Son dakika golü...
Turizmdeki ilk patronum ‘’ Tura başlarken ve turun bitişi sırasında yaşananlar müşteri gözünde çok ama çok önemlidir. Zamanında kalkmayan uçak ve karşılamaya gelmeyen rehberiniz olmuşsa, bu saatten sonra ağzınızla kuş tutsanız müşteriyi memnun edemezsiniz’’ derdi.
Gerçekten de yaşadığımız birçok tecrübe turizmcilere bir seyahatin en önemli anlarının seyahate başlarken ve seyahatten dönerken yaşananlar olduğunu göstermiştir.
Seyahate başlarken yaşanan aksilikler müşteride, sanki bu problemler tur müddetince hep yaşanacakmış izlenimi yaratır. İstemeden de olsa başlangıçta meydana gelen sorundan sonra en ufak bir problemde tura katılanların ‘’Bak gördün mü bunu da yapamadılar. Yok kardeşim ben sana demiştim bu şirketle niye gidiyoruz diye. Göreceksin daha neler yaşayacağız'' gibi son derece moral bozucu konuşmalarına tanık oluruz. Bu saatten sonra ne yaparsanız yapın onları memnun etmek pek kolay olamayacaktır. Maalesef grubunuzun canlı bombaları olmuştur artık. Siz dua edin de bundan sonra aksilik olmasın bu bombalar patlamadan evlere dönülsün. Durumunuzun daha maçın ilk dakikasında gol yemiş takımdan farkı yoktur. Moral motivasyonunuz düşmüştür ve toparlanmanız için daha fazla efora ihtiyacınız vardır.
Yönetici olarak çalıştığım Seyahat Acentelerinde verdiğimiz hizmeti görmek, aksaklıkları tespit etmek ve olayları bizzat yaşamak için yurtdışı ve yurt içi turlara katılmaya vakit buldukça özen gösteriyor ve orada gördüklerimi toplantılarda şirket çalışanlarımla paylaşıyordum. Bu durum hatalarımızın azalmasına ve hizmet kalitemizin yükselmesine ışık tutuyordu. Bu seyahatlerde kesinlikle kendi kimliğimi gizli tutarak sanki bir müşteri gibi turlara katılıyordum. İşte böyle turların birinde yaşadığım bir anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum. Grupla yaptığım yurt dışı seyahati sırasında verilen hizmet beni son derece memnun etmişti. Bu duygularla dönüş için uçağımıza binmek üzere sevinerek havaalanının yolunu tuttuğumuzda bizi bir sürprizin karşılamaması için her zamanki gibi gerekli görüşmeleri gerek rehber gerekse ben yapmıştım. Herşey yolunda gözüküyordu. Bizi alacak ve ülkemize döndürecek uçağımız yakındaki bir ülkeden kalkıp gelecekti. Ama düşündüğümüz ve beklediğimiz mutlu son olmadı. Biz grupla havaalanına vaktinde gelmiştik ama uçağımız gelmemişti. Komşu ülkede aniden meydana gelen sis uçağımızın bizi almak için gelmesine mani olmuştu. Rehberimiz ve havayolu personeli grubu devamlı bilgilendiriyordu. Bir iki saati kendini alışverişe veren gruptan fazla ses çıkmadan geçirdik. Bekleyiş daha da uzayınca kıpırdanmalar ve homurdanmalar başladı. Tur sırasında son derece uyumlu tavırlar sergileyenler biranda tanınmayacak karakterlere bürünmüşler içlerindeki canavarı çıkartmışlardı sanki. O gün kendimi çok güzel bir oyundan sonra son dakika gol yemiş takımın teknik direktörü gibi hissettim. Bunca özveri bunca çalışma bunca titiz davranışın mükafatı böyle olmamalı bir kalemde yapılanlar silinmemeliydi...
Tur sırasında;
‘’ Ben bu şirketin uçakları hep zamanında kalkar demiştim bak zamanında kalktı yine’’
‘’ Kalite olarak iyi bir grup olmuş’’
‘’ Otel çok iyi’’
‘’ Programı iyi yapmışlar’’
‘’ Güzel restorantları seçmişler yemekler süperdi’’
’’ Rehberimiz çok bilgili ve saygılı’’
‘’ A aaa doğum günümü bile düşünmüşler.’’
‘’ İyi para ödedik ama iyide hizmet aldık. Valla helal olsun bunlara’’
‘’ İyiki bu şirketle gelmişiz’’
‘’ Kurban bayramında da hep beraber bu şirketle Mısır’a gidelim’’ diyenleri duydukça inanılmaz seviniyor ama renk veremiyordum. Niyetim dönüş uçağında tura başlarken tanıştığım ve iyi dostluklar kurduğum birçok aileye ‘’borsa işleriyle uğraşıyorum’’ şeklindeki tatlı yalan beyanım yerine gerçek mesleğimi onlara söyleyecek ve bu başarılı seyahat organizasyonunu yapan acentenin Genel Koordinatörü olduğumu açıklayacaktım.
Yaptığım plan tutmadı tabii..
Dönüşte, acenteyle hiçbir ilişkisi olmayan sadece ve sadece ''sis'' nedeniyle alana geç gelen uçağımızın bu vesileyle 5 saat rötar yapması ister istemez normal saatte olan kalkışımızı gece yarısı gibi bir saate getirince misafirler arasında bakınız neler konuşulmaya başlandı…
‘’Zaten programımız çok yorucuydu''
‘’Son kaldığımız otelin yemekleri de çok kötüydü’’
‘’Rehber genç olsaydı daha iyi olurdu nerden buluyorlar bu rehberleri''
‘’Bizim odamız son gün temizlenmemişti aynı çarşaflarda yattık’’
‘’Tur sırasında kullanılan Otobüs’ün lastikleri eskiydi gördünüz mü’’
‘’Alışverişe ayrılan zaman çok azdı şekerim valla eski eser gezmekten sıkıldım program kötüydü’’
'’ Ben zaten nerede hata yapacaklar diye bekliyordum. İşte uçakları gelmedi bak.’’
‘’Sana demiştim bu acenteyle gelmeyelim diye’’
‘’ Yarın işe gidemezsem bunları dava ederim’’
‘’ Ben avukatım takip ederim zabıt tutalım bunları şikayet edelim’’
‘’ Bizi kandırıyorlar sis falan olmamıştır bunların uçakları yok’’
'' Bakanlığı arayalım benim tanıdıklarım var şikayet edelim bunları''
'' Gazeteci arkadaşım var haber verelim''
Hani her şey çok iyiydi...Hani her şeyi iyi düşünmüşlerdi. Hani program süperdi..Ne oldu bunlara...Bir kalemde hepsi silindi gitti akıllarından...İşte turizm yapmak böyle zor bir iş diye söylendim içimden...
Sonunda uçağımız geldi ve tatilimiz sağ salim İstanbul’da sona erdi. Tur bitmişti ama ben de bitmiştim. Dönüş yolunda havaalanından kalkan sis benim içimden birtürlü kalkmıyordu.
O gün bugündür havada sis olduğunda hep aklıma havaalanındaki tur grupları ve onların rehberlerinin o an yaşadıkları gelir aklıma...
Hepinize kolay gelsin...
Bu Makale 06.10.2010 - 09:28:26 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
necati çalışkan yıne cok guzel bır yazı.
çok ıyı anlıyorum herşeyi.
sevgiler