Turizmi ufukta bekleyen gizli tehlike
Son yıllarda Dünya Turizm Örgütü’nün istatistiki verilerine baktığımızda Dünya ekonomisi ve turizmin Dünya ekonomisi içerisindeki gelir payı düşerken, Türkiye’nin turizm pastasından aldığı payın genel trendin aksine yükselmekte olduğunun gözlemlendiği şu günlerde ben de ülke turizmini yakın bir gelecekte bekleyen bir tehlikeye işaret etmek istiyorum.
Dünya ekonomisi bir süredir konjonktürel bir kriz sürecinden geçerken turizmin Türkiye ekonomisindeki pozitif etkisi, ülkemiz turizm endüstrisinde gittikçe artan yabancı sermaye girdisi ve yabancı öz sermayeli turizm yatırımlarının ülkemiz ekonomisindeki artan payının bir yandan istihdama ve turizm gelirlerine diğer yandan da özellikle zor geçen krizli yıllarda yabancı sermayeli yatırımların krizin aşılmasındaki olumlu etkisini kesinlikle yadsımamakla birlikte son zamanlarda bu gelişim bir takım riskleri de beraberinde getirmekte olduğu düşüncesindeyim.
Gerek artan maliyet baskısı, gerek enflasyonun negatif etkileri, son yıllarda turizm yatırımcılarının sırtında kambur gibi duran artan sayısız katma vergi yükü ve gerekse gittikçe düşen kar marjları; özellikle son 4-5 senede konaklama ve ulaştırma sektöründeki fiyat arzında Akdeniz havzasındaki rakip ülkelere kıyasla ciddi bir artışa neden olmuş,bu gelişmelerde ülkemiz ekonomisi içerisinde faaliyet gösteren uluslararası işletmelerin bir takım tedbirleri almalarını kaçınılmaz kılmıştır.
Turizmi çeşitlendirme projeksiyonu kapsamında gelişen birçok yeni konsept, hedef kitleye yönelik olarak dizayn edilen yeni yerel ve yabancı kaynaklı yatırımlar, hiç kuşkusuz turizmin tek düzeliğinden daha çok kişiye ve insan yaşamında gittikçe artan yaşam kalitesi ile birlikte bu beklentinin artık turizm sektöründe de olmazsa olmaz talebi oluşturan çok önemli faktörlerden biri olması turizm yatırımlarının geleceğine de yön vermiş ve son dönemlerde özellikle artan yabancı sermayeli turizm yatırımları bu realite çerçevesinde bir oluşum gerçekleştirmiştir.
Eskiden uluslararası satış ve pazarlama stratejileri oluşturulmadan ağırlıklı olarak maksimum yatak kapasitesi ve doluluklara endeksli yapılan otel yatırımları artık günümüzde yerini özellikle yabancı sermayenin girmesi ile daha küçük ölçekli otellere ama daha kişiye endeksli, misafir memnuniyetine odaklı ve satış ve pazarlama stratejilerinin daha yatırıma başlamadan önce belirlenmiş olduğu daha rasyonel ve daha başarılı bir modele kendisini bırakmıştır.
Bu hızlı değişim ile birlikte turizm endüstrisi içerisinde yer alan büyük aktörler arasında en önemli paydayı oluşturan konaklama sektörü temsilcileri, talebi oluşturan ve büyük ticari riski üstlenecek talebe yön veren tur operatörleri, ulaştırma sektörünün taşıma yükünü çeken özellikle charter şirketleri dinamik bir örgütlenme ve işbirliği süreci ile birlikte uzun vadeli karşılıklı ticari avantajların gözetilerek stratejik işbirliklerine girmiştir. Bu durum turizm pastasındaki payın sadece stratejik işbirliklerinin yer aldığı bu tarz işletme modelleri arasında pek de adil olmayabilecek bir paylaşıma yol açacak. Bu yeni uluslararası satış ve pazarlama örgütsel mekanizması içerisinde yer alamayan daha küçük ölçekli işletmelerin ticari hedeflerine ulaşma anlamında işlerin gittikçe daha da zorlaşmasını kaçınılmaz kılacaktır.
Artık hedef kitlenin proje aşamasında belirlenmeden ve uluslararası stratejik kapsamlı satış ve pazarlama örgütsel çatısı içerisinde yer alamayan işletmelerin yakin gelecekte işlerinin gittikçe daha da zorlaşacağı aşikardır.
Sahillerimizde birinci sıra sahil şeridindeki onbinlerce yatak kapasitesi şuanki hali ile arz ve talep dengesinin bozulması ile birlikte sorunlar yaşıyor. Artan maliyet baskısı ve düşen kar marjlarının yaratmış olduğu doluluk ve fiyat baskısı yadsınamazken, diğer yandan ikinci üçüncü sıralara ard arda dizilen yüzlerce yeni otel yatırımlarının yukarıda bahsetmiş olduğum örgütsel sorunları yaşamaması kaçınılmaz bir gerek olarak önümüzde durmaktadır.
Gözüken yakın ve orta vade gelecekte tur operatörleri ile uzun vadeli profesyonel satış ve pazarlama stratejilerini doğru oluşturmuş olan ve hedef kitleyi önceden doğru belirleyerek, bu doğrultuda tanıtım ve marketing planlamalarını talebin lokomotif gücü olan tur operatörleri ile birlikte stratejik bir işbirliği kapsamında yürüten otellerin daha başarılı bir ticari hedefi yakalamaları daha kolay gözüküyor. Strateji belirlemeden önce “Oteli inşa et sonra bir şekilde dolar” mantığı ile yola çıkan birçok otel işletmelerini de maalesef çok zor sezonlar beklemektedir. Geleceğin turizmi artık karşılıklı stratejik işbirliği çerçevesinde “kazan-kazandır” mantığı çerçevesinde şekillenecektir.
Ben kim olursa olsun herkesle çalışırım bakış açısı yerini daha spesifik işbirliklerine ve karşılıklı uzun vadeli işbirliği kapsamında dizayn olacak yeni ortaklıklara ve daha büyük gruplara kendisini bırakacaktır. Bu gelecek projeksiyonel beklentimin doğru veya yanlış olduğu konusunda katii bir yargıda bulunmamakla birlikte ama özellikle küçük ölçekli işletmelerin bu tarz gelişmelere açık olmaları ve kendilerini bu kapsamda örgütleyebilmelerinin önemini ifade etmekte fayda görüyorum.
Bir başka açıdan baktığımızda ciddi ekonomik krizin eşiğinde olan özellikle Akdeniz havzasındaki Yunanistan, İspanya ve Portekiz vb ülkeler Avrupa Birliği iç hukuku gereği Avrupa Birliği uluslararası turizm fonlarından büyük destekler alacak. Ve turizm pastasındaki payın Avrupa Birliği dışına çıkmaması politikası kapsamında bu ülkelerin turizm gelirlerinin kendi iç bünyelerinde kalması stratejileri ve önümüzdeki senelerde ekonomik kriz yaşayan ülkelerin turizm acısından Avrupa Birliği baş aktör ülkelerinden büyük destek alacakları tezi çok da yanlış bir öngörü olmasa gerek.
Sözün özü Mısır’da yaşanan siyasi çalkantıların Türkiye turizmi acısından bir fırsat olacağı ve bu fırsatı kısa yoldan kazanca çevirebilme tarihsel yanılgısı ile erkenden rezervasyon akışını yavaşlatan ve Dimyat’a giderken eldeki bulgurdan olan turizmcilerimizin 2012 ve sonraki seneler için şapkayı çok önceden önlerine koyarak, şapkadan tavşan çıkarmak yerine, uluslararası kriterler kapsamında daha uzun vadeli ve gerçekçi stratejiler oluşturmalarının tam zamanıdır düşüncesindeyim.
Türkiye futbolu skandallarla çalkalanma sürecinde ülke olarak küme düşmüşken, Türkiye turizminin yeri Dünya Turizminin Şampiyonlar Ligi üst sıraları olmalıdır ve öyle de olacağı inancındayım.
(Tourismtoday.net'ten alınmıştır)
Bu Makale 02.08.2011 - 14:07:56 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sanırım bu konuyu başka bir arkadaşın dikkat çekmesi gerekiyordu.
Melih Bey'e katılıyorum aması var. Yıllardır bazıları tarafından stratejik iş birliği denildi, bazıları tarafından tek yetkilik istenildi, bazıları şu olmasın bu olmasın, bazıları şu pazar benim o pazarıda vereceksin mantığı ile hareket edildi. İki Alman ufak bir şikayet için bir araya geldiği zaman hemen faturaları sorgusuz sualsiz gönderildi. Bazıları yıllardır "Reklamasyon Bütçesi" yaptı. Maaliyetler kurtarmıyor arkadaşlar. Artık iyi bir servis istiyorsak bedeli ödenmeli.
-
Yemez Terli yorumunu yapan arkadaşa aynen katılıyorum..Arkadaşın dediği gibi bizler herkesle çalışırız çok da spesifik oluruz..Kimse merak etmesin..Yıllardır ''stratejik işbirliği'' lafından başka bir şey duymadık ancak her nasıl oluyorsa bu ''stratejik işbirliği'' hep TUI'ye yarıyor... Kazan-Kazan'dan anladıkları kendilerinin 2 defa kazanması...Artık ayağınız suya değsin yavaş yavaş...Asıl gelişen turizm hareketlerini doğru okuması gereken sizlersiniz..Bağımsız havayolu şirketleri, otellerin bağımsız satış ağları ile beraber yavaş yavaş sonunuz geliyor,farkında değilsiniz...
-
Tabi. Hepimiz sadece size calisip tek yetkili verelim. Diger hic kimse olmasin. Siz de ölü fiyatina esekler gibi 50 derece sicagin altinda 3 kurusa calisan personeli niye gulumsemedi diye reklamasyon yazan o gariban Avrupalilari doldurun.
Nasil olsa adamlar krizde. Bizden az kazanip daha kotu sarlarda yasayan gariban Alman fakir Ingiliz..
Beyefendi padisahlik geride kaldi. Simdiden 2012 nin zeminini boyle hazirlamaya calisiyorsunuz ama artik oteller yemiyor bunu. Eger yarim litre suya 2Eur alan Ispanya ya gidecekse gitsin sizin turistiniz.
Biz herkesle calisiriz merak etmeyin cok ta "spesifik" olur siz merak etmeyin.