır.

Kitle turizminin üç ayağı vardır: Tur operatörü, taşımacılık (hava ve kara)  ve konaklama sektörü. Bu üç bileşeni birbiriden ayırmak mümkün değildir. Bu sektörler birbirini tamamlayan yapıdadır. Kaynak sağlayıcı olan Tur operatörü ile başlayan süreç taşımacılık ve konaklama ile tamamlanır. Kısacası Tur operatörü ve taşımacılık sektörü kilit roldedir. Bu kanallar kaynak (turist) sağlarsa konaklama hizmet verir.

Turizm sektörü yaşanan sosyo-ekonomik ve bölgesel siyasal olaylar sonucu özellikle bu yıl gerek nakit yaratmada gerekse karlılıkta beklentileri karşılayamamıştır. GOP ’ler   % 20 – 35 oranda daha az gerçekleşmiştir.(konaklama sektörü baz alınmıştır) Doluluk ve fiyat baskısı da satış hacminde daralmaya neden olmuş bu durumda nakit döngüsünü olumsuz etkilemiştir. Birçok şirkette likidite ihtiyacı Ağustos 2015 de başlamıştı.

Bugün gelinen noktada;  gerek ülkemiz içerisinde yaşanan terör olayları, gerekse RF ile yaşanmakta olan siyasal gerilim sonucu ekonomik yaptırımlar ve çevre ülkelerdeki savaş hali güvenlik unsurunun seyahat etme kararında en önemli parametre olması her şeyi ortaya koymaktadır.

Şu an bu pazarlarda da ( Rusya Federasyonu ve diğer BDT ülkeleri) siyasi değişkenliklerin yanında makro ekonomik dinamiklerde gözden kaçmamalı ülkelerin içerisinde bulunduğu ekonomik ortam küçülen ekonomiler, işsizlik, yüksek devalüasyonlar ve satın alma gücünde ani azalışlar 2016 yılında da önemli riskleri oluşturmaya devam edecektir. Diğer taraf ta dışsal değişkenlerde ise Ortadoğu politikaları, güvenlik endişeleri hep masada olacak gözüküyor.

****** Gelinen noktada sektörün üstün rekabet gücünü korumak ve devamlılığını sağlamak için finansal çözümler ve destekler açısından daha proaktif davranma zorunluluğu ortadadır.

Antalya’da konaklama yatırımları son on yıldır büyük ivme uzun bir süredir büyüme trendinde idi. Büyümenin ana kaynağı sektörün dinamiklerini ve potansiyelini çok iyi bilen bankacılık sistemi olanaklarıydı. Halen bankacılık sistemi sektörün yanındadır ve potansiyele güvenmektedir. Bu yaşanmakta olan krizde sektörün en büyük destekçisi partnerlerimiz olan bankacılık sektörüdür. Uzun vadeli kaynaklar, re-finansmanlar kısacası güçlü finansal ürünlerle hep sektörün yanındadır. Bankacılık sistemi ile ilişkiler ne kadar şeffaf olursa o kadar fayda sağlanır. Özellikle bu ilişkileri ve iletişimi çok güçlü tutmalıyız.

Kriz nedeniyle kaynak ve sermaye kaybına uğrayan ve yatırımlarından dolayı yüksek borç yükü altında olan sektör finansal bir darboğaza doğru gidebilir.

Bu oluşabilecek finansal darboğazı önlemek için; katma değer yaratan tüm işletmelerin ve tesislerin faaliyetlerine mali açıdan sağlıklı bir şekilde devam etmelerinin sağlanılması, rasyonel bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve istihdam kaybının önlenebilmesi için finansal borçlarının yeniden yapılandırma gerekmektedir.

Finansal krizler ve darboğazlar sonucu 2002 ve 2006 yıllarında uygulanan Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşması ( İstanbul yaklaşımı diye anılır) ve KOBİ’lerin mali sektöre olan borçlarının yeniden yapılandırılması ile birçok işletme faaliyetlerini normalleştirdi, donuk ve tahsil kabiliyeti zora girmiş finansal borçlarını yapılandırarak ödeme/tahsil edilme imkânına kavuştu. Ancak bu tür toplu finansal çözümlemeler yasa gerektirmektedir.

Turizm sektörü olağanüstü bir dönemden geçmektedir. Özelikle Antalya milletvekillerimiz bu yasa teklifini çok hızlı bir şekilde teklif edebilirler. Çünkü 2002 ve 2006 yılında yasalaşmış metinler var benzer kısa bir çalışma ile bu metinler revize edilerek yasalaşabilir ve hızlı bir şekilde uygulamaya konabilir.

Yatırımcı dostlarıma da birkaç tavsiyemi yenilemek istiyorum.

Antalya’nın yatırımlardan dolayı borçluluğu artmaktadır. Yatırımcıların “ merdiven sahanlığı misali biraz dinlemeleri nefes toplamaları gerekmektedir ” fırsatlar hiç bitmez siz ona ne kadar hazırsınız o önemlidir.

Yönetimde Kurumsal Yönetim ilkeleri benimsenmeli ve kurallı yönetim anlayışı egemen olmaya başlamalıdır. Aile şirketleri devamlılık için profesyonelleşmeye daha çok önem vermeli. Özellikle önümüzdeki dönemde para piyasalarında sert dalgalanmalar olabilir. Kur, Parite ve faiz riski önemli risk olacaktır.

“ Gaz lambasının yanmaya devam etmesi için, içine gazyağı koymaya devam etmemiz gerekir.”  Mother Teresa

Bu Makale 11.01.2016 - 11:28:58 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.