Servotel Yönetim Kurulu Başkanı Ömer İsvan, Türkiye’de turizm gelirini turist sayısına bölünce 960 dolar çıktığını, bu rakamın en çok turist ağırlayan ülke olan Fransa’da ise 640 dolar olduğu bilgisini verdi.
Servotel Yönetim Kurulu Başkanı Ömer İsvan ve Servotel Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Heyfekil dünyadaki trendleri yeni projelerini basın mensupları ile paylaştı. Her ne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı artık turist başına harcama yerine gecelik harcama rakamlarını açıklasa da halen dünyada turist başına harcama da hesaplanıyor.
Ekonomim yazarı Handan Sema Ceylan’nın haberine göre, Ömer İsvan bu rakamlara dikkat çekerek, Türkiye’nin turizmde neler yapılabileceğini, uzun zamandır tartışılan gelirleri artırma ile ilgili düşüncelerini, kendi işlerini ve dünyadaki trendleri şu satır başlıklarıyla anlattı:
“Kişi başına turist harcamasında bugün Türkiye 960 dolarlarda. 1000 dolar farz edelim. Zavallı Fransa 640 olarak görülüyor! Ama turizmde aslında Fransa birinci. Çünkü bizdeki durum ters piramit. Bizde kitlesel turizm var. Bunu büyük büyük otellerde yapıyoruz. 960 doların içinde uçak paraları da var. Fransa’ya insanlar sınırdan kendi arabalarıyla gelebiliyor. Mesela İtalya’da büyük otel yok, ağırlık butik otellerde. Bizde büyük büyük oteller var. Antalya plajı dünyada yok ama pazarlamamız farklı. Trend okumak bizim işimiz. Konsept ve kurgu lazım. Trend deyince de bir şeyleri yakalamak değil, yarını görebilmekten, olguyu yönetmekten bahsediyoruz. Altını çizdik ya Fransa turizmde birinci, ama turizm bakanları yok. Pasaport polisi bana bağlı değilse ne yapayım bakanlığı. Hawaii’ye gittiğinizde pasaport polisinin yanında başınıza çiçek geçiren yanında gitar çalan bir adam var.
Eforsuz değer yaratma dönemi bitti. Artık iyi bir destinasyon dönemi bitti. Oluşturduğunuz etkinliklerle Maldivler’de de bir otel yapsanız fark sağlarsınız Seyşeller’e de. Turistin seçtiği şey artık içinde yer almak istediği event’ler. Davos’a ben de pek çok kez gittim. Otellerin geceliği 300 eurolarda ama Dünya Ekonomik Forumu (WEF) döneminde giderseniz üç yıldızlı bir otele geceliği 4 bin dolar verebilirsiniz. Bu iki hafta için rakama bakmadan ödeme yapılır. Hatta tüm katalogları da açıktır. Kimse de itiraz etmez. Dolayısıyla artık turizm içinde de böyle işler içinde yer almak gerekiyor. Türkiye bu değer yaratma konusunda şanslı. Bir dolu tarihi, doğal güzelliğe sahip. Bunların markalaşması efor istiyor.
Türkiye’de Bodrum’daki Mandarin’i yaparken, bu felsefeyle hareket ettik. O zamanlar Bodrum’da 5 yıldızlı otel fiyatları 255 euroydu. Fiyatı 1255 euro olarak belirlediğimde çok itiraz oldu. Ama Bodrum için bambaşka bir şey başlatmış olduk. Akdeniz havzasında çok lüks yer yok. Côte d'Azur’da 1920’lerde kalan yerler vardı. Son danışmanlık verdiğimiz projeler arasında da Girit’te, Atina’da, Sardunya Adası’nda, Lizbon’da, Marbella’da, Londra’da, Cidde’de, Maldivler’de ve Bahama Adaları’nda otel, rezidans ve konut projeleri bulunuyor. Türkiye’de ise İstanbul, Bodrum, Antalya ve Çeşme’de de çok önemli projeler çalışıyoruz. Bunların arasında Bodrum Bulgari, Tersane Istanbul gibi projeler yer alıyor. Bu projeler ile sadece yatırımcılarına hizmet vermekle kalmıyor, aynı zamanda da Türk turizmi içinde önemli bazı açılımlarda da görev almış oluyoruz. Şu anda İGA için İstanbul Havalimanı'nda mega bir Hilton projesine başladık. 500 odalı proje havalimanından yürüme mesafesinde olacak.
Lüksü tercih eden turistin yaş ortalaması 40’la 60 arasındadır. Ama tüm dünyada trendler değişirken, bunu turizm de takip ediyor. Hızla yükselen, unicorn olan teknoloji şirketlerinin sahipleri ilk defa bu alanda harcama yapmaya başlayan lüks turistin yaşını düşürdü. Dolayısıyla onların ihtiyaçlarına yönelik trendler de gelişiyor. Mesela aralarında “… .com”un sahibi de var, Z kuşağı. Onlar için sahiplik önemli değil. Arabayı alayım demiyor, ama o lüks arabayı kullanacak paylaşımlı bir seçenek kullanıyor ve gerçekten daha çok para harcıyor. Bu nedenle biz de şirketimize genç ortakları dahil ettik.
Bundan 38 yıl önce kurulduk. Türkiye iş yaptığımız 32’nci ülke. Bugüne kadar iş yaptığımız ülke sayısı 46’ya ulaşmak üzere. İnşaat ve tedarik yönetimi hariç bir otel için gereken her şeyi yapıyoruz. Yaptığımız işte dünyada tekiz. Çünkü tüm hizmetleri tek çatı altında veriyoruz. Ayrı ayrı bu işleri yapanlar var. Ama hepsini bir arada yapan yok. Biz ilk bu yatırımı yaptığımızda bankalar, yabancı yatırımcılar bile anlamadı. İsveçli bir balıkçılık şirketi bizi keşfetti diyelim. Balıkçılık derken 400 gemileri var. Ama bulundukları bazı ülkelerde yarattıkları gelirin yüzde 10’unu çıkartamıyorlarmış. Otel yapmayı deniyorlar. Ama bir türlü olmuyor. Bizi buldular. Sonrasında çok güzel işlere imza attık. Önce Cebelitarık’ta kurduğumuz şirketimizi, sonra İrlanda’ya oradan Londra’ya taşıdık. Londra merkezliyiz. 400’ün üzerinde proje gerçekleştirdik.
Tüm dünyayı aynı anda etkileyen şey bugüne kadar dünya savaşlarıydı. Bunlara bir üçüncüsü daha eklendi. Pandemi sonrasında tüm istatistikler altüst oldu. Pandemi öncesine göre tüm dünyada turizm bakımından yüzde 1,5-2 kadar gelir eksikliğimiz var. Ama lükste tablo değişik. Lüks segment her zaman turizmde onarımın başlangıcı olmuştur. Pandemi öncesine göre turizmde başa baş gelemedik ama lükste artış gösterdik. Adet bazında dünya turizminde lüksün payı yüzde 8’lerde. Gelir olarak ise yüzde 20’nin üzerinde. Lüks de kendi içinde farklı seviyelere ayrılıyor elbette.
Turizme sektör deniliyor. Ama çok daha mega bir şey. Çarpan etkisinin dünya ortalaması 2,5. Bazı ülkelerde bu etki 3,5. Tüm dünyada turizmin büyüklüğü 8,5 trilyon dolar. Çarpan etkisiyle düşünürsek neredeyse 30 trilyon dolarlara kadar çıkıyor.”
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri
