Patlamada büyük hasar alan Celal Ağa Konağı Hotel neden mühürlenmişti?

Patlamada büyük hasar alan Celal Ağa Konağı Hotel neden mühürlenmişti?
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, Vezneciler'de meydana gelen bombalı saldırıda büyük hasar alan Celal Ağa Konağı Hotel'in hikayesini kaleme aldı. Otelin ruhsat alma, açılış ve mühürlenme dönemlerini detayları ile anlatan Bayer, ''Ya otel açık olsaydı... Felaket daha büyük olacaktı.'' ifadelerini kullandı.


Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, bugünkü 'Bu otele kimler ruhsat verdi, kimlerin çabasıyla mühürlendi' başlıklı yazısında, Vezneciler'de meydana gelen bombalı saldırıdan büyük ölçüde etkilenen Celal Ağa Konağı Hotel'in hikayesini kaleme aldı.

3 yıl önce Fatih Belediyesi tarafından tarihi Acemoğlu Hamamı’nın yerine yapıldığı gerekçesiyle mühürlenen otelin kapalı olmasının can kaybının daha da artmasını önlediği ifade edilmişti. Otelin ön cephesi büyük hasar alırken, arka cephesindeki camlar dahi patlamıştı. Saldırının ardından bir açıklama yapan otel sahibi Celal Yüksel, “Anlatılacak gibi değil, bomba sanki otelin içinde patlamış gibiydi” şeklinde konuşmuştu.

BU OTELE KİMLER RUHSAT VERDİ, KİMLERİN ÇABASIYLA MÜHÜRLENDİ?

Yalçın Bayer'in otelin 20 yılı bulan öyküsünü anlattığı yazısının ilgili kısmını sizlerle paylaşıyoruz:

''Vezneciler saldırısının meydana geldiği caddenin üzerindeki mühürlü olan 'Celal Ağa Oteli'nin nasıl kaçak yapıldığının, Acem Ağa Hamamı'nın nasıl yıkılıp içeride 'süs' yapıldığının yaklaşık 20 yılı bulan öyküsünü anlatmak istiyoruz.

Bakalım kimler rol almış, kimler bu kaçağa ‘geçici’ izin vermiş, kimler burasını ‘yıkamamış’...Bütün bu imar rantının gerisindeki rol alan siyasetçiler ve onlara karşı tek başına mücadele eden CHP’nin eski Eminönü ilçe sekreteri ‘gariban’ Gazi Doğan’ı tanıtacağız. Malatyalı olup, yaşamını işportacılık ve hamallık yaparak sürdüren Doğan, yıllardır Eminönü-Fatih yöresindeki yolsuzluk iddialarının peşine düşüyor.

Nurettin Sözen SHP’den İBB Başkanı olurken, Ahmet Naci Akgün de Eminönü belediye başkanlığını kazanıyor. SHP’den meclis üyeleri arasında da Kalman Yüksel adlı bir iş adamı dikkat çekiyor.

Laleli bölgesinde deri ve kürk ticareti yapan işyerleri bulunuyor. Yüksel önce hamama göz koyuyor, sonra da yanındaki oteli satın alıyor.Acemi Oğlanları Hamamı; Osmanlı döneminden bugünlere kadar 650 yıl ayakta kalıyor. Ahilik törenleri burada yapılıyor.

MACERA ÇETİNSAYA DÖNEMİNDE BAŞLIYOR

Daha sonraki seçimi (1994-99) ANAP’lı Dr. Ahmet Çetinsaya kazanıyor. Çetinsaya’nın adamları Kalman Yüksel’e her konuda ‘yardımcı’ oluyor.

Zaten Eminönü’nde en büyük imar kaçaklığı ve yolsuzluğu Çetinsaya döneminde yaşanıyor. 1999-2004 seçimini FP’den Lütfü Kibiroğlu kazanıyor. Gazetelerde Kibiroğlu’nun yardımcıları Mahir Katırcı ve Coşkun Aksu’nun, hamamın yıkılmasına ve otelin yapılmasına katkı verdikleri ve bazı sorunlara göz yumdukları konusunda haberler yayınlanıyor.

Bundan sonraki (2004-2009) Eminönü belediye başkanlığına AKP’li avukat Nevzat Er seçiliyor. Er, kendisini Tayyip Erdoğan’ın avukatı olarak tanıtıyor, çünkü Av. Hayati Yazıcı ile ortak büroları var. Nevzat Er’in döneminde ‘hamamlı’ otelin inşaatı tamamlanıyor.

Bu süreçte İBB Başkanı Kadir Topbaş...B u konuda yapılan şikâyetler görmezden geliniyor. Çünkü ‘hamam’ otelin içine ‘kundak bebek’ yapılmıştı. O zamanki 4 numaralı Anıtlar Kurulu’na şikâyette bulunuluyor, yine siyasilerin baskısıyla bir işlem yapılamıyordu.

2006’dan 2009’a kadar otel hakkında yoğun şikâyetler gelince Eminönü Belediyesi encümeni iki kez yıkım kararı verdi; ne yazık ki yıkım kararları gerçekleşemedi. Aksine, aynı tarihlerde Kemer Koleji, 600 kişilik ‘zabıta ordusu’nun kepçe ve dozerleriyle yerle bir ediliyordu.

HAMAL GAZİ, ŞİKÂYETİNİ HİÇ GERİ ALMIYOR

‘Hamal’ Gazi Doğan şikâyetlerinden geri adım atmıyordu. Rüşvet yemiyor, kimseye boyun eğmiyor, buna karşılık tehditler alıyor.

Doğan, esas Tuncelili olan Yüksel ailesinin dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yakınları tarafından korunduğunu ileri sürüyor; 'Sanıkların yargılanmasına ilişkin yargı kararlarına izin vermiyor Sayın Aksu” diyordu. (İzin vermeyen diğer içişleri Bakanı Beşir Atalay dönemini kapsıyor.)

2009’da Eminönü, Fatih ilçesi tarafından ‘yutuluyor’du.

OTEL 2014'E KADAR AÇIK KALABİLİYOR

Diyarbakırlı Dt. Mustafa Demir, Korkut Özal’ın kontenjanından belediye başkanı seçiliyor. Nitekim otelin ‘geçici ruhsatını’ kendisi veriyor. SHP kökenli, AKP’den Kültür ve Turizm Bakanı yapılan Ertuğrul Günay da daha sonra oteli turizm amaçlı ruhsatlandırıyor, çünkü Laleli turizm bölgesi... Böyle güzel bir otele ruhsat vermemek olmaz!

Ancak şikâyetler üzerine otel 2014’e kadar çalışabiliyor. Otelin müşterileri genellikle Güneydoğu’dan gelen HDP’liler oluyor.

TOPBAŞ: YIKIM İHALESİNE KATILAN OLMADI, ONUN İÇİN YIKAMADIK!

Kadir Topbaş, soruşturma yapan müfettişlere 'Yıkım için ihale yaptık, katılan olmadı. O yüzden yıkamadık' biçiminde ifade veriyordu. Gazi Doğan, kendisine partisinden ve dıştan gelen baskılara boyun eğmeyerek olayın peşini bırakmıyordu.

Ancak İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermemekte direniyordu. (16.4.2009) Doğan, bu kez Danıştay’a başvurdu. Danıştay 1. Dairesi, oybirliğiyle ilginç bir karar veriyor: (25.3.2010) Kararda, İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan ayrı olarak Nevzat Er, Mustafa Demir ile 20 belediye çalışanı hakkında İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma talebine izin vermeyen kararını ortadan kaldırıyordu.

Kararda ayrıca, İçişleri Bakanlığı’nın bu isimler hakkında yeniden soruşturma yapması, dosyanın Danıştay’a (idari soruşturma yapılması açısından) ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi isteniyordu.

Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Eker, esas: 2009/32175; esas: 2009/590 No’lu dosya ile yukarıda isimleri geçenler hakkında kovuşturma/soruşturma başlatarak zanlıların ifadelerini aldı. Duruşma henüz bitmiş değil.

TARİHİMİZİ BÖYLE KATLETTİK

Eminönü Belediyesi’nde yıllarca bürokrat olarak yolsuzluklara karşı mücadele etmiş olan İhsan Maçin bugün ne diyor: Yüksek yargı olmasaydı bunların hiçbiri ortaya çıkmayacaktı... İstanbul’da tarihimizi böyle katlettik. UNESCO, İstanbul’u dünya mirasından atmayı gündeme getirirken, Brezilya’daki toplantıdan çıkacak karar, dilerim Kadir Topbaş’ı ve bizleri mahcup etmez...

Dünkü faciadan sonra Mustafa Demir diyor ki:

'Otelde bazı sıkıntılar vardı. Kurulun onaylamadığı bir proje uygulanmıştı. İki kat kaçak yapılmıştı. Dolayısıyla biz orayı mühürlemek zorunda kaldık.'

Ya otel açık olsaydı... Felaket daha büyük olacaktı.''

Yazının tamamın okumak için tıklayınız.



Bu Haber 08.06.2016 - 10:21:39 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Burak Adam 08.06.2016 - 02:27

    Turkiye"deki turizmi anlatan gercek bir yazi....

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.