Recep Yavuz: Ören yerlerinde evdeki hesap çarşıya uymadı

Recep Yavuz: Ören yerlerinde evdeki hesap çarşıya uymadı

Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep Yavuz, son bir yılda 3 kez zam yapılan müze ve ören yeri ücretlerine 2025 yılında zam yapılmayacağını söyledi.


Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep Yavuz, kendi bloğunda yayınladığı son yazısında artan turist sayısının ören yeri gelirlerine beklendiği gibi yansımadığını, bu nedenle son bir yılda 3 kez zam yapılan müze ve ören yeri giriş ücretlerine 2025 yılında zam yapılmayacağını söyledi.

Yavuz, zamlar nedeniyle acentelerin yapılan turlardan gezilecek ören sayısını düşürdüğünü ya da sadece ücreti ödemek isteyen turistlere ören yerinin gezdirildiğini belirtti.

2025 yılında zam yapılmama kararının ören yeri ziyaretçi sayısını artırma konusunda yeterli olmayacağını ifade eden Recep Yavuz’un yazısı şu şekilde:   

“Geçtiğimiz bir yıl içinde ören yeri ve müze ücretlerine 3 kez zam yapılmıştı.1 Nisan 2023’deki artış ortalama yüzde 100 oranında gerçekleşerek acenteleri çok zor durumda bırakmıştı. Turizmci daha bunun şokunu atlatamadan 1 Ağustos 2023’te,  yani sezonun tam ortasında ikinci bir zam furyasına maruz kalmıştı. Bu beklenmedik artışla ören yeri fiyatlarımız Dünya ortalamasının da üstüne çıkmıştı.  Ve nihayet artık herkes ‘herhalde bundan sonra bir değişiklik olmaz’ derken 1 Mart 2024’te ören yeri fiyatları bu sefer sadece zamlanmakla kalmamış, giriş ücretleri euro kuruna sabitlenmişti.

Bir yıl içinde üç kez zamlanan ören yerleri giriş ücretleri aldı başını gitti. Özellikle en çok ziyaret edilen ve önemli tur güzergahlarının içeriğinde olan ören yerleri giriş ücretleri uçuk bir hale gelmişti. Mesela 1 Nisan 2023’te 400 TL olan Efes Ören Yeri, 1 Mart 2024’te 1.320 TL oldu. Aynı dönemde 200 TL olan Truva Ören Yeri 891 TL’ye, 400 TL olan Hierapolis Ören Yeri 990 TL, 300 TL olan Göreme Müzesi 660 TL’ye yükseltildi. (Acentaların toplu alımlarda bu rakamlardan yüzde 20 indirimi mevcut)

Geçtiğimiz yıl beklenmedik artışlarını fiyatlarına yansıtamayan tur operatörleri ve acentalar misafirleri ile karşı karşıya gelmemek için ortaya çıkan bu zarara katlanmak zorunda kaldılar.

Klasik Batı Anadolu turu ören yeri maliyeti 150 euroyu geçti

Buna belki sadece belli bir süre için katlanılabildi ama uzun vadede bu maliyetler yönetilebilir ve taşınabilir gibi değildi. Mesela klasik bir Batı Anadolu Turu olan İzmir-Çanakkale- İstanbul- Bursa- Pamukkale-Kuşadası turunun sadece ören yeri maliyeti indirimli hali ile bile 150 euroya yükseldi. Buna özellikle Uzak Doğulu ve Güney Amerikalı grupların yaptığı gibi Kapadokya’da dahil olunca yaklaşık ören yeri maliyeti 200 euro civarında gerçekleşti. Yabancı turistlere yapılan Kültür Turlarında ören yeri ziyaretleri genellikle programın ve fiyatın içindedir.

Kültür/Anadolu Turları 1000 ila 2000 km yol kat edilen, birçok farklı şehir ve otelde konaklanan ve 7/24 rehberlik hizmeti sunulan çok maliyetli ve zahmetli turlardır. Fiyatı anormal artan ören yerlerinin üzerine konaklama, uçak, otobüs, otoyol ve köprüler, rehberlik ve diğer giderler de eklenince bir kültür turistinin kişi başı maliyeti en az 1000 euroyu buldu.

Bu fiyatlarda ürünü oluşturup pazarlamak rekabet açısından imkansız hale geldi. Zira benzer destinasyonlarda yarı fiyatına haftalık Kültür turları yapılabiliyor. Ayrıca ülkemiz büyük ve zengin bir kültürel mirasa sahip olduğu için mümkün olduğunca fazla ziyaretçiyi çekebilmek önemli. Bu yüzden Tur Operatörleri satış rakamını aşağıya çekerek, ilave hizmetler ve turlar satarak zararı kapatmaya ve fiyat rekabetinde geriye düşmemeye çalıştılar.

Artan fiyatlar üzerine tura dahil olan ören yeri sayısı azaltıldı

Tur operatörü ürünü hazırlarken, otel, otobüs, uçak gibi kalemlerde kıran kıran pazarlık içindeyken ören yeri fiyatlarının belirlenmesinde böyle bir imkanı yok. Yeni fiyatlar tebliğ edilince biraz sesini duyurmaya çalışsa da pek dikkate alınmayınca pes ederek maliyetlerini düşürmenin yoluna gider. Nitekim bu yıl da öyle oldu. Acentalar tedarikçileri ile yaptığı kıyasıya pazarlıkların ardından, pazarlık yapamadığı ören yeri ziyaretlerini en aza indirerek çözümler bulmaya çalıştı. Yani tur içeriğini azaltılarak maliyetler göğüslenmeye çalışıldı.

Bir haftalık bir turda 10-15 ören yeri gezilirken, bu sayı oldukça aşağıya çekildi ve misafirlere birçok ören yerini ancak isteğe bağlı ziyaret etme şansı tanındı. Yani turist ören yerine götürüldü ve sadece giriş ücretini ödeyene rehberlik hizmeti verildi ve ziyaret gerçekleşti. Bu durumda misafirlerde indirimsiz olan yüksek fiyatlı ören yerlerine mesela 40 euro Efes’e, 30 euro Hierapolis’e ödemekten imtina ettiler ve ziyaret sayıları gelen turist sayısı ile eşleşmedi.

Bunun sezon başında bu şekilde olacağını öngörmüş, samimiyetle olası gelişmeleri kaleme alarak 1 Mart 2024’te yayınlamış ve 'yıl sonunda sonuçlarını görür, değerlendiririz' demiştim. Yıl sonuna bile kalmadan bu görülmüş olmalı ki, 2025 için zam yapılmayacağı kararlaştırılmış. Her zaman fiyat artışı kasanın dolacağı anlamına gelmiyor. Her ürünün bir doyum noktası, bir talep sınırı var.

Her ne kadar ören yeri ziyaretlerinde rekor kırılıyor haberleri dönem dönem gelse de, bunun Müzekart ile gezebilen yerli misafirlerden kaynaklandığını öngörebiliriz. Elimizde maalesef yabancı turistlerin ören yeri ziyaretlerine dair yayınlanan bir istatistik yok.

Görünen o ki artan turist sayısı ören yeri gelirlerine beklendiği gibi yansımadı. İki çarpandan bir tanesi yanılttı ve evdeki hesap çarşıya uymadı. Son bir yıl içerisinde üç kez zamlanan ören yeri girişlerine 2025 yılında zam yapılmayacağı müjdesi verildi ve hatta bu şimdiden açıklandı. En azından iyi bir haber. Ama ören yeri ziyaretlerinin artması için kesinlikle yeterli değil.  Zira mevcut duruma göre değişen bir şey yok. Bu yaşadığımız sonuç zaten şimdiki koşulların bir sonucu. Acentaların ören yerlerini çoğaltarak programlarına dahil etmelerini gerektiren herhangi yeni bir durum söz konusu değil.

Artık acentalar da iç pazardaki gibi ören yerlerini hizmete dahil olmayanlar listesine aldılar. Ödeyen gezebilecek, ödemeyen uzaktan Göreme'ye el sallayacak. 

Henüz geç değil, önerilerim:

Ben 25 yıl profesyonel tur rehberliği yapmış bir turizmciyim. Hayatımın önemli bir kısmı ülkemin dört bir tarafında yabancı turistlerle ören yerlerinde geçti. Ülkemize hayranlığın pik yaptığı yerler ören yerlerimizdir. Ne kadar çok yabancıyı ören yerlerimiz ve müzelerimizde gezdirirsek o kadar Türkiye sevdalısı turist yaratırız. O yüzden geçtiğimiz bir yıl içinde yapılan zamlarla turistlerin ören yerlerinden mahrum kalmasına en çok üzülenlerdenim. Bence karar vericilerle uygulayıcılar ortak bir masa etrafında ülke menfaati için en isabetli kararı verebiliriz. Ören yerleri sadece bir kazanç kapısı olarak görülmemelidir. Ören yerleri 12 ay ziyaret edilebilen ülke tanıtımının en önemli unsurlarıdır. Bu yüzden bazı ülkelerde ören yerleri ücretsizdir.    

Eğer kültür turlarının artmasını, müze ve ören yerlerimizin daha çok ziyaret edilmesini istiyorsak, burada kayda değer birkaç hamle kaçınılmaz:

1. Ören yeri fiyatları Acenteler için Türk lirası olarak belirlenmeli ve Euro'ya sabitlenmemeli.

2. Ören yeri fiyatları en azından durgun geçen Sonbahar ve İlkbahar döneminde daha makul fiyatlara çekilmeli. Ören yeri ücretleri Dünya genelinde yaklaşık 10 €-20 € ortalama da seyrederken bizde Efes, Truva, Pamukkale gibi en çok ziyaret edilen ören yerleri bu rakamın iki misli seviyesinde.

3. Turizmi 12 aya yaymak istiyorsak,  kış ve bahar dönemlerinde gezen turisti ülkemize çekmeliyiz. Bunun için Ören yeri fiyatları bu dönemlerde daha düşük olmalı.

4. Emeklileri çekebilmek için bazı ülkelerde olduğu gibi 65 yaş üzeri turistlere Ören yerlerinde indirim ayrıcalığı sağlanmalı.

5. Ören yerlerinin bazıları ikili üçlü olarak paket olarak sunuluyor, ancak bu uygulama farklı ülkelerden farklı programlarla gelen yabancı turistlerin gezmesine imkan tanımıyor. Her bir grubun ayrı ilgi alanı olduğu ve zaman sorunu yaşadığı gözden kaçırılmamalı. Örneğin Topkapı, Harem ve Aya İrene ile beraber sunulurken bu üçünü birlikte gezen turist pek olmayacaktır. Paşabağ ve Zelve birlikte tek fiyat olarak satılıyor. Oysa birçok grubun Paşabağ’dan sonra Zelve ziyareti mümkün olmayabilir. Efes-Deneyim Müzesi birlikte sunulurken birçok grubun zaman olarak Deneyim müzesini gezme şansı olmamaktadır. Truva ve Müze için de zaman sorunu var. Bu bağlamda ürünleri ayırarak yeniden ve tek tek fiyatlandırılması gerekir. Bu durumda ikinci ve üçüncü yerler daha az gezilir, ama en azından ana ören yeri ziyareti artar.

6. Yapılması düşünülen zamların en az 6 ay öncesinde çalışılarak bildirilmesi tur operatörünün planlamasını kolaylaştırır. 

7. Fiyatlar belirlenirken tur operatörlerinin de davet edilerek görüşlerinin alınması önemli bir katkı olur.

 



Bu Haber 09.09.2024 - 09:46:57 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.