SAĞLIKLI BAKIŞ AÇISI VE OTELCİLİK
Mısırda kendi tur operatörü olan, on iki ay yaklaşık yüzde seksen ve üzeri doluluk sağlayan otel grupları bile, yüzde yirmi dolulukla günlerini geçiriyorlar.
Çarkı döndürmek, pazarların destinasyona alışkanlığını kaybetmemesini sağlamak çabası sonucu verilen fiyatlar ile tesislerin mart başından itibaren belli doluluklara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Ürkütücü toplumsal olaylar olmazsa Mısır kayıp ettiği pazarları geri kazanmak uğruna en profesyonel ticari kararları alabilen bir ülke.
Herşey de bir hayır vardır, derler ya, ben de buna gönülden inanıyorum, Mısır da ki bu tatsız durumu vesile edip memleketin yolunu tuttum.
Bir kaç gün, ah güzel Istanbul’ da, bir kaç gün Ankara’ da, önümüzdeki hafta Antalya, Fethiye ve tekrar Istanbul da biraz tatil, biraz rehabilitasyon, iyi bir zorunlu ara oldu benim için.
Tabi ki bu arada otellerde konaklıyorum, uzun yıllar sektörde olmak bu otellerin tadını çıkarmak açısından büyük engel.
Bir otel yöneticisinin en kolay yakalanacağı psikolojik sorunları sıralayın deseniz, mükemmeliyetçilik, panik atak, depresyon, aşağılık duygusu, megolomani vb. leri rahatlıkla sayabiliriz.
Ankara’da ki yeni, saygın otellerimizden bir tanesinde, ortak bir dost hatırına çok uygun bir fiyatla beni misafir eden satış yöneticisi hanımefendiye,
tesisteki aksaklıkları yapıcı eleştiri tonunu aşan bir tazda ifade ederken yakaladım kendimi.
Zehirimi akıttıktan sonra müthiş bir pişmanlık ile kırk kez özür dileyerek, eleştirilerimi yapıcı bir niyetle ifade ettiğimi söylediysem de, dönülmez akşamın ufkuna varmış idim ve vakit çok geç idi artık.
Orta yaşlı tecrübeli sayılacak bir yöneticiye hiç yakışmamıştı tarzım. Esmer olduğum için yüzüm kızarmayıp, eleştirileri ustalıkla dinleyen genç arkadaşın olgunluğu ile morarmış idi adeta.
Bakın oysa lig başına oynadığını düşündüğüm bu tesiste yakalamaktan zevk aldığım, hasta ruhumu tatmin eden hatalar ne kadar da basit idi.
Gece gelip sıcak ve konforlu odama vardım, uzun yolculuk, abur cubur vs. susatmış idi beni, işe bir maden sodası ile başlıyayım dedim, memleket malı süper lezzetli ama biraz sert Beypazarı sodası yerine St. Pellegrino tercih edince olanlar oldu, benden önceki misafir kapağı yoklamakla kalmamış açmış ve öylece mini bar da bırakmış, bu durumun farkına varılmadan oda bir sonraki misafire verilmiş, af edilmez hata #1.
Sabah kalktım acil yetişecek ütü vs. çamaşırlarımı şahşen çamaşırhane görevlisine teslim ettim ve kahvaltıya indim. Holding’ in gurur kaynağı yatırımın resepsiyona çok yakın kahvaltı salonuna geçtim aman allahım ne göreyim açık büfede bir tost makinası, arkasında bir aşcı tost yapıyor. Bu gün hiç bir görüşme yok;
• sucuklu kaşarlı olsun
ve hasreti ile yanıp tutuştuğum lezzeti hayal ederken, tatsız cevabı aldım;
• buaradan tost sadece oda servisine,
• tamam sorun yok, odadan sipariş ettğimi hayal et, parayı ödeyeceğim, yap şu tostu arkadaş,
• olmaz, o zaman herkez ister
İçimden çok sinirlendim, ama şekerin düşmüştür, bir iki lokma ye, kızgınlığın geçer, tost yemezsen ölmezsin diye kendimi teselli ettim, bu af edilmez hata #2 karşısında.
Öğleden sonra biraz dinlenmek üzere otele geldim. Çamaşırlar hızlıca dönmüş, sevindim. Yan odadan çıkan, önceleri şehirler arası otobüslerde servis elemanı House Man;
• beyefendi kapınızı açık bırakmıştınız, kapadım
• odaya ben ilk defa geri dönüyorum
• o zaman çamaşırı getiren arkadaş açık unuttu kapınızı, özür dilerim
• umarım bir şey uçmadı odamdan
af edilmez hata #3.
Bir saat sonra tekrar ayrıldım, akşam otele arka caddedeki girişten, girmeyi hayal ederek yaklaştım, yarı dalgın idim, güvenlik klübesindeki arkadaşı ile sohbet eden güvenlik personelinin yanından geçip kapıya yönlenince, fark edildim, on beş metreden, otele taruz eden sefili durdurmayı arzulayan yüsek ve sert tonla güvenlik elemanı bana;
• hey sen nereye gidiyorsun
• sana ne
• müşterimisin
• hayır misafir
• iyi ozaman geç
benim gibi ortadoğu ve balkanlarda nam salmış birine yapılmış af edilmez hata #4.
Ertesi gün sabah otelde kalmama vesile arkadaşım ile lobby de buluştuk.
Asil ruhlarımız St. Pellegrino ile serinlenmeyi arzu etti, siparişi vermek istedik, “muhtemel stajyer bar girl” öyle bir şeyin menüde olmadığını söyledi, ben ise oda da, menüde ve hatta lobby barın buzdolabında bile olabileceğini söyledim, kontrol edeyim efendim dedi ve iki şişe ile döndü, bu da af edilmez hata #5.
Otele girdiğim andan itibaren beni rahatsız eden, önemli bir konu da, hemen girişin karşısına lobby nin ortasında bir yönlendirme tabelası konulmuş, kuaförlere gider, temsili benzer isim ile “Münihli Kuaför Kasım”, bu yönlendirmeden milyonlarca dolarlık holdingin prestij otelinin lobby sinde en az üç tane var.
Ya resepsiyonistler gelip soran yoğun misafirden sıkıldı. Veya yüksek kiraya rağmen iş yapamıyan kuaför, bir yüksek yönetici veya patronu sıkıştırıp izini kopardı, vahim hata #6.
Bir kaç konu daha var ama onlar tam zevk ve kültür meselesi, belki arzulanan misafir profili değişen ve gelişen ülkemizin yeni zenginleridir, eğlence işi onlara göre organize edilmiştir, diye o detaylara girmeyeceğim.
Otelden ayrılırken, resepsiyonist size tahsilatı yapmadan, hesabınızı kontrol edeceğiniz hesap bilgisi çıktısı vermiyor. Elinize konaklama bedeli diye bir fatura ve kredi kartı çıktısını tuştuşturu veriyorlar bana göre hata #7.
Açılışından bu yana iki veya üç müdür değişmiş, zamanla oturur ve/veya pazardaki yerini bulur.
Ne dersiniz, Ankara’ nın ilk üç otelinden biri olması gerektiğine inandığım bu otel ile ilgili beklentilerim aşırı mı yüksek, bu kadar hata kadı kızında da mı olur? Yoksa ben aşırı mükemmelliyetçilik yolunda iflah olmaz şekilde ilerliyormuyum.
Bakış açımızın uluslar arası standartlarda ve bu standartları yükseltecek nitelikte olacağı günler dileği ile hoşca kalın...
Bu Makale 06.03.2011 - 13:06:57 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Türkiye' de yeni otel açma hızı inanılmaz boyutlarda. Ankara' ya her yıl irili ufaklı 15-20 otel açılıyor fakat bu kadar yetişmiş personel maalesef yok. Bir gün HK olan ertesi gün kat şefi veya HK müdürü olabiliyor. F&B müdürlüğü otelin en kritik müdürlüğü bence ama o kadar yetişmiş F&B müdürü yok. Dolayısıyla şef garson olması gereken kişi F&B müdürü, F&B müdürü olması gereken kişi de genel müdür oluyor. Tonlarca para vererek getirilen genel müdürler de durumu kurtaramıyor, kısa sürede uzaklaşıyor. Çırağan' da veya Amerika' da müdürlük yapmış kişinin bakış açısı bu otellere uymuyor. Dolayısıyla kadrosunu oturtamamış, personelini koruyamayan (yeterli imkanlar, eğitim) oteller bu sıkıntıları yaşıyor ve yaşatıyor. Nasıl çözülür derseniz bence kısa vadede çok zor.
-
Serdar bey,
Şahsen neden bu kadar garibinize gidiyor bu olaylar hayret ettim..
Özellikle Antalya ve güney piyasasında günlük yaşanan olaylar bunlar..Kabul edilemez olduğuna kessinlikle katılıyorum, yanlış anlaşılmasın.Ama, stajyerlerle günü kurtarmaya çalışan, personelinin eğitimine önem vermeyen,misafir memnuniyeti her zaman ikinci planda olan,tek derdi ve buna muhalefet olacak kimsenin olmayacağına eminim, ay sonundaki kasadaki paranın az ya da çok olması olan şirketler var artık turizm piyasasında..
Bilinen şeyleri yazıya aktarmışsınız ama, onun için kaleminize sağlık..Saygılar..
-
Serdar Bey, yazınızı hem büyük bir zevkle hem de üzüntü ile okudum. Çok yakın zamanda farklı illerde benzer durumlarla ben de karşılaştım ve bir kez daha yazınızdan anladım ki otelcilikte ciddi derecede kalite eksikliklerimiz var. Bu işletmelere sorsanız kalite standartları vardır ama kağıt üzerinde, uygulamaya baktığınızda ne yazık ki bunları göremiyorsunuz. Çünkü kaliteli olmamız yetmiyor, önemli olan kalitenin kendisi olmak... Tekrar elleriniza sağlık.