Kalite tesadüf olamıyor.
Donanımlı bir ruh ve kültür'ün " özenle hazırladıği bir makale.. Emeğinize sağlik Zekeriya Bey
Turizmde kusursuz servis mecburi bir koşul, onsuz olamaz. Aynı zamanda seyahat edenler de daha tecrübeleniyor ve beklentiler yükseliyor. Öte yandan özellikle içeriğe bakmayıp fiyat odaklı bir kitle varsa karşınızda fiyat rekabeti ise hiç olmadığı kadar etkin ve önemli. Bununla birlikte sektörün akımını takip etmekte her turizmcinin ana damarlarından biri olmalı. Oyununuzun başında bir orkestra şefi gibi etkin, sakin ve kontrollü olmalısınız. Mesleki nabzı her zaman tutuyor olmalısınız, yoksa kayıp gidersiniz.
Bunları arkama alarak geçen veya gelecek olan sezonun en iyi veya kötülerini sizlere sıralamak istemiyorum. Zaten hiç sevmem bu bağlamda liste yapmayı. Nasıl olsa bir güzergâh seçilecektir yoksa seyahatin kendisi olmaz değil mi? Burada sunmak istediğim liste “neresi” kavramından öte “nasıl” kavramı. Gezgin dediğin gittiği güzergâh tarafından etkilenmek ve o coğrafyanın onu dönüştürmesini bekler. Fiziksel güzergâhın ötesine geçmeyi hedefler. “Nasıl” kavramı ile bir güzergâha nasıl gidilebileceğini listelemek asla amacım değil, burada yatan “nasıl” aslında bir zihniyet, seyahat tecrübelerinizin nasıl sizleri hissettireceği düşüncesi. Bir seyahati tercih etmeden önceki geçirdiğiniz karar vermek süreci içinde yatan filozofik “nasıl”.
1- Doğru seyahat diye bir şey yok!
Hepimiz farklıyız ve doğal olarak aynı güzergâh veya seyahat paketinden alacaklarımız farklı olacaktır. Herkesin mutlu olması veya aynı düzeyde etkileşim alması mümkün değil. Böyle bir gerçek yok. Hepimizin özünde olan ama sürekli gelişen özellikleri var. Bizi ne tetikler, mutluluk getirir veya hedeflerimizi sağlar. Seyahatiniz hakkında sizleri tatmin eden unsurlar yoldaşınızı aynı düzeyde etkilemeyebilir. Can dostunuzun gerçek yüzünü seyahatte görebilirsiniz. Pek çok arkadaşlıkların sıcaklık mertebesinden soğukluk mertebesine geçişini bilirim. Nedeni birlikte seyahat etmek. Bazen ikinci defa gidilen güzergâhlardan ilki kadar keyif alınamıyor zira ciddi değişimler gerçekleşmiş oluyor. İlkinde doğru seyahat olan bir güzergâh ikincisinde kötü seyahat olabiliyor. Ne kadar kontrollü gitseniz bile sizin imkânlarınızın dışında gelişmelerin söz konu olabileceği bir yol seyahat etmek. Zira kontrolü ne kadar sıkı tutarsanız tutun başkalarından mutlaka destek almak zorundasınız. Ne de olsa seyahat bir müşterek icraat. Modern seyahat içerisine bütünleşmiş olan tüm esnekliklere rağmen, kusursuz seyahat diye bir kavram yok. Önemli olan seyahatin kendisinin keyifli bir icraat olduğunu kabullenip “nasıl” kavramını irdelemek…
2- Derinlik veya kapsam
Dünyamızın her köşesini göremeyeceğimiz aşikâr, hayatımız ve yaşam koşullarımız buna olanak vermiyor maalesef. Seyahatlerimizin fiziksel bir limiti var. Bundan dolayı gittiğimiz güzergâhları daha derinlemesine algılama imkânımız olabilir. Böylece kendimizi farklı kültürlerden derinlemesine ilham almak konusunda yetiştirebiliriz. Buna hayal gücünüzün ve aklımızdaki derin coğrafya diyebiliriz. Genellikle bu tür bir akıl yapısı, doğa ile etkileşimlerde ortaya çıkıyor, oysa bence kentsel veya insan yapımı eserlerde de bunu yakalamak mümkün. Rüzgârda sallanan bir ağacın büyüleyici etkisi sizleri şehrin göbeğinde çalan tapınan çanları kadar etkileyebilir. Bu kendi içinizde kavrayacağınız derinliğe olan rasyonel yaklaşımınız ile doğru orantılı. Buradaki önemli unsur evrenizdeki seslere kulağınızı tıkamanız ve gözlemlediğiniz o güzelliğin akli olarak sizi nereye taşıdığı. İşte derinlik veya kapsam burada devreye giriyor. Gördüğünüz bir eser sizleri yüzyıllarca geriye götürebilirken bunun zamansal kapsamını değerlendirebilirsiniz aynı zamanda da bu kapsam içerisinde yatan tarihsel derinliği algılayabilirsiniz. Neydi ne oldu ve ne olacak senden sonra. Paradoksal bir boyutta bu gözlemlediğin eser nereden geldi sorgusu.
3- Bağlantısızlık ve dijital arınma
Bu yeni bir kaçış kavramı, dijital arınma. Amaç bağlantısızlık içerisinde tekrar bağlanma. Hayatımızın büyük bir süresi ekran karşısında geçiyor. Özellikle sosyalleşme kavramı altında medya beslemeleri, aplikasyonlar, dijital mesajlaşmaların yarattığı gizli spagetti kurgusu aklımızın arkasında bir yerde sürekli çalışıyor. Arka planımız sürekli faal. Bu ise bir yoğunluk ve dolayısıyla yorgunluk yaratıyor. Akıllı telefonlara olan aşkımız aslında pek çok şeyden bizleri uzaklaştırıyor. Oysa ihtiyacımız olan sakinlik, hatta hiçlik, huzur, bağlantısızlık ve doğal olarak dijital arınma. Eskiden bir yere seyahat edeceğim dediğinizde insanların gözleri fal taşı gibi açılırdı. Şimdilerde ise ben ücra köşelere seyahat edeceğim ama yanıma dijital külfetlerimi almayacağım dediğinizde gözleri fal taşı gibi açılıyor. Hemen olmasa bile ki yavaş yavaş başladı, gezginler daha çok dijitalleşmeden uzaklaşarak seyahatler yapacak. Kafanızın paylaşmalıyım zorunluluğundan arınmış bir şekilde seyahat ettiğinizi kurgulayın. Bu bağlantısızlık sizlere zaman ve mekân, anı yaşama, nefes alma, bir durup etrafı algılama ve hayatını tekrar tekrar sorgulama, gözden geçirmeye imkân verecektir. Burada asla, yoga, bedensel ve fiziksel tedavi veya benzeri sağlık turizminden bahsetmiyorum. Burada zamanın değerliliğinden bahsediyorum, deneyimi özümsemekten, size bahşedilen o kısa zamandan bahsediyorum. Hayata tekrar bağlanmak için bağlantısızlığı öneriyoruz diye sloganlar yakında görürsek hiç şaşırmayın. Bu cümleyi yazarken görmeye başladım bile…
4- Otantikliği tahayyül etmek
Son dönemlerin moda terimi otantiklik ve otantik seyahat. Ama gerçek anlamını bilen var mı acaba? Otantiklik bir güzergâhın hem güzel hem de kötü gerçeğini gösterir. Bu ise seyahat edenler için önemli veya önemli olması gereken bir kavram. Bir güzergâhın gerçek değerini algılamak istersek eğrisi ve doğrusu ile değerlendirmemiz lazım. Buna da bir yerli gibi bakmamız gerekir. Özellikle bu son kısım çok önemli, işte bu gerçek anlamda algılama kelimesin karşılığı. Bir özneyi farklı açılardan gözlemlemek. Bir güzergâhın eskiden ne olduğunu kavramaya çalışmak otantikliğini yakalamak anlamına gelmez. İşte bu aşamada kafalar karışıyor. Benim için otantiklik o an mevcut yapının yerel insanlar tarafından işleniş yöntemi. İşte otantik olan budur. Sonuçta bu bir tür intibak kabiliyeti değil mi, hepimizin tüm gezginlerden aslında istediği.
5- Önemsemek
Normal bir gezgin genellikle kendi başıma ne yapabilirim ki bu dünyayı değiştirebileyim diye düşünebilir. Genellikle işin ne kadar vahim olduğunu da fark edip bu maksattan vazgeçer veya geçirtilir. Oysa kendiniz haricinde hiçbir şey gezdiğiniz yeri veya tanıştığınız yerel insanları umursamanıza engel olamaz. Dünyanın bulunduğu hale bakarsak bu aslında bir denge faktörü. Kendinize önemsemek dayatmasını yüklemek ve meydan okumak. Özellikle geçtiğimiz yıllarda tüm dünyada yaşadığımız durumlar bunun tam tersini gösterse bile bir birey gezgin olarak bunun üstesinden istersek gelebiliriz, sadece önemseyerek. Bu özelliği benimsemek o kadar kolay değil. Hatta bazılarımız için imkânsız denecek kadar zor. Ancak koşulsuz şartsız birbirimizi anlamak, ön yargısız ve saygılı, tahminimizden daha önemli. İşte böyle gerçekten bir bütünlük ve birleşim sağlanabilir. Bu tür bağlantılar büyük olasılıkla başarı ile sonuçlanır ve bu çabayı gösteren, adımı atan için bir ödüllenme niteliği taşır. Önemsemek sonucu ortaya çıkan ve benimsenen bu kavram uzun vadede yardımseverliği besler. Saygı ile birleşince de ortaya çok kalıcı, kişinin kendi benliğini beslediği bir kavram doğa. Turizmle bunun ne alakası var demeyin zira aksine çok var. Saygı, önemseme, yardımseverlik ve açıklık biz insanların en değerli özelliklerinden birkaçı. Bunu gezgin kafalar ile birleştirince işte o zaman kötü olan dünya halleri olumlu yönde değişmeye başlar.
6- Gözlemcilikten iştirakçiliğe
Seyahatte iştirakçi olmak yeni bir eğilim. Sanata, yemeğe, kültüre, aktivitelere iştirak etmenin ötesinde fiilen ellerinizi kirletme. Bunun güzel örnekleri uzun zamandır var, ama çok fazla ön planda değil. Örneğin Tekirdağ’da var olan bir inek çiftliğinde geçirilen 2-3 haftalık tatiller. Burada fiilen elinizi kirletip inekler, doğa ile haşır neşir olmak. Uzaktan gözlemlemektense fiilen iştirak etmek ve kendini başka görevlerde konumlandırmak. Kalıplaşmış gezi paketlerinin haricinde kendi kendini(e) keşfetmek, çekinmeden sorgulamak, haşır neşir olmak. Kendinizi sahnenin ortasına atmak, tüm hassasiyetiniz ve çekingenliğiniz ile. Böylesine tecrübeler sonucunda öğrenilen yeni kavramlar insanın ruhuna sonsuz olarak kazınmakta.
7- Aksettiricilik
Bir seyahatte kendinizle birlikte geri getirdiğiniz değerlerden bahsetmek istiyorum burada. Sayısız çektiğiniz fotoğraflar, aldığınız hediyeler veya sosyal medya paylaşımlarınız değil konu. Aksine günlük yaşantınızda değerini fark etmeyip seyahat esnasında bunun farkına varmanız. Farklı kültürler ve coğrafyalar ziyaret ederken fark ettiğiniz özellikler. Belki hayatınızda her gün gördüğünüz ama değerini o boyutta idrak etmediğiniz özellikler. Seyahatiniz sırasında size dank edebilir. Seyahat dönüşünüzde yemeklerinize o seyahatten kattığınız bir tat, dinlediğiniz müzikte farklı olanlara da kulak vermek, evinizin bir köşesinde tozlanmaya mahkûm olan bir cihazı kullanmak gibi. Seyahatinizden evinize getirdiğiniz o görünmez değerler, deneyimler, anlar ve anılar. Bir vadiye baktığınız an hissettiğiniz o duyguyu geri getirebilirsiniz. Evet, evinizde o manzara olmayabilir, ki olmayacaktır ancak o hissedilen duygu tekrar anımsanıp yaşatılabilir, aksettirilebilir. Bazı değerlerimiz burnumuzun önünde olup değerini bilmiyoruz, görmüyoruz ve şükretmiyoruz. Oysa bir seyahat süresince bunları fark edip eve döndüğümüzde daha farklı değerlendiriyoruz. Elbette bunları bir seyahat süresince görmeniz ve benimsemeniz daha kolay oluyor ama bunları yaşatmak sizin elinizde.
8-Gönüllülük: bağışta bulunmaktansa öğrenmek
Gönüllülük genellikle vericilik ile özdeştirilir. Ancak bu vericilik şartsız, koşulsuz kabul edilir. Öngörülerle bir yere gönüllü desteği verilmesi gerekirse hemen maddi yönler düşünülür. Ben buna Noel baba modülü diyorum. Ancak çok azımız gönüllülüğe soyunmadan önce karşı tarafı dinler. Gönüllü kendi dert ve kalıplarına o kadar boğulmuş olur ki, karşılık almak isteyen halkı dinlemez, kulak asmaz. Bu ise bir dayatmayı yanında getirir. Gönüllüler aslında bir topluluk hakkında ilk verileri toparlayıp diğerlerimize dağıtanlardır. Uygulamadan önce dinler, gözlemler, dinamikleri değerlendirir ve sonra uygular. Söz konusu halkın birikimini tartar, ihtiyacını algılar ve kendi imkânları içerisinde yardımcı olur. Öncelikle yardıma ihtiyacı olandan öğrenmelidir. Ücra bir köyde var olan yerel bir okula maddi yardım yerine kırtasiye yardımı yapmak bunun en güzel örneklerinden biridir.
9-Sürdürülebilir turizm
Bu kavram son dönemlerde herkesin ağzında sakız olmaya başladı. Geçen gün bir turizmci profesyoneline kullandığı bu tanımın açılımını sordum bana kısacası otellerdeki havluları maksimum düzeyde kullanmak şeklinde, oldukça sığ bir cevap verdi. Aslında cevabı yanlış değil, ama bu kadar kapsamlı bir anlamı olan söz konusu cümlenin içini boşaltıyor. Aslına bakarsanız sürdürülebilir turizmin kanımca özünde yatan en değerli anlamı saygı. Kültüre, insanlığa, doğaya, ekonomiye ve bu kavramlar arasında incelikle işlenen alt tanımlara. Topluluk, gelişim ve doğal kaynakları koruma, hepsi sürdürülebilir turizmin bir parçası. Gezilecek yerlerin öncelikle kendi nüfusu için yaşanabilir yerler olması mutlak. Sürdürülebilirlik bir süreç ve hızlı, kitle turizmi en büyük düşmanı. Yaşadıkları yerlerdeki yerlilerin yaşama standardını düşürmeden arttıran kavrama sürdürülebilirlik denir.
10-Macera daha da kişiselleştirilecek
Macera turizmi bir gezginin kendi sınırlarını tanıdığı ve meydan okuduğu bir turizm kolu. Bunu sadece fiziksel yönden değerlendirmemenizi rica edeceğim. Paraşütle gökyüzünde uçanlar mı dersiniz, dipsiz bir denize çok yüksekten dalanlar mı dersiniz, uçurumdan gerçekten atlayanlar mı yoksa ayağı kayanlar mı dersiniz. Bu tür görsellerin altında yazılan sloganlar ile macera turizmi pazarlanmaya çalışılır. Ben bu tür reklamlara bakınca genellikle kendi kendime “ben asla macera turizm” yapamam derim. Ancak bu kalıplaşmış bir tanım hem kendim hem de piyasa için. Oysa, macera aslında sizlerin içinde yatan bir özellik, kişisel yani. Kendi doruklarınızı ve başarılarınızı keşfetme dürtüsü. Macera hepimiz için farklı bir şey ifade ediyor. Her meydan okuma, herkesin içerisinde farklı bir tepkiye vesile oluyor. Bazılarımız çok esnerken diğerlerimiz esnemiş gibi yapıyor. Bu maceranın sonunda kendimize şu soruları soruyor olmalıyız: Kendimi esnetebildim mi? Öğrendim ve geliştim mi? Ne amaçladım ve ne başardım? Ve elbette nasıl? Kişisel açmazlarım neydi? Macera seyahatinin gerçek anlamı kişisel seyahat aslında. Her şey bakış açışına bağlı…
Söz konusu makalemde ele aldığım konularla ilgili okuma önerilerim:
1."Seyahat Sanatı”- Alain de Botton tarafından yazılmış bir kitap, seyahatin doğasını ve bir gezgin olmanın ne anlama geldiğini felsefi bir bakış açısıyla ele alıyor.
2."Sürdürülebilir Turizm: Teori ve Uygulama" - David Weaver tarafından yazılmış kapsamlı bir kitap. Sürdürülebilir turizm uygulamalarının ve çevre, ekonomi ve yerel topluluklar üzerindeki etkilerinin ayrıntılı bir incelemesini sunuyor.
3."Otantiklik Palavrası: Kendimizi Kaybederken Nasıl Yolumuzu Buluyoruz" - Andrew Potter tarafından yazılmış bir kitap. Otantiklik kavramının eleştirel bir şekilde incelenmesi ve modern toplumda, seyahat dahil olmak üzere oynadığı rol hakkında bir çalışma.
4."Mutluluk Haritası: Dünyadaki En Mutlu Yerleri Aramak" - Eric Weiner tarafından yazılmış bir seyahatname. Dünya genelinde insanların neyin mutlu ettiğini keşfetmeye çalışan eğlenceli ve içgörülü bir kitap.
5."Lonely Planet Sorumlu Seyahat Rehberi" - Sorumlu seyahat konusunda pratik ipuçları içeren bir rehber. Çevrenize olan etkinizi azaltmanın, yerel kültürlere saygı göstermenin ve yerel toplulukları desteklemenin yolları hakkında bilgi veriyor.
Söz konusu makaleme eşlik edebilecek müzik önerilerim:
1."Wandering" - Abaji
2."African Journey" - Adiemus
3."Raga Bhairav" - Hariprasad Chaurasia
4."Bulería" - Paco de Lucía
5."The Silk Road" - Kitaro
6."Tango" - Astor Piazzolla
7."Desert Rose" - Sting
8."Bamboo" - Shakuhachi Sakano
Donanımlı bir ruh ve kültür'ün " özenle hazırladıği bir makale.. Emeğinize sağlik Zekeriya Bey
Çok güzel ve çok emek verilmiş bir yazı. Save ettim. Hem kendim hem müşterilerim için önemli detaylar var. Teşekkür ederiz. Kalemine sağlık
Merhaba, amma gazel okumuşsunuz. Turizmin somut dertleri varken bu duygusallık neden. Ben gerçek meseleleri okumak isterim bunu okuyunca bana birşey vermiyor. Kime hitap ediyorsunuz merak etmekteyim. Bir de müzik önermişsiniz bu çok komik geldi bana. Ama olsun sizin gibilere de ihtiyaç var.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri