ramazan sen yorum yapma bence
ramazan sen yorum yapma bence
o kadar bos konusan varki..... özgür cinkılıcı: 2004, 2005 yılları ve ondan önce satış müdürüyken onu tanıyanlara sorun.... bırakın yalakalıgı. gelecege yatırım yapmayın.. baskalarından medet değil keninizin iş gücüne inanın.. isiminizi yazarak yalakalık yapıyosunuz....ben onu çok iyi biliyorum... cem uzan gittiği gün bütün personeli çekip cem uzanın tarzında olmicanı söyledi... herkez çok memnun oldu. oysaki cem uzan entrika bilmezdi bağırırdı fırca atardı ama kimseyi ekmeğinden etmezdii. cem uzan gittikten sonra ona benzemeye çalışıldı. cem uzanın adamı diye birçok adam ekmeğinden edildi.... neden çünkü cem uzanın adamı sanılan kişiler çok profosyenelce calısan kişilerdi. birgün tehlikeli olunur diye sanırım korku verildi.... sakın yanlış anlamayın ben ne cem uzanın nede başka bir şahsın adamı olmadım.... hatta ben otel şahsi personelide olmadım. ama hep içerdeydimm.... birçok entirikalar ı gördüm ajanları tanıdım orda. kovulcak olan bir müdürün nasıl terfi edip başka bir klasta üst müdür olduğunu çok iyi biliyorum....daha yazmakla bitmez ama.................. cem uzan gittiğinde herkez otelin temizlenini sandı ama asıl inşallah genel temizlik şimdi başlar..... hı bene cem uzandan çok fırca yedim.. hatta birgün konumak istedim bana herkezin ana restrantın içinde çok fırca attı. benim mesayi saatleri içinde gel diye. birgünde pazar günü tlf açtım neden beni pazar günü arıyosun diye bağırdı. o gün çok zoruma gitti bir dahada aramadım... ama ben onun kin tutmamasını sevdim. bütün müdürlerine tek sıraya dizmesini asker yapmasını sevdim. hiç kimse avare olamazdı ozaman......
Editöre Mesaj: Sn Eeditör yapılan yorumlar ile ilgili gazete sayfalarında olduğu gibi Begenim Beğenmedim butonu olursa daha iyi olur. En azından begeniğimiz veya aynı fikirde olduğumuz yorumlara begenim işareti koyabiliriz.
Gloria bu değerli yöneticiyi kaybettiğine çok pişman olacak
Arkadaşlar hepiniz türübüne oynamayınız. gloria hotel şu an marka ise bunun tek sebebi çalışan personelidir. bersonel başarısız olursa müdür de başarısız olur. personel başarılı olursa müdür de başarılı olur. Turim YALAKALARI BAŞ GÖSTERDİĞİ BİR SÖKTÖR OLDU. BU YÜZDEN DE BAŞARILAR AZALIYOR. ÖZALTIN BİR İŞLETME DİKTİ ÇALIŞTIRDIĞI DAHA ÖNÇEKİ ÇALIŞTIRDIĞI PERSONEL BU SEVİYE YE GETİTDİ VE GLORİA MARKA OLDU. HİÇ PERSONELDEN BAHSEDEN OLMUYOR. GLORİA ŞU YMARKA YAPTI BU MARKA YAPTI. CEM UZANI DA TANIRIM ÖZGÜR BEYİDE TANIRIM. AMA GELEN GİDENİ ARATIR. BUDA BÖYLE BİLİNE. ÇILGIN KONYALI
Glorialar için bir kayıp ama iyi ki Özgür Bey henüz yurt dışına transfer olmadı dolayısı ile Türk turizmi henüz kenisini kaybetmedi, başka bir şirkette yine Türk turizmine harika şeyler katacağından eminiz, kenisine saygı,sevgilerimi iletiyorum. Selahattin bey de upuzun bir yazı yazarak bir nevi kenini övmüş burada, çalıştığı şirkette ne kadar başarılı olduğu da bir tartışma konusudur zira büyük bir operatöre sırtını dayayıp hiçbir sayısal satış bilgisi olmadan ben CEO oldum demek ne kadar da kolay,kenisine başarılı bir CEO demek için daha çoook uzun bir yolu var en azından satışpazarlama konusunda kenini eğitmeli bence...
Doktor Kenan Bey tabi ki böyle söyler, hiç ciddiye almayın ne de olsa Nuri Beyin özel doktoru.....
CEO Dediğin Böyle Olur ...“İnsanları coşkulu görmek istiyorum, çünkü destanları ancak coşkulu olanlar yazar. Coşkulular her engeli aşar. Coşku, gözünüze ışıltı verir, yürüyüşünüzdeki salınımı değiştirir, arzunuzu artırır ve yeni düşünceler üretmenizi sağlar. Coşkulu kişiler savaşçıdırlar, azimlidirler, kolay yıkılmazlar. Tüm gelişmelerin temelinde coşku yatar. Coşkulular başarırlar, coşkusuzlar mazeret ararlar”... Ford’un başına iki tane Henry geliyor. Bunlardan birincisi buhar kazanlı lokomobillerden, atsız arabalara geçişi tam zamanında yakalayan ve yaptığı T serisi araçlarla oto sanayine öncü olan Henry’dir, ki kurduğu band sistemi ile devrin üretim kalıplarını yıkıyor. Yetmiyor orta sınıfa da otomobil satıp piyasayı darmaduman ediyor... İkincisi de aynı adı ve soyadı taşıyor ama şirketi krizden kurtaramıyor. Gemi su almaya başlayınca yıllardır yanında çalışan bir sivri zekalıyı (Lee Iacocca) fevkalade yetkilerle donatıyor, “Yönetim sene. N’aparsan yap, firmayı kurtarmaya bak” diyor. Lee “ellialtıda ellialtı” gibi bir sloganla 56 model Fordları ayda 56 dolar taksitle ve 20 daha ucuza piyasaya sunuyor, hem stokları eritiyor ve hem de satış liderliğini yakalıyor. Bu arada masrafları kısıyor, pazarlamaya hız katıyor. Kimsenin gözünün yaşına bakmıyor, papyonlu müdürlere “birimlerini kârlı hale geçirmeleri için” mühlet tanıyor. Mr. Lee yaşlıların artık arabaya doyduklarını hissediyor. Riski göze alıp, gençlere oynuyor. Maliyeti 2500 doları geçmeyecek, küçük ama konforlu bir araba tasarlıyor ve oturup Mustang’i yapıyor (1964). Efsane otomobil firmayı ipten alıyor, anında kâra geçiriyor. Bu hırçın ama sevimli model çok tutuyor, klasiklerden biri oluyor. Daha çıktığı hafta 22 bin adet satarak rekor kıran yol canavarı otomatik şanzımanı, afilli jant kapakları, deri koltuklarıyla göz kamaştırıyor. Yılda 100 bin Mustang satmayı hedefleyen Ford, daha o yıl 400 bini aşıyor. (Bugüne kadar 8 milyon tane sattığı biliniyor) Kovuluyor Mr. Lee bu arada Honda ile ortak bir minivan üretmeyi planlıyor. Her ne kadar projenin ayakları yere basıyorsa da 2. Henry anlaşılmaz bir şekilde karşı çıkıyor. Sonra... Sonra bir gün Lee’yi yemeğe çağırıyor. Fabrikaya cepheden bakan bir restuarantta masa ayırtıp misafirine soruyor. “Ne görüyorsun?” Oto üretim tesisleri Peki üzerinde ne yazıyor? Ford İşte o Ford bizzat ve şahsen benim ve orada benim dediğim olur. Şimdi pılını pırtını topla ve kaybol. Lokmalar Lee’nin boğazına diziliyor. Tatlılardan ne alırsınız diye soran garsona “kalsın” diyor. Dile kolay 32 yıllık emek, bir o kadar başarı tek kelimeyle siliniyor: “Defol” Henry, Lee’nin bir başka firmaya giderse 2 milyon dolar tazminattan mahrum kalacağını biliyor. Bu serveti tepebileceğine ihtimal vermiyor. Yorgun otomobilcinin Florida’ya yerleşeceğini, yeyip içip keyfine bakacağını sanıyor. Kuş Uçunca Halbuki onun aklından yatmak değil birkaç firmayı birleştirip dünyayı sallamak geçiyor. Fiat, Volkswagen, Mitsubishi, Nissan ve Renault’da bu ışığı görüyor. GM o kadar büyük ve o kadar hantal ki yanına bile yaklaşılmıyor, TOYOTA’da ise işler zaten tıkırında yürüyor. O gözünü uzaklara dikmişken teklif yanıbaşından, bir başka Amerikalı “Chrysler”den geliyor. Bu firmanın güçlü mühenislik geleneği Lee’yi cezbediyor ve “okey” deyip el sıkışıyor (1979). Bu arada Henry Ford baltayı taşa vurmanın pişmanlığını yaşıyor, enim konum ayyaş oluyor, teselliyi şişelerde arıyor. Lee işe hevesle başlıyor, ancak karşısında yılgın, bıkkın ve ıslanmış kadayıf gibi tel tel dökülen bir müessese buluyor. Bir zamanlar tenkisat tedbirleriyle işe yarar mühenislere yol veren Chrysler hamleye hazır görünmüyor. Zaten kasada doğru dürüst para bulunmuyor, kan kaybı her geçen gün artıyor. Üstüne üstlük İran sürtüşmesiyle petrol krizi patlıyor. İnsanlar kuruşlarını bile saklıyor, kimse araba değiştirmeyi düşünmüyor. Danış, Kazan Lee, firmanın kurucusunu, hani “İnsanları coşkulu görmek istiyorum, çünkü destanları ancak coşkulu olanlar yazar. Coşkulular her engeli aşar. Coşku, gözünüze ışıltı verir, yürüyüşünüzdeki salınımı değiştirir, arzunuzu artırır ve yeni düşünceler üretmenizi sağlar. Coşkulu kişiler savaşçıdırlar, azimlidirler, kolay yıkılmazlar. Tüm gelişmelerin temelinde coşku yatar. Coşkulular başarırlar, coşkusuzlar mazeret ararlar” sözleriyle tanınan Walte Chrysleri örnek alıyor ve ekibi coşturmanın yollarını arıyor. Omuz omuza “Amele milleti ne anlar” demiyor, bahçıvana bile akıl soruyor. Neticede insanların “ekonomik” kelimesini fazla ciddiye aldıklarını tespit ediyor. Amerikan alışkanlıklarının aksine Japonlar gibi küçük ve iktisatlı bir araba yapmaya niyetleniyor. Fabrikada sürekli nabız tutan Lee, birimler arasınde irtibat sağlıyor, kenini yönetici sanan dinozorlara kapıyı gösteriyor. Sonra oturup Volkswagen’e ortaklık teklif ediyor ancak Almanlar Chrysler’in içinde bulunduğu bunalımı farkediyor “kusura bakma” diyorlar. İş başa düşünce halkın milliyetçilik damarına basıyor, reklamlarda bizzat keni oynuyor. Gelgelelim lafla değil peynir gemisi, ekmek teknesi bile yürümüyor. Lee Iacocca önce keni maaşını (yılda 360 bin dolar) 1 dolara (evet bir dolara) indiriyor. Sonra yöneticilere “biraz da siz terleyin” diyor. Senikacı Doug Fraser’i yönetim kurulu toplantısına alıyor, işçi temsilcileri sermayedar gibi fikirlerini söylüyor. Lee yemeklerini işçilerle yiyor, üstü başı gres yağına bulanıyor. Elini işçilerin omuzlarına koyuyor, onlara isimleriyle hitap ediyor. Elemanlarına umut veriyor, morallerini düzeltiyor. Günübirlik yaşayan bir güruhtan işini seven, firmasına inanan, hedefleri olan bir takım çıkarıyor. GM çalışanlarından saatte iki dolar (ayda 400 dolar filan) daha düşük ücret almayı kabul ediyorlar. Değişim Gelişim “Müşterileriniz değiştikçe, sunduklarınız da değişmeli” diyen Lee artık insanların, çocukları, dadıları ve köpekleriyle dolaştıklarını farkediyor ve onlar için sevimli bir minivan (Voyager serisi) tasarlıyor. Adam krizlerden bile fırsat çıkarıyor, Amerikalıların sırf ekonomik olsun diye daha yüksek bedeller ödemeye hazır olduklarını hissedince VW Golf’e benzeyen, Omni serisini sunuyor. Bu araba da çok tutuluyor. Uzatmayalım üç yıl içinde Chrysler bataktan kurtuluyor, 13 Haziran 1983 tarihinde devlete olan bütün borçlarını ödeyip düze çıkıyor. İşte CEO böyle bir şey, şirket yönetimi üzerine çıkan kitapların çoğu Mr. Lee’yi örnek gösteriyor. CEO Nedir? Neye Yarar? Tabiri caizse CEO (Chief Executive Officer Baş İşletme Mesulü) bir orkestra şefidir. Şef kimin neye yarayacağını bilir, zurnacıya davul çaldırmaz. Ofisi üstte gök kubbe, altta yerküredir ve 24 saat vazife yapar. Elbette kızar sinirlenir ama herkesi güleryüzle karşılar. Asla kaşlarını çatmaz, kızmaz, azarlamaz, umutsuzluk pompalamaz. Yürütmenin başıdır ama ayak takımına da mesafe koymaz. CEO, strateji çizer, kaynakları verimli kullanır, israfa savaş açar. Firmanın sadece kârını değil, adını da yükseltmeye bakar. CEO’nun şahsi itibarı kuruluşun itibarının yüzde 47 ile 49’u arasında değişir ki borsada da öyle olduğunu söylüyorlar. CEO sadece yönetim kuruluna karşı değil, hissedarlara, çalışanlara, müşterilere, senikalara, basına, kamuoyuna, bakanlıklara karşı da mesuldür. Takdir edersiniz ki yükü ağırdır. Elbiseyi ülke şartlarına göre biçer, dengeleri gözden kaçırmaz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru işler yapar. CEO’lar umumiyetle aile şirketlerini yönetir, atadan zenginleri iş aleminin anaforlarından korurlar. Bizdeki CEO’lar, Batıdakilerden daha politik olurlar, zira patronu ikna ve idare etmek zorundadırlar. İyi yönetici mühenislerden mi iktisatçılardan mı çıkar? Şimdiki idareciler hepsinden anlar, dahası hammadde, enerji, çevre, siyaset, senika gibi konularda da bilgi edinir, insan kaynaklarını zayi etmemeye çalışırlar. Evet, resme yukarıdan bakarlar ama odalarının kapısını da açık tutarlar. Zamanını Yönetemeyen Lee Iacocca yöneticilere “akşam olduğunda o günki işleri yetiştiremediğinizi görüp keninize kızıyor musunuz? Hep bir şeyleri yetiştirmek için koşuşturuyor, yoruluyor musunuz” diye sorar. “Doğrusu çalışmaktan tatil yapmaya fırsat bulamadığını söyleyen yöneticileri anlayamıyorum. Keni zamanını heder eden bir insan, emrindekilerden ne isteyebilir ki? Gelin beni dinleyin, işinizi asla eve götürmeyin Siz zamanı yönetin, zaman sizi yönetmesin” Lee Iacocca aczini bilir, nasibe kısmete inanır. “Dış şartları ne kadar değiştirebilirsin? Biz bir işe girişirken, sonunu ne kadar hesaplayabiliriz? Tahminlerimiz tutsa da, ‘doğruyu bildim’ diyebilir miyiz? Başarı ve servet yolunda avantaj olarak görülen ‘mantık’ ve ‘sağduyu’nun tesiri ne kadar? Nice işbilir yönetici üstüste gelen terslikler yüzünden boğulmadılar mı” diye sorar. Öyle ya da böyle CEO’lar karizmatiktirler, vizyon, misyon sahibidirler, itimat telkin ederler, zekidirler, dikkatlidirler, problem çözerler, ilham verirler, teşvik ederler. Hasılı gereklidirler. kitaplarından birini okursanız daha iyi olur, bunu sadece googldan kopyaladım selahattin saklıca
Benim dışımda, Dr. Kenan ve de Mr.CCC de dahil olmak üzere, tüm yorumcular turizmci galiba :) Genel müdür zaten ayrılış nedeni çaktırmadan yazıda belirtmiş ya da aksi ise kenisi tam amatörmüş. Profesyonel kurumlarda aynı soyada bu kadar şükran belirtisi olmaz başta Nuri Özaltın olmak üzere, Sebahat – Hayrettin – Nurettin – Öznur Özaltın’a sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Hayret dışardan bakınca ciddi ve profesyonel bir kurum gibi duruyordu....
cem uzan o otelden ayrılırken benim yaptıklarımla 10 yıl daha ekmek yersiniz demişti bence çok haklıymış
Bir tesisi işletmek, tesisi inşa etmekten çok daha zordur. Glorialar bu güne kadar gerek tesis inşa etme de gerek yönetme konusunda çok büyük başarılara imza attılar bir dünya markası oldular..Bunun arkasında Cem Uzan, Özgür Çinkılıç ve tüm Özaltın ailesinin yattığı gerçeğini hiç kimse yadsıyaz. O gider Gloria biter, bu gider Gloria biter söylemleri yersiz ve anlamsızdır. Hiç kimsenin yeri doldurulmaz değildir. Ancak gelecek kişinin işinin çok zor olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Özgür bey bundan sonraki çalışma hayatında daha başarılı olacaktır, buna eminim Gloria tecrübesi ve birikimi ile gideceği yere taşıyacağı vizyon çok farklı olacaktır. Özgür beyi rakiplere kaptırmak Gloria için bir dezavantaj olacaktır. Ancak tekrar ediyorum. Kurumsallaşmış bir işletmede yeri doldurulamayacak personel yoktur. Bu bir bakıma Gloriaların kurumsallaşma imtihanı olacaktır..Öncelikle Türk turizminin kazanması temmenilerimle her iki tarafa da bundan sonra daha başarılı bir gelecek dilerim.
gloriayı gloria yapan özgür çinkılıç değildir gloriayı gloria yapan CEM UZAN dır buda böyle bilinsin. keniside ileride göreceksiniz türkiyede en iyi turizm yapan bir işletmede üst düzey yönetici
turizmin ruhundan anlayan arkadaşlar bilirler ki turizm de başarı ekip işidir takım ruhunun yakalanmasına bağlıdır . O ruh olmadan kim olursa olsun başarıyı yakalayamaz. Özgür Bey yaptıklarıyla bunu sağlamış tebrikler. tabiki bunun nuri beyin desteği olmadan gerçekleşmeyeceği de muhakkak
Gloriayı temsil etme yeteneği ve zekasına sahip tek kişi Özgür Çinkılıçtır gerisi boş söz.Gloria kan kaybetmeye başladı bile.
Gloriaya geçmiş olsun.Gloria daha da kötüye gider .Değerli bir yöneticiyi kaybettirler.Özgür bey gibisi asla bulunamaz
Gloriayı zor günler bekliyor.Hiçbir genel müdür Özgür Çinkılıçın yerini tutamayacak en somut örnek Serenitynin bu sene düştüğü durum
Herkes Cem Uzan ı Unutmuş bile, bu is boyledir iste Cem Uzan da Özgür Cinkılıç ta glorya markasında çok emek sarfetti ama bir gerçek varsa o da, Ben hayatım boyunca Nuri Özaltın gibi her türlü yeniliğe ve fikire açık evlat sevgisi ile yaklaşan yatırımı esirgemiyen hele hele bir aile sirketi olup ta dünyanın zincirlerindeki imkanları sağlayan bir patron daha görmedim. Otelinde misafir gibi gezen bu aile takdire şayandır.
Dr.Kenan Bey, Tirbüne oynamışsınız. Nuri beyin önderliği elbette çok önemlidir ama o düşünceyi destekleyen ve ilerlemesinde itici güç olan insan aklı ve desteği emeği olmasa nasıl oluşurdu ? o gücü sevk ve idare eden Otel yöneticileridir. yöneticilik bir sanattır. GLORIA nın Ülkemizin en değerli otel markalarından biri olmasının altında elbette Sn. Nuri ÖZALTIN beyin müthiş vizyonu vardır. ama gel görki o visyonu desteklemeyen otel yöneticilerinin misyonu olmasa idi, sonuç bu kadar başarılı olmazdı. bilmem anlatabildim mi?
Tabiki yöneticiler gelip geçiçidir.Önemli olan bıraktıkları izlerdir. Gloria Golf hotel de 8 yıl çalıştım. ama çıkış sebebim SADECE Konyalı olmaktı. Ama böyle bir ayıbı Gloria hotele ve Nuri beye hiç yakıştıramamıştım. Konyalı diye 185 kişiYİ EKMEĞİNDEN ETTİ. Ama kırgın deyilim Gloria hotelden daha iyi daha büyük söktörde çalışıyorum.Ama Gloria BENİM İÇİN HEP İYİ BİR İŞLETME OLARAK KALACAK İÇİMDE. Kusura bakmayın GLORİA HOTELERİ MARKA YAPAN MARKA OLDUGUN DA ÇALIŞAN PERSONELİDİR. ÇÜNKÜ GLORİA HOTEL BİZİM İÇİN BİR AİLE İDİ. ŞİMDİKİ PERSONEL İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR ORASINI BİLEMEM. AMA ESKİ GLORİA HOTELİN ADI GEÇMİYOR ESKİDEN OOOO GLORİA DENİLİRDİ. ŞİMDİ HAAA ŞU GLORİA MI DENİLİYOR. AMA GLORİA BENİM İÇİN HEP İYİ ANILARLA ANACAGIM.
değerli emre bey sonsuz size katlıyorum ağzı olan konuşmuş çok mu basit zannediyorlar bu mesleği biz yöneticiler olmasa patronlarmı yapacak servisi yemeği doktor ama cahil sanırım o saçma yorumları yapan insanlar hayatlarında hiç otele tatile gitmemiş yöneticilerinin personelinin kıymetini bilmeyen patronlar herzaman yok olmaya mahkumdur değerli müdürüm ÖZGÜR bey çok geçmiş olsun ama unutmayınki sizin gibi yöneticileri bu meslek çok zor bulur zaten kötüye giden bir meslekte çalışırken bide böyle boş konuşan insan denen denirse tabi kişilerle uğraşıyoruz inanıyorum ki siz kalitenizi her şekilde her yerde gösterirsiniz bu kesin otelleri otel yapan patronlar değil yöneticiler ve personeldir.o çok bilen amcaya duyrulur :)
Agzı olan konusmus gene...Sektör dışı olup gazel okuyan arkadaşların dikkate bile alınmaması lazım..810 yıl üniversite oku tabii saglıklı düşünce beklemiyoruz gel burda gazel oku..Bırak bu işleri doktorum tirbünlere oynuyorsun..Sen git igne yap,dikiş at, nabız ölç..Hele keni canlı kanlı ismini yazmayan yüreksiz yorumcular azıcık yürekliyseniz adınızı yazın okuyalım..Ama belliki ne oyle bir cesaret var nede yürek dikkate bile alınmayacak kadar acizsiniz..Boyle bir yorum mu var Bence iyi olmuş..Bizde anlamadık zaten bir kuyruk acın oldugunu yada kıskandıgını catır catır..Madem patronlar yapıyor herseyi o zaman sınırsız imkanları olan otel ve otel grupları aynı başarıyı neden sergileyemiyor..??Çünkü bu vizyon sahibi, işinin ehli yönetici ve çalışanlarla oLUR..Yolun açık olsun Özgür zaman zaten haklı olana hakketğini verir geri kalan figuranlarda burada oturup haset haset yorum yazarlar..
patronlar yaratmistir deniyor ama , sirketleri sirket yapan icinde calisan insanlardir. bir deyisle o personel o sirketi VEZIR de eder REZIL de. ben Glorialari cok yakindan izleyen ve her sene minimum 2 kere Gloria Serenity de minimum 10 gun tatil yapan biri olarak Gloria Serenity ornegini vermek istiyorum. Gecen seneki Gloria Serenity ile bu seneki Serenity arasinda daglar kadar fark var... Eger isi yapan basaran patron ise bu servis farkliligi neden? gecen sene personelin yuzu guluyor iken bu sene mahkeme duvari...Patron ayni patron ...Ozaltinlar... degisen ne? degisen otelin Genel Muduru... ve bu degisimin personele, servis kalitesine nasil sirayet etttigi gunduz ve gece kadar belirgin... bu yuzden subir gercektir ki patronlar sermaye koyar, personel isletir.. personle ne kadar yi olursa o sermaye degerlenir, ne kadar kotu olursa da sirket gunu kurtarmaya oynar, sermayeden yer, siradan olur. Bu anlamda da Sn Cinkilici yaptiklarindan,vizyonundan ve Gloria markasini bazi eksiklerine ragmen ( otellerin eski ve renovastona ihtiyaci olmasi gibi )kutlamak ve desteklemek gerekir diye dusunuyorum
İlişkilerin değil prensiplerin baskın olduğu şirketler her daim kazanacaktır.Yöneticilere sadece iletişim kanallarını açık bırakmak ve kurumsallığa itaat etmek düşer.O zaman başarı kaçınılmazdır.
Dr.Kenan Beye katılıyorum. Bu başarıda Nuri Bey önderliğindeki Özaltın Holding başarısıdır. İnanın oradaki görevde o kişi olmasa da Gloria bugünkü yerinde zaten olacaktır.
Böyledir işte, başarılar patronlarındır. Yöneticiler hiçtirler :) Markaları ve eserleri patronlar keni kum havuzlarında yaratır. Başarısızlıklar ise profesyonellerindir. Gemi batmaya yüz tutunca profesyonellerin ne kadar başarısız olduğu hikayeleri patronların dilinden düşmez. Geminin burnunu kayalıklara sürmeye kalkan bir patronun yanından zamanında ayrılarak akıllıca davranmış Sn. Çinkılıç. Şimdi hikayenin devamı gelecek. İkiüç sene içinde kötü adam olacak. Arkasından atılıp tutulacak. Bu hikaye hep böyle sürer gider. Bunu bin kere yaşadı Türkiye. Binbirincisine hayırlı olsun. Söylemedi demeyin. Kuyruk acısı olanlara da hayırlı olsun. Umarım çöküşü sizinle paylaşırlar )
Özaltin Holding ve Gloria otellerini yaratan bu şirketlerin bizzat sahibi Nuri Özaltin dir. Böyle bir eseri ve markayı otel müdürlerinin yaratacak özelliklere sahip olmadıklarini herkez bilinmektedir.
Bence iyi olmuş...
Gloria için çok büyük kayıp yeri doldurulması çok zor bir isim.Gloria yı Gloria yapan isim
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri