TMMOB: Görülen lüzum üzerine
Her meslek denetim ve gözetim altında olmalı ve sürekli yeni ilerlemeleri iş sahasına aktarmak için çaba sarf etmelidir.
Mesleki ilerleme ancak bu sayede olur. Mühendislik gibi oldukça karmaşık ancak insan sağlığı ile doğrudan ilintili mesleklerde bu denetim işlevinin mesleği bilen kurumlar tarafından yapılması en doğru şekildir. Zaten bu nedenle mimar ve mühendisler okuldan mezun olduktan sonra oda kayıtlarını yapmadan profesyonel yaşama başlamamalıdır. Bunun anlamı, meslek sahibi olan ve aynı işi yapan diğer mimar ve mühendislerle gelişme ve ilerleme yoluna girmelerini temin etmektir. İleri ülkelerde STÖ yapıları oldukça sağlam olduğu için bu süreç olağandır. Diğer önemli bir fonksiyon ise meslek sahibi olan mimar ve mühendislerin yenilikleri takip etmelerini zorlayıcı sistemlerin ortaya konmasıdır. Mesleki ilerleme için her yıl seminere katılma, yayın üretme ve araştırma konularında her üyeye puan verilmekte ve bir sonraki yıl imza yetkisine devamı sağlanmaktadır.
Sadece bu özellik bile devletin saygın bir STÖ olan TMMOB ile ne kadar yakın çalışması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Artık çağımızda uzmanlık konuları o mühendislik dalında daha fazla ileri seviyeye ulaşmak için gerekli görülmektedir. Böylece örneğin basit bir inşaat işinde değişik mühendis disiplinleri sayısı artmak durumundadır. Çünkü yetki belgesi sahibi uzmanlar yetkilerin kullanmak ve işi tekniğine uygun yapmak veya yaptırmak konusunda imza yetkisine sahip olarak ama aynı zamanda sorumluluk sahibi olmalıdır. Yurt dışı örnekleri böyledir. İşte o zaman herhangi bir göçük, yangın, fazla maliyet ortaya çıktığında hesap sorulacak kişi bellidir. Dolayısıyla TMMOB kuruluş amacı ve anlamı tam da bu noktadan çıkmaktadır. Denetleme ve sorumluluk.
Yabancı ve teknik alanda ileri ülkeler STÖ (yabancı dil NGO) kuruluşlarına çok önem verir ve bağımsız yapılarını korumaya gayret ederler. Aynı zamanda aynı konuda birden fazla STÖ oluşmasına da izin vermezler. Bunun anlamı işin sulandırılmamasıdır. Bizde ise una konu olan pek çok girişim söz konusu olmuş ve asıl güçlü STÖ yerine alternatif ve yanlı birimler oluşturulmuş ve yeni oluşum çabaları halen devam etmektedir. Teknik uygulamalar insan sağlığı ile doğrudan ilintili olduğu için bu alanda görev yapan firma ve kişilerin denetlenmesi büyük önem taşır. Belli bir standardı belirlemek, denetlemek ve yeni teknolojik gereklilikleri uygulamanın içine koymak çok kolay değildir. Bu nedenle STÖ bağımsız ve bağlantısız olmak zorundadır. Ancak bir bakanlık bünyesi altına alınmak istenen meslek odası, kamu paralelinde kararlar alacak ve sadece bir onaylama merci olacaktır.
İşte bam telinin koptuğu yer burasıdır. Yetki ve sorumluluk sahibi bir profesyonel karşısında getirilen ancak tekniğe uygun olmayan bir projeye imza atabilir mi? Burada teknik uygunluk tanımlamasını da yapmak gereklidir. Bir MMO üyesi olarak, hep tekrarladığımız şeyi hatırlatarak projelerin fikir olarak ortaya atılmasından sonra uyulması gereken şartları hatırlayalım:
Fizibilite:
Bahis konusu projenin neye göre ve nasıl yapılacağını kâğıt üzerine dökmek, yerleşim ve konum olarak uygunluk, ödentiler ve buradan varılacak gereklilik maddeleridir. Örneğin bir otel projesinde doluluk oranı, ulaşım olanakları, çalışma gün sayısı, çalışan temini gibi yüzlerce maddenin alt alta yazılması ve gerçekçi değerlendirmeler ile yatırımın yönlendirilmesi çalışmasıdır. Böyle yapılsa ara sokaklarda yer alan otel ve hastaneler yerleşimin daha uygun olduğu mahallerde yer alırdı.
Zemin etüdü:
Tasarlanan projenin inşa edilecek zemininin nitelikli araştırmasıdır. Bunun en önemli özelliği ülkemiz gibi deprem kuşağında olan ülkelerde yerleşim alanlarının düzenlenmesine destek olmaktır. Geçmiş yıllarda yaşanan ve beklenen büyük depremlerin etkisi ancak uygun zemine uygun teknik uygulaması ile azaltılabilir. Burada bir not olarak, son teknolojik gelişmeler ve inşa teknikleri ile her zemine inşaat yapma dürtüsünün yanlışlığını da ortaya koymakta fayda var. Böyle çalışmalar ve inat ile yapılmaya gayret edilen inşaatlarda fizibilite ayağı aksamaktadır. İlginç bir tezat ise TV lerde kamu spotu olarak ilgili bakanlığın halka reklam vererek inşaatların ekime uygun bereketli topraklarda yapılmamasını dile getirmesidir. Bu çelişkiyi açıklamak için sözler yeterli değildir.
ÇED:
Bugün bir veba gibi gösterilmeye çalışılan bu çalışmalar çok önemlidir. Nedense politik söylemler çevre ve doğa sanki her nasılsa hiç bitmeyecek gibi olgu yaratmaktadır. Bir orman alanını söküp onu daha fazla ağaçla tekrar oluşturmak olası değildir. Çünkü sadece ağaç değil ama onunla birlikte gelişen toprak iç katmanları ve muhafaza ettiği toprak içindeki canlılar dikkate alınmalıdır. Hâlbuki boş toprağa ağaç dikerek aynı inşaat gerçekleştirilebilir. Dünyada turizm alanını geliştirmek için orman keserek golf sahası yapan düşünce sistematiği sadece bizde mevcuttur.
Mühendislik hizmetleri:
Bir yapının ortaya çıkartılması için proje yani düşün safhasının yeterli bir süre ve bütçe içinde yapılma isteği önemlidir. Nedense dilimize yapışmış olan ”istim arkadan gelsin” lafına uygun davranarak detay çözmeden inşaat yapılmaktadır. Yeterli süre ve teknik disiplinlerin projeye katılması belli maliyetleri de işaret etmektedir. İdeal proje yapılanması, o bina için gerekli olan tüm disiplinlerin önce kendi dalı sonra proje içinde birbiri ile kesiştiği tüm noktaların koordinasyonunu gerektirecek çalışmaları işaret eder. Birlikte çalışması yapılmamış olan projelerde önde giden disiplin projeyi belirler ve bizlere de o binayı gezerken karşımız çıkan garip inşat veya tesisat unsurlarını hayret ile izlemek kalır. Ancak bir diğer sakıncalı noktası ise, her disiplin için gerekli olan alt yapının projede eksik kalması sonucunda örneğin bir su patlaması sırasında kesme vanasına kısa sürede erişilememesi sonucu binanın bir kısmının su içinde kalması, boya, duvar kâğıdı veya zeminin tekrar inşa edilmesi gerekliliğidir.
Basit bir hesaplama ile mühendislik hizmetlerinin bir projede %12-17 arasında bedele karşı gelmesi normaldir. Bugün en lüks tesis inşaatlarında bile bu bedel %4-6 arasındadır. İşte, aradaki fark elde edilen kalitenin göstergesidir. Farklı açıdan bakarsak, henüz her binanın mimar ve mühendis yetkilisi, uzmanlık gerektiren teknik disiplinlerde imza sahibi yetkili bulunmamaktadır. İşte tam da bu nedenle binaların enerji sarfiyatları kontrol altında değildir. Sonuçta inşat maliyetleri ile ticari binalarda önem arz eden işletme masraf ve bakım bedelleri çok yüksektir.
İşte bu nedenle dış yardım alınan Dünya Bankası veya Yabancı Yatırım Bankaları verdikleri paranın denetimi için bağımsız STÖ ararlar ve paranın denetimini bu şekilde yapmak isterler. Diğer yandan dünyanın ihale uygulamada kullandığı FIDIC normları bağımsız hizmetlerin tariflerini yapar. Peki, işler bu şekilde yürür mü? Ne yazık ki, kıvraklığı ile övündüğümüz cin fikrimiz devreye girer ve yabancılara uygulama aşamasında değişik yolları önerir. Bugün bağımsız danışman ve müşavirler olmasına rağmen yabancı para kredileri ile yapılan inşaatlarda ‘proje uygulama birimleri’ oluşturularak bu birimler ilgili kamu kuruluşu veya bakanlık adına görev yaparak bağımsız denetim fonksiyonunu ortadan kaldırmaktadır. Yönetim sürekli gücü elinde tutmak istemektedir.
TMMOB nin bağımsız olması ve bağımsız kalması yanında kamu akçalı işlerinin tümünün STÖ üyesi mimar ve mühendisler tarafından yapılması hem kaliteyi artırıcı hem de iş sırasında ve sonrasında yaşanan kazaları sonlandırıcı etki yapacaktır. Dolayısıyla yasalaşan yanlışlıktan geri dönülmesi gerek ve şarttır. Konu geliştirilerek KİK ve yapı denetimi de aynı şemsiye altına alınarak artık inşaat sektörü gelişme ve ilerlemesi sağlanmalıdır. Hatadan dönmek çoğu kez fayda getirir. Çünkü konu insan hayatı ve sağlığıdır. Yapılan tüm projeler insan için ise bu projelerin doğru uygulanması da insana değer vermek değil midir? O halde denetim niteliğini artırmak gereklidir.
Ortaya atılan projelerde, kamu parası harcandığı için halk adına ve halk yararına yapılmalıdır ve bu projelerin halk adına denetim ve kontrolü sadece bağımsız teknik yetkinlik sahibi kişi ve firmalar ile yapılabilir. Yoksa her isteyen kendi zevkine halkın parasını kullanma sorumsuzluğuna sahip değildir. Her mesleğin üyelerini kontrol edici ve mesleki yetkinliğe yönlendirici organlara gereksinimi vardır. İlerleme başka türlü olabilir mi? Diğer taraftan her şeyi eleştiri ve engelleme olarak kabul eden algının değişmesi gerekiyor. TMMOB nin varlığı bu nedenle önemlidir.
Teknik yetkinliği geliştirmeden ilerleme olmaz. İlerleme fikir üreten bağımsız ve özgür beyinlerle olur.
Bu Makale 29.07.2013 - 09:46:12 tarihinde eklendi.