ANTALYA ZEYTİNKÖY’DEN DÖNDÜ NİNE 2011 SEZONU İÇİN TURİZMİN FALINA BAKTI
Geçen akşam televizyon izlerken mütemadiyen hangi kanalı çevirdimse bir astrolog ya da muadili vatandaşın 2011 yılı için öngörülerde bulunduklarını gördüm
ASTROLOGLAR VE MUADİLLERİ
Geçen akşam televizyon izlerken mütemadiyen hangi kanalı çevirdimse bir astrolog ya da muadili vatandaşın 2011 yılı için öngörülerde bulunduklarını gördüm. Muadili diyorum zira ne kadar manken ya da oyuncu eskisi varsa astrolog olmuş çıkmış. Burçların 2011 de yaşayacaklarından tutunda, Türkiye’nin yıl içinde karşılaşacağı zorluklara ve olumlu olaylara kadar birçok alanda yorumlar yaptılar. İşin en komik tarafı ise hemen her kanaldaki yorumcunun farklı şekilde anlatmasıydı 2011 yılını. Sadece bir konuda, 2011’in KOÇ burçları için mükemmel bir yıl olacağı konusunda mutabık kalmaları ise oldukça sevindirdi beni, zira bendeniz de KOÇ burcuyum.
Ardından tüm hafta boyunca bir astroloji çılgınlığıdır aldı yürüdü memlekette. Televizyonların ardından, gazete ve dergilerde ve bilhassa internette hemen her konuda yorum yapıldığına şahit oldum. İnsanlar sadece kendileri için değil, dostları, sevdikleri, işleri, şirketleri ve beklide sektörleri için bile astrolojik yorum yaptırıyorlardı. Sonra birden aklıma geldi bizim turizm sektörü için bunu deneyen olmuş muydu acaba ?. Kısa bir araştırmanın ardından aramızdan kimsenin bu tarz bir şey için uğraşmadığını görünce konuyu üstlenmeye karar verdim ve oturdum telefonun başına. Tanıdığım ne kadar Koordinatör, Genel Müdür, Otel sahibi, Belediye başkanı, Yerel yönetici,Turizm yazarı, Gazete ve Dergi sahibi v.b., turizmle alakalı kişi var ise hepsini tek tek aradım ve konuyu tüm detayları ile kendilerine ilettim. Aradıklarımdan hemen hepsinin konu ile yakından ilgilenmesi beni şaşırttığı gibi, son haftalarda televizyondaki programlarında etkisi de vardır herhalde diye aklımdan geçirmedim değil. Geriye kalan tek ve en önemli şey, konuyu iyi analiz edecek bir falcı bulmaktı.
TURİZMİN DUAYENLERİ FAL BAKTIRIYOR
Telefonda sözleştiğimiz üzere tam gününde ve saatinde buluşma yerine gittim. Elbette daha önce, varlığından yeni haberdar olduğum falcı Döndü nineyi aramış, tanışmış konuyu ve ciddiyetini detaylıca anlatmıştım. Döndü nine’nin kulağı ağır işittiğinden, konuşmanın kalan kısmını torunu ile yapmak zorunda kalmıştım. Tarif edilen adrese vardığımda onlarca son model makam aracının Döndü ninenin derme çatma gece kondusunun önünde beklediğini gördüm. Antalya’yı bilenler bilir, Zeytin köy gariban mahallesidir.
Çoğunluğu gecekondu da yaşayan mahalle halkının nerede ise tamamı otellerde ve turistik tesislerde çalışmaktadır. Dolayısı ile pahalı araçlarından inen otel sahibi ve genel müdürleri gören ahali, meraktan ya da patronlarını tanıdıklarından olsa gerek evin önünde toplanmaya başlamışlardı. Korumalar ve şoförlere kapının önünde beklemeleri talimatları verildikten sonra eve doğru yürümeye başlayan bizleri Döndü nine kapıda karşıladı. Eliyle ayakkabılarımızı işaret edip gözümüzün içine dik dik bakınca kısa bir şaşkınlığın ardından isteğini yerine getirdik. Döndü nine’nin torunu bizleri duvarları halı ve kilimlerle kaplanmış oturma odasına aldı. Oturma odası çoğunluğu yerde duran kocaman minderlerden ve bir büyük divandan oluşuyordu, televizyon açık ama sesi kısıktı ve muhtemelen canlı yayında şu son moda evlilik programlarından biri devam ediyordu. Etrafta divan haricinde başka yüksek oturacak yer olmadığını gören turizm camiasının önde gelenlerinden bazıları çevik davranarak sıkış tepiş de olsa kendilerine yüksek bir mevki edindiler. Yalnız işin komik tarafı en fazla dört kişinin sığacağı divanda tam tamına altı kişi büyük bir samimiyet içerisinde birbirlerine yaslanmış oturuyorlardı. Normal zamanda aynı mekanı bile paylaşmaktan haz etmeyen bu insanları, o halleri ile görüntülemeyi çok isterdim doğrusu. Divandan umudu kesen diğerleri ise, pahalı takım elbiselerini kırıştırmak pahasına da olsa, bağdaş kurarak minderlere oturmak zorunda kaldılar. Döndü nine ise başköşeye geçerek sırtını pencereye doğru verdi, perdenin arasından sızan kış güneşi nine’nin arkasından salona yayılıyor ve yüzünü net olarak görmemizi engelliyordu. Aslına bakarsanız Döndü nine bu hali ile oldukça gizemli gelmişti bizlere.
Döndü nine sırayla bizleri süzdükten sonra,
-‘’ önce hanginiz baktırecek bakem ‘’dedi iç gıcıklayıcı sesi ile.
Şaşkınlık ile birbirine bakan konukların cevap vermesini beklemeden ben hemen atıldım,
-‘’ herkes baktıracak nineciğim ‘’.
-‘’çok vakit alcek, bu gocaman adamla kaç pare verecekler bileyyolar demi oğul’’
-‘’biliyorlar nineciğim, ama aslına bakarsan biz sadece kendimize değil turizmin geleceğine dair fal baktırmak istiyoruz, yani hepimizin öğrenmek istedikleri ortak aslında’’
-‘’ o nası olcek be oğlum, dediğin şeyin tek bir şekli olu be, başkada olmaz ‘’
-‘’ nasıl yani Döndü nine, anlat bakalım’’
-‘’ yani deyyomki, goccaman bi fincana gahve yapıvecem, sonacıma ondan hepiniz bi yudum içceniz, sonacıma bana verceniz bende falınıza bakcem ablam’’
Bu pek hijyenik görünmeyen durum bazılarının fal baktırmaktan vazgeçmesine neden olmuştu, zira yüzlerini ekşitmelerinden öyle anlamıştım. Kısa sürede homurdanmalar, itirazlar başladı,
-‘’yokmuymuş bunun başka yolu emir bey kardeşim, hiç mantıklı değil bu düşündüğünüz şey’’ dedi oteller zinciri sahibi ünlü işadamı, aslına bakarsanız otelcilik dışında başka sektörlerde de faaliyetleri vardı ama, basın ve halk onu bu yönü ile daha fazla tanıyordu.
-‘’ valla dedim şey bey, nine ne diyorsa o, işin ustası da piri’de o, yapacak bir şey yok bence, kabul etmeliyiz.
-‘’ sende amma hijyenik adammışsın be kardeşim, merak etme ölmezsin bir yudum kahveden’’ dedi belediye başkanı, ve ekledi…
-‘’ ben içerim nineciğim, biz halk adamıyız, halkın partisindeniz, sizin elinizden kahve içmek bana onur verir’’
Yüzündeki kırışıklardan yaşını tahmin etmekte pek de zorlanmadığımız Döndü nine, hafiften sinirli bir eda ile belediye başkanına dönerek…
-‘’senin eski genel başkanında gelivedi seçim öncesi buralara ablam, oda ahanda böle gocca gocca laflar edivedi, amma gerisi boş ,endee ne söz vediklerini yapıvedi nede bi daha buralara uğradı, en iyisimi sen susuvede daha fazlam konusturuveme beni emi’’
Hepimiz şaşkınlıktan küçük dilimizi yutmuş, utanç tan kıpkırmızı olmuş belediye başkanı ile göz göze gelmemek için yere ya da tavana bakıyorduk ki, Döndü nine’nin bağırışı tüm sessizliği bozdu. Torununa küçük bir tencere ile kahve yapmasını söylüyordu, tabi torunun şaşkın ne diyorsun nine diyen bakışları bir süre sonra koşulsuz itaate dönüştü, zira Döndü nine öyle bir bakış attı ki anlatılmaz yaşanır denecek cinstendi.
-‘’ neyine baktırıveceniz bu turizmin be adamlar, hele bi deyiverin bana bakem’’ dedi nine,
Sektörü temsil eden derneğin başkanı olan şey bey hemen konuya girdi,
-‘’ efendim aslında biz tüm otel işletmecileri, yöneticileri ya da yerel yönetim temsilcileri gelecekten çok umutluyuz, her sene daha fazla turist geliyor ülkemize, otellerimiz dolup taşıyor, binlerce insana iş imkanı sağlıyoruz, bu bağlamda güzel bir istikrar yakaladık, ancak yeni dünya düzeni, siyaset, politika, ekonomi vesaire tüm bunlar bizim işleri oldukça etkiliyor. 2011 de neler yaşayacağız, beklentilerimiz gerçekleşecek mi, bunları öğrenmek istiyoruz açıkcası.’’
-‘’ anadım gari emme sen hele bi deyi vi bakem senin oteller nede ? ‘’
-‘’ valla döndü nine Antalya’da hemen her yerde var benim otellerim, sen neden sordun ? ’’
-‘’ şu benim yetim toruna bi iş vesen ya, bak boş boş dolaşır durur gari, uzak yerlere yollemeyive yannız eve yakın olsun ona gore, bir başıma galameyyom ben, gözlerim gomez, gulaklarım az duyer one gore ablam’’
-‘’ aaa, tabi, ıııh neden olmasın, size kartımı takdim edeyim, bir ara bana uğrasın olur mu ninecim’’
-‘’uğrar gari sen merak etme ablam en gıssa zamanda gelivecek yanına’’
Bu sırada kahveyi tencerede kaynatmış olan yetim torun elinde tepsi üzerinde fincan irisi bir kap ile odaya girdi. Döndü ninenin başıyla verdiği komut üzerine en başta oturan dernek başkanına tepsiyi uzattı. Bir yudum alan başkanın ardından sıra ile tüm konuklar kahvenin tadına baktılar. Kimi iğrendi, kimi bozuldu kimi sıkıldı ama ben dahil hepimiz en az birer yudum içtik. İçmemek mümkün mü, turizm dünyasının nabzını tutan tüm önemli şahsiyetler orada ve onların oluşturduğu sinerji den faydalanarak kahve falı bakılacak, memleketi de sektörü de ilgilendiren olağanüstü bir durumdu bu.
Nihayetinde son yudumda Alanyalı sektör temsilcileri tarafından içilen kahvenin fincanı adet olduğu üzere ters çevrilerek nineye teslim edildi. Fincanın üzerine boynundan çıkardığı beşibiryerdeleri koyan Döndü ninenin bu hareketinin bir ritüel olduğunu bilmeyen bazı konuklar hayretlerini gizleyemediler. Aslına bakarsanız bende ninenin varlık içinde yokluk çektiğini filan düşünmeye başlamıştım ki, birden Döndü nine’nin haykırışı ile irkildim. Torununa bağırıyordu…
-‘’ söyle onnara gari, burada gobek atmeyyoz, misafirlerimiz va, çekilivesinler evin önünden gari’’
Biraz önce biz eve girerken toplanan mahalle sakinleri nerede ise iki katına çıkmıştı, ya da benim pencereden görebildiğim o kadarıydı bilemiyorum artık.
-‘’ hele bi deyiverin bana bakem’’ dedi nine…
-‘’ dilek tuttunuz mu içinizden gari ? ‘‘
-‘’ yok ninecim tutmadık’’ dedi çiçeği burnunda genel müdür…
-‘’ tutuverin o zaman hemencik bir dane ‘’
-‘’ tuttunuzmu gari ‘’
-‘’ tuttuk ninecim ‘’ ( hep bir ağızdan )
-‘’ başleyyoz o zaman sessiz olun ona gore, hadi bismillah ‘’
NEYSE FALİM, ÇIKSIN HALİM
-‘’deve, bir deve göreyyom gari, hörgüçleri goccaman, vamı aranızda deveyle işi olen bakem ?’’
-‘’ var Döndü nine benim kuzey Afrika’da, Ortadoğu da ve Arap illerinde yatırımlarım var, daha da yapacağız Allah izin verirse’’ …dedi ünlü işadamı. Kendisine ait oldukça ünlü bir oteller zincirine ve birde büyük inşaat şirketine sahipti.
-‘’ yapcen gari, hemide bidolu yapcen, sen burada da otel açcen yeni yılda. Emme başka gavur ellerine de gidecen, yolun var çünküm, çatallı ama sonu refah merak etme gari ablam’’
-‘’ sağolasın ninecim ağzına sağlık ’’
-‘’ ganatlı bişey va burada, uçak felan olmeyye ?
-‘’ doğrudur ninecim benim uçak firmam var’’
-‘’ bunlardan bir sürü va sende, daha da alınecek, goccemen olcek, filo mu ne deyyolar ya hah ondan işte, emme yüreğin gabarmış senin evladım, canın çok sıkılıvemiş. Ferah ol, rahat ol gari ablam’’
-‘’ rahatım ninecim de, işte ticaret arada oluyor bazı sıkıntılar ‘’
-‘’ olmuş emme geçmiş gari , beyaz bi bina goreyyom, çıkma oradan, otur emme dikkatli de ol emi, ondan başkada bina yapmayıve, sanırsam sana yarameyyo’’
-‘’ bi kalabalık goreyyom ablam, çok kalabalık emme, bi dolu gravatlı adam va gari, ahada sizin gibi böle. Biri va , yüksek bi yerden gonuşeyyo du du hatta bağıreyyo size karşı, fırçamı ateyyo ne, anlamadım gari vamı aranızda buna bişe deyecek olen’’
-‘’ aaa yok nenecim, bu konuyu kapatsak, geçsek, başka ne var orada ? ‘’
-‘’ hmm böle gocaman bi alan goreyom, ahanda senin o pırpırların indiği yer olsa gerek be oğlum’’
-‘’ doğru gördün Döndü nine bizim havaalanı işletmemiz var yenisini de yapıcaz inşallah, başka ne görüyorsun ? ‘’
-‘’ valla evladım, ahtapot görüvedim gari, bugünlerde bazı garışık işlere girceniz, uzak durun emi goççum’’
-‘’ ahanda buğday danesi gordüm, maşallah ne gozel ‘’
-‘’ buğday ne demek nine, ne anlama geliyor yani’’
-‘’ gayme dimek evladım, para dimek paraaa, hemide çok para’’
-‘’ ooh maşallah, inşallah ( hep bir ağızdan )
-‘’başka ninecim başka ne var , çabuk bak Allah aşkına bizi merakta bırakma ‘’
-‘’ valla evlatlarım, bir dolu insan geleyyo memlekete gari, emme sarışını da va, esmeri de, ellerinde çantaları, bizim memlekete girip girip çıkeyyolar. Burada 50 milyon yazeyo bu ne demek bileniniz vamı gari ?’’
-‘’ var ninecim ( şükürler olsun) o rakam muhtemelen ülkeye gelecek turist sayısını veriyor bize ‘’
-‘’başka ? ‘’
-‘’ başkaaa, bi şehir va, buralada yakınlada, küçük bi yer gari, emme büyümek isteyyo, il olmak isteyyo, emme maalesef olemeyyo, pırpırlar insin isteyyo oda olmeyyo, bıyıklıbi adam va gari o izin vermeyyo’’
-‘’ ay şimdi düşüp bayılacağım vallahi, falda bile çıkmıyor şu bizim il olma işi, nineciğim o gördüğün kuvvetle muhtemel Alanya ve havaalanımız, bıyıklı adamı da bilemeyeceğim artık ’’
Dedikten sonra fenalaşan Alanyalı yönetici hanıma ilk müdahaleyi kolonya ile yapıyoruz. Şükür çabucak kendine gelmesi ile beraber heyecan ile beklediğimiz nağmeler tekrar Döndü ninenin dudaklarından dökülüyor.
-‘’ Ganun, manun ya da ne bilem yasa mı ne bişey isteyonuz, o da olmeyyo. Erzurum’a, Kars’a, Hakkari’ye , Van’a otel yapmanız gerekeyyo, bıyıklı bi adam size gene bağareyyo, ya gerçi evlatlar kim bu adam evladım size hep bağareyyo, fırçaleyyo bi deyin bakem…’’
-‘’ ( derin sessizlik )’’
-‘’ düşmanlarınız va, gomşular va sizi kıskanıyolla, sizi taklit etmeye çalışıyolla ama başaramıyolla. Dünyanın her bir yerine gideyyonuz, oteller açeyyonuz, pırpırlar aleyyonuz, insanlara iş vereyyonuz, çok ama çok para kazaneyyonuz, yolunuz temiz, balık va gocaman balık, balık iyidir gari. Hade bakem fal bitti, şimdi gidin gari, çıkmadan benim toruna bırakın bakem hediyelerinizi. Benim torunun işini unutmayın gari , bide kapıda bekleşiveren işsiz mahalle sakinlerine bi bakın bakem ne istiyolla, sizi görmüş gelmişler, sanırsam soracakları va gari.
Saygılarımla
Bu Makale 12.01.2011 - 09:29:44 tarihinde eklendi.