Patronlar, krizde dümene geçti
Türkiye'deki ulusal aile şirketlerinde patronlar kriz döneminde ''dümene geçerek'' yönetime ağırlıklarını koydular.
Prometheus Danışmanlık şirketince İstanbul, İzmir, Ankara, Denizli, Bursa, Gaziantep, Tekirdağ, Antalya, Manisa ve Kocaeli illerinde faaliyet gösteren 120 ulusal şirkette, yönetim ve icra kurulu üyeleri, üst düzey yönetici (CEO), genel müdür, finans-mali işler direktörü (CFO) düzeyinde katılımla bir araştırma yapıldı. Aralık 2009'da yapılan araştırmada, krizde Türkiye'de ulusal aile şirketlerinin nasıl yönetildiği belirlendi.
Prometheus Danışmanlık Genel Müdürü Yücel Atış'ın açıkladığı araştırma sonuçlarına göre, şirketlerde yönetim kurulu 2009 yılında en fazla liderlik etmeye odaklandı.
Yönetim kurulunun nelere odaklandığı sorusuna katılımcılar yüzde 54 ile liderlik etmek, yüzde 49 ile krizi yönetmek, yüzde 38 ile finansal riski izlemek, yüzde 38 ile kurumsal performansı izlemek, yüzde 35 ile problemlere çözüm üretmek, yüzde 24 ile kurumsal imajı korumak ve yüzde 21 ile stratejik ilişkileri yürütmek olarak cevap verdi.
''ORTAK AKIL VE ORTAK SORUMLULUK BAŞARI GETİRDİ''
Araştırma bulguları şöyle açıklandı:
''Ulusal şirketlerde patronların kriz döneminde yönetime ağırlığını koyduğu, yani 'dümene' geçtikleri görülüyor. Patronlar 2008 ve 2009'da 'liderlik etmek' rolünü geçici olarak profesyonellerden devralmış olduklarınını belirtiyor. Dümene geçmeyi de patron olma sorumluluğu içinde bir zorunluluk olarak gördüklerini ve profesyonellerin de buna destek verdiklerini belirtiyor.''
Ulusal şirketlerde yönetim kurullarının stratejik yönetimden operasyonel aktif yönetime geçtikleri ifade edilen araştırmaya göre, yönetim kurulları öncelikli olarak birinci sıraya ''krizi yönetmek'' sorumluluğunu koyuyor.
Bu sorumluluğu hem yönetim kurulunda yer alan aile üyeleri hem de profesyoneller birlikte yüklenmenin başarı getirdiğini vurguluyor.
Patron yönetiminde ''ortak akıl ve ortak sorumluluk'' olarak tanımlanan bu model, Türkiye'deki aile şirketlerinde ortak bir davranış modeli olarak gözleniyor. Krizi en az zararla atlatan, fırsata dönüştüren şirketler başarılarını bu modele bağlıyor.
''FİNANSAL AÇIDAN AYAKTA KALABİLME MÜCADELESİ''
Yönetim kurulları kriz döneminde en öncelikli operasyonel konu olarak ise ''finansal riski izlemek'' olarak belirtiyor.
Şirketler 2008 ve 2009'u finansal açıdan ayakta kalabilmek önceliği ile değerlendirdiklerini ve riski yüksek finansal araçlardan uzak durduklarını, maliyetlerini kontrol ederek yürüdüklerini vurguluyor.
Krizde öne çıkan bir yönetim davranışı da ''şirketin operasyonel performansının'' yönetim kurulları tarafından izlenmesi olarak belirtiliyor.
Aylık toplantıların yerini haftalık toplantılara, sık izleme ve destek vermeye bıraktığı şirketlerde, bu sayede hızlı karar vermeye gerektiren problemlerde ortak akıl ve patron liderliğinde hızla uygulamaya geçildiği vurgulanıyor.
''İTİBARI KORUMAK''
Yönetim kurulları kriz dönemlerinde ''şirketlerinin imajını-itibarını korumak'' görevini de öncelikleri arasında gördüklerini belirtiyor.
Bu açıdan aile üyeleri ile profesyoneller arasında daha etkili rol dağılımı, paslaşmalar yapıldığı, atılacak adımların bu açıdan da sorgulandığı ifade ediliyor.
Patronlar, aile üyeleri ve profesyoneller bu dönemde stratejik ilişkileri yürütmeyi de paylaşıyor.
Önemli müşteriler, iş ortakları, finansal kuruluşlar, kamu ilişkileri, medya, sendikalar ve çalışanlarla ilişkilerde de çok yakın çalıştıklarını belirtiyorlar. (Sabah Gazetesi)
Bu Haber 30.01.2010 - 17:45:04 tarihinde eklendi.
