İstanbul Turizm Fuarında düzenlenen “Multitravel Oturumu /2024 Yılı Sezon Değerlendirmesi, 2025 Yılı Beklentileri” panelinde konuşan TatilCom Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer, Rodos’ta üç günde yapılan harcamanın Türkiye’de bir günde yapıldığını ve Türkiye’nin fiyat konusunda ayarlarının bozulduğunu söyledi.
Turizm Güncel
TatilCom Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer, İstanbul Turizm Fuarı kapsamında düzenlenen “Multitravel Oturumu /2024 Yılı Sezon Değerlendirmesi, 2025 Yılı Beklentileri” panelinde turizm gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Panelde konuşan TatilCom Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“İç pazarda çok agresif bir yıl geçirmedik. Maliyetlerin dengelenmesini beklediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Maliyet yüküyle karşılaştığımız ve karlılıkların düşük olduğu bir dönemden geçtiğimiz için aksiyonumuzu yurt dışında aldık. Teknoloji tarafına yatırım yaptık. Yatak bankası tarafımızı aktive ettik. Daha çok hizmet ihracatı tarafında büyümeyi hedefliyoruz. Otel, uçak ve transfer paketlemesiyle alakalı Türkiye’de ilk defa yurt dışında bütün destinasyonlara bunu dinamik paketleyen bir yapıyı hayata geçirdik. İlk etapta Şarm El Şeyh’i koyduk önümüze. Paket turu tercih edenlerin büyük kısmı paket turlarda uçağı, oteli ve transferi kendi hazırlamayı tercih ediyor. İznine göre kendi planlarını yapmak istiyorlar. Bu yüzden biraz burayı teknoloji ile elde etmeye çalışıyoruz. Dijitalleşmeye önem verdiğimiz bir yıl oldu. Teknopark’a iki proje verdik.
Geçen yıl otelciler her yıl yaptıkları gibi yanlış bir planlamayla yıla başladılar. Daha önceden seyahat acentesi, otelciye parayı müşterinin otele girişine yakın tarihte ödüyordu. Kur tahminine göre fiyat veriliyordu. Fakat ödemeler çok öne geldi. Kasım’dan itibaren başlayan çekler kesiliyor fakat Temmuz-Ağustos dönemine göre fiyat veriliyor. Kurda da ters bir hareket olunca fiyatlar çok yüksek kaldı. Temmuz ayı bir miktar sıkıntılı geçti. Ciddi aksiyon verildi fakat bunlar erken rezervasyonla yapılan satışlara büyük zarar verdi. İnsanlar Ağustos ayında yüzde 45 indirimleri görünce bir sene sonrası için erken rezervasyon yapmak istemiyor. Erken rezervasyon sistemi büyük zarar görüyor. Operatörler de büyük bir yükün altına giriyor. Sektörün bence kol kola düşünüp bir planlama yapması lazım.
Daha da sıkıntılı bir yıl bekliyor turizmciyi. otelciler açısından maliyetlerin yüksek olduğu, rekabetin global pazarda daha da kızışacağı bir yıl olacak 2025. Bence herkesin düşünerek hareket etmesi gerek. Rekabet söylenen önerilerin hepsinin dışında kalıyor. Sahaya indiğimizde ‘O, onu verdi, sen ne veriyorsun?’ olayları çok fazla dönüyor ve gittikçe ödemeler geriye doğru gelmeye başlıyor. Yüzde 25 kampanyaları var. Operatör sattığının parasına hemen kavuşamıyor. Ücretsiz iptal sistemi var ve bu cidden sıkıntılı bir şey. Girişten 3 gün önce daha avantajlı bir fiyat bulduğunda iptal ediyor misafir. Bu defa yapılan emek boşa gitmiş oluyor. İşin içine rekabet girince söylenecek bütün sözler önemini yitiriyor.
İç pazarın önemi her yıl daha da artıyor. Ben 2016 yılından beri söylüyorum. Uçak krizinden bu yana sorunsuz bir yıl geçmedi. Çoğu otelcide 'Türk turist şöyledir, böyledir' algısı var. Genel müdüründen tut komisine kadar bir önyargı var. Türk misafire bu defa kötü davranılmaya başlanıyor ve misafir hiçbir zevk alamıyor tatilinden. Bizim iç pazara ihtiyacımız var. Uçakla gelen misafirin uçağı olmayınca iç pazara muhtaç oluyoruz. Bir taraftan da yanlış bir algı var. Bir otelci arkadaşım var, ‘Eylül ayında benim alkol costum 2 euro arttı’ diyor. Neden? Çünkü Türkler geldiği gün çok tüketir, ama yola çıkacağı gün son 2 gün tüketmez. İç pazarın daha çok seyahat ettiği dönemde alkol maliyeti daha ucuz, ama yabancı ziyaretçinin daha çok gittiği dönemde daha pahalı. Türk misafirlere karşı önyargılar bir köşeye bırakılmalı. Otelciler Türk milletine karşı pozitif bir ayrımcılık yapmalı diye düşünüyorum çünkü iç pazara çok ihtiyacımız var.
Bütün dengeleri kur bozdu. Önceden 600 dolara saç ekimi yaparken bugün 1500 dolardan başlıyor. Ülkede ciddi bir merdiven altı sorunu var. Sağlık turizmi için gelip hayatını kaybedenler olunca biz ciddi bir fırsatı elimizle ittik. Gayrimenkul tarafında ise ciddi bir kur sorunu var. 400 bin dolara konut aldılar 200 bin dolara satmaya çalışıyorlar. İstanbul şu an gerçekten çok pahalı. Otel, otopark hizmetinden daha çok para kazanıyor. Restorana gidiyor, fahiş vale ücretleri var. Bir turist için bunlar çok ekstrem şeyler. Kafalarında sanki genelde yokmuş, sadece ona özel bir uygulamaymış gibi bir algı oluşuyor. Bir taraftan Rodos’ta 3 gün de harcadığınızı burada 1 günde harcıyorsunuz. Türkiye’nin ayarları bozuldu. Eskiye dönmemiz çok zor. Ne yazık ki Türkiye’de ahlak sorunu var. İnsanları kazıklamak üzerine kurulu bir düzen var. 1998-2000 yıllarında Finliler vardı, kazıklandıklarını hissettiler ve gittiler. Şimdi Araplar aynı şekilde gitti. Ticareti dürüst yaparsan uzun vadede yavaş yavaş ama çok para kazanırsın, kısa vadede hızlıca para kazanır sonrasında hepsini kaybedersin. Genel olarak ikinciyi seçiyoruz.
Sosyal medyayı suçlamak çok kolay. Bir kültür bir anda bozulmuyor. Örneğin taksi sorunu sürekli konuşulan bir şey. İstanbul gibi bir şehirde insanların bir yerden bir yere gitme sorununu çözemiyoruz. İnsanlar Arap sanılalım da taksi bizi alsın diye kafasına bant takıp taksi bulmaya çalışıyor. Almanya’da insanlar ülkesini kalkındırdığını düşünerek işine gidiyor. Ama bizde para kazanan insan mutlaka vergi kaçırıyordur, kara para aklıyordur algısı var. Bu çalışan herkesi çok etkiliyor. Bu herkese yansıyor. Bence eğitim sistemi bu noktada kökten ele alınması gereken bir durum.
Kiralar 60 bin lirayı buluyor. Siz çalışacak personel bulabilmek için personele lojman tahsis etmek zorunda kalıyorsunuz. Bunların hepsi maliyetleri bozuyor. Bugün belki etkilemiyor gibi gözüküyor ama turizmin projeksiyonu çok saçma bir halde. Ülkenin sosyo-ekonomik dengesini bozmamak lazım.
Otelci arkadaş ‘Fiyatları düşürüyoruz, ona rağmen satış yapamıyoruz’ dedi. Çünkü bir otobüs bileti 2 bin 500 lira olmuş. 4 kişilik bir ailenin geliş-gidiş masrafı 20 bin TL. Bu yüzden turizm artık alt gelir grubundan üst gelir grubuna kaydı. Orta gelir grubu biraz daha Yunanistan’a kaydı. Alt gelir grubu biraz daha Balkanlar’a gitmeye başladı. O fiyata Antalya’ya gidip gelemezsiniz. Üst gelir grubuna hitap eden de çok otel yapıldı. Bu yüzden burada bir rekabet oluşuyor. Oradaki fiyatlar da ulaşılabilir fiyatların üstüne çıkmaya başlıyor. Ülkenin daha kolay para kazanan bir kesimi var. En az 10 milyonluk bir kesim. Parasını mevzuata koyuyor, gelen parayla tatilini yapıyor. Umudumuz bu kesin. Umarım, 2025 bu sorunların çözüldüğü, 2026 yılı için umutlu konuştuğumuz bir dönem olur.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri