Rixos Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, Resort Turizm Kongresinde yaptığı konuşmada, otelcilere yurt dışına açılma çağrısında bulundu.
Turizm Güncel - Antalya
Antalya’da düzenlenen Resort Kongresinde konuşan Rixos Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, yurt dışına açılırken yaptığı hatalardan yeni lüks otel projelerine, markalaşma sürecinden destinasyon gelişim süreçlerine, Accor’la ortaklık sürecinden turizmcinin finans ulaşımına kadar çok sayıda konuda açıklama yaptı.
Fettah Tamince konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Ziyaretçi sayısını milyon milyon sayısını arttırmalıyız beklentisi doğru mudur? Derinlemesine tartışmalı mıyız? Belki de cevap 10’ar milyon artırmalıyız olur. Belki de olduğumuz yerde durup kaliteyi artırmalıyız. Bazı bölgeleri 3-5 tane yan yana olan tesisimiz var. Ama bunu yaparken çevre ulaşım, çalışan, su, hava kirliliği çok büyük bir sorun olmaya başladı. Bütün bunlarla beraber turizmi geliştiriyoruz. Böyle devam ederse bizi iyiye mi götürecek kötüye mi götürecek? Bunu hiç tartışmıyoruz, solo görüşler sunuyoruz. Türk otelcisi elbette müthiş başarılı işler yapıyor. Bunu dünyada otelcilik yaparken şahit olduğum gelişmelere binaen söylüyorum. Özellikle Antalya’da çok sayıda otel markası çıktı. Rekabet ortamı oluştu. Dünyanın otelcilik anlamında en gelişmiş şehirlerinden biri Antalya’dır. Yerel markaların kendilerini ne kadar iyi geliştirdiğine hepimiz şahit oluyoruz.
Ben Mısır’a Antalya-Serik’ten geldim adam Londra’dan Washington’dan gelmiş. ‘Adamların yüz yıllık tecrübesi var, nasıl yaraşacağız?’ diye korktum. Sabaha kadar sıkıntısını çektiğim çok anlar oldu. ama işin içine girince Antalya’da bu işin daha zor olduğunu, rekabetin ne kadar fazla olduğunu anladık. Bana gelip ‘Çok rekabet var’ diyorlar, ‘Siz Antalya’yı bilmiyorsunuz’ diyorum. Burada fikriniz siz daha düşünürken uygulanıyor, sizden daha iyi hale getiriliyor. Böyle bir otelcilik kavramı var. Her anlamıyla müthiş başarılı bir sektör var. Bu sektör finansal sektöre de ulaştı.
Milyar dolar değerleri olan Türkiye’de çok fazla otel gurubu var. Ne yapacağız bundan sonra? Antalya’da başladık iyi işlettik 1 otel 14 oldu. Hala burada büyüyoruz. Bazılarımı Ege’ye kaymaya başladı. Büyük çoğunlukla sahilde büyüyoruz. İş üretiyoruz, döviz götürüyoruz. ‘Dışarıya açılmakla daha fazla katkı sağlar mıyız?’ sorusunu soruyor muyuz? Biz ilk yurt dışına gittiğimizde ‘Türkiye’ye değil başka yere yatırım yapıyorsunuz’ deniyordu. Ama yurt dışında büyüdükçe, ülkemize katma değer sağladıkça doğru bir iş yaptığımızı anladık.
20 yıl önce yurt dışındaki ilk otelimizi Kazakistan’da açtık. Bizim için çok iyi bir deneyimdi. Çok zorlanacağımızı düşündük. Çünkü daha önce Antalya’dan Bodrum’a giderken çok büyük sıkıntı yaşamıştık. Yurt dışında sistem çok daha farklı, bankacılık farklı, işçi çalıştırma koşulları farklı. Her yerde önümüzde çok farklı örnekler çıkmaya başladı ve zorlandık. Kazakistan’da işlerimizi geliştirirken bir kitap okudum, Japonya ve ABD’yi karşılaştırıyordu. Japonlar 2. Dünya Savaşının ardından ekonomilerini kalkındırmak için çözüm arıyorlar. Diyorlar ki ‘Biz ABD’nin gitmediği yerlere gidelim, markalaşalım, büyüyelim. Sonra da ABD pazarına dönelim. Direkt ABD pazarına gidersek başarılı olma şansımız yok’ diyorlar. Bu Japonları çok başarılı kıldı, Toyota ABD’nin en çok satan arabası oldu. ‘O zaman ben otelciliği ABD’lilerin Avrupalıların olmadığı yerde yapayım’ dedim. Keşke okumasaydım diyorum. Çünkü o kitap beni çok farklı destinasyonlara götürdü. Batıya gitmekten korkuyordum, sistem oturmuş, başarılı markalar var. Bu da beni oraların gitmediği yerlere yönlendirdi. Rixos sayesinde o destinasyonlar da büyüdü ama ABD’ye gitseydim işi daha farklı yerlere getirebilirdim. Çünkü Antalya otelciliğinin ne kadar değerli olduğunu anladım. Ne kadar çalışkan, üretici, inovatif bir sektörüz. Şirket olgunlaştıkça hatamın farkına varmaya başladım. 2006’da Dubai’de bir teşebbüsümüz oldu. Çok sıkıntılı bir süreçti, sağımızda Marriott, önümüzde Hilton biz orada Rixos yapacağız dedik. Onları tanıdıkça, öğrendikçe rekabette onlardan fazla neler yapabileceğimizi hissettikçe oralarda büyümeye başladık. Orta Doğu’da öncelikle Mısır, sonra BAE devam etti, şimdi Katar’dayız ve o bölgenin en büyük oyuncularından biri olmaya başladık. Suudi Arabistan’da yatırımlarımız devam ediyor.
Devasa markalar bana geldiler, ‘Siz gün geçtikçe bizden müşteri almaya başlıyorsunuz, bir şeyleri bizden daha iyi yapıyorsunuz” dediler. Marriott bizden hisselerimizi satmamızı istedi ama markaya ve pazara sahip olmak istedi. Kabul etmedik. Sonra Accor grubu ile oturduk, onlarla bir anlaşma yaptık. Rixos’tan Accor’a hisse sattık ve Accor’un dünya genelindeki her şey dahil otellerini biz devraldık. Accor nerede her şey dahil otel açıyorsa ona ortak olduk. Cancun’da otel açtılar biz işletiyoruz. Çok gururlandım. Bodrum’da Hyatt, Japonya’da Suho’yu biz işletiyoruz. O gün verdiğimiz doğru bir kararla büyüyoruz. Accor, bu işi 100 yıldır yapan, ciddi bir bütçeye sahip bir ortak, biz de masaya Antalya otelciliğini getirdik. Bu bizim ülkemizden birçok gencin dünyaya açılmasına sebep oldu.
Türkiye’de yatırım yapmadığımızda biz yanlış bir iş mi yapıyoruz? Hayır, aslında çok doğru bir iş yapıyoruz. Küresel şirketlerin pazar payına, dünyadaki etkinliğine, büyüme stratejisine bakıyoruz. Ülkelerine müthişi katma değer sağlıyorlar. ‘Antalya otelciliğinin değerli olduğunu biliyorum’ diyorsanız koşmaya başlayacaksınız. Antalya otelcileri müthiş bir konfor alanında çalışıyor. Ben Fransız’ın ABD’linin benden çok fazla çalışabileceğini düşünmezdim ama onların çalışma disiplinlerini görünce utanmaya başladım. Kendilerini ne kadar çok geliştirdiklerine şahit olunca kendimi ayıplamaya başladım. Milyar dolarlık şirketler yöneten kişilerin konfor alanı yok. Yılda 2 hafta tatil yapıyorlar sadece. Biz dünya markası olmak istiyorsak konfor alanımızdan çıkmamız gerekiyor.
Dünyanın çok sayıda destinasyonunda en büyük otelciler İspanyol otelciler. İspanyolların büyüme stratejisi bizim için örnek teşkil ediyor. Biz onların gittikleri yere gittiğimizde onlar kadar başarılı olamayabiliriz ama Mısır dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olacak. Antalya’dan daha az turist alıyor ama Mısır’ın gelişimi çok farklı bir yere gidiyor. Suudi Arabistan’da çok büyük bir atılıma başladılar dünyanın önde gelen otel operatörleri çok uyguna çok iyi pozisyon aldılar. Neyi var Suudi Arabistan’ın? Ulaşımı var, sahilleri var finansman birikimi var, birçok şeyi de ilk günden itibaren çok doğru yapıyorlar, Red Sea projesini yapıyorlar, her bir otel dünyanın en iyi mimarlarına çizilmiş, maliyetleri inanılmaz. İş üretme anlamında hepsi birbirine benziyor. Hiçbirinde aile dene bir şey yok ama Antalya aile konusunda en büyük adres. Bu nedenle orada çok rahat hareket eder ve büyürüz
Katar’da The Land of Legends’ın temelini attık. 3 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak. 4 yıldır peşinde koştuğum bir işti. Biz Türk otelcileri olarak yurt dışında pozisyon alabiliriz. Ne yapmalıyız? Bunu istiyor muyuz? Antalya’da rahatı bozmak kimsenin işine gelmez. Eğer bunu istiyorsak önce biz markalaşmaya para harcayacağız. Yeni bir otel yerine markalaşmaya yatırım yapacağız.
Markayı 3 yolla büyütürsünüz: İlki, gidip orada bir otel yapacaksınız, finansman bulacaksınız. İkinicisi bir otel kiralayabilirsiniz. Üçüncüsü, itibar edinmek bir markasının işletmesini alırsınız. Size itibar ederlerse işletmesi için otelini verir. Bu 3 model de zaman isteyen, riskli modeller. Biz nasıl başladık? İlk en zoruyla başladık, para aradık, inşaat yaptık, borçlandık. Yeni markaydık kimse bize otelini vermek istemiyordu. Bir referans oluşturduk ve markayı bir yere getirdik. Bir adres olduk bu adresi soran çok fazla yatırımcı var.
Şahıs yatırımcılar en zor yatırımcılardır. 'Ben işletmeyi sana verdim ama düdüğü ben çalarım' diyor. Onlarla başladık. Başka türlü şansımız yoktu. Devletler var, bugün en büyük yatırımcı Mısır’da devlet. Bir de kurumsal yatırımcılar var onlar en iyileri. Büyük fonlar. Biz bir yandan otel yönetiyoruz diğer yandan teklif veren bir departman haline geldik. Her yerden iş geliyor, oturup değerlendiriyorsunuz. Bu 3 yatırım grubuna yönelik bizim kendimizi hazırlamamız lazım. Şu her zaman soruldu; Fettah Tamimce mi Rixos mu? Bu ikisini paralel götürmeye devam ettim. Marka lideri kim olacaksa onu görünür hale getireceğiz. Ortaklık kuracağımız markaların kapısını vuracağız.
Ben artık bankacıdan şunu istiyorum: Türk turizmcisini sermaye piyasalarıyla nasıl buluşturacağız? Eğer büyüyeceksek büyük fonlara ihtiyacımız var. Bu bir süreç ve bakış açısı. Bu konuda çok zayıfız. Bize yardımcı olan yönlendiren yok. Biz de çok isteyip baskıcı olamıyoruz belki ama büyük hedeflerimiz varsa sermaye gruplarına ulaşmamız lazım. Türkiye’de borsanın en büyük şirketleri arasında bir tane turizm şirketi yok. Antalya’da çok büyük potansiyeli olan şirketler var. Antalya’dan dünya markaları çıkarmamız lazım.
Bir de bilanço kısmı var. Yurt dışında bir otel şirketi 600 milyon dolar kar ediyor, borcu yok. sen gidip onun otelini işletmek istiyorsun. Ama bilançon şirketin bir otelinin karı bile etmiyor. Hem markalaşma hem finansal yapı vizyonla başlıyor. Kendi kendine olmuyor.
Çalışana ulaşma sorunumuz daha da büyüyor. Yeni otel yapmak yeni çalışan gerektiriyor. Çok uluslu iş yapmamın çok farklı avantajları var. En büyük motivasyonu biraz çalışayım da yurt dışına gideyim diyor.
Katar’da temelini attığımız The Land of Legends’te sadece proje ve sunuma 10 milyon dolar harcadım. Ama risk ettim, rakiplerin onu risk etmediler. ‘Biz 100 yıllık şirketiz, şu kadar pazar değerimiz var’ dediler. ‘Ben geleceğin konsepti olacağım’ dedim ve biz onların önüne geçtik. The Land of Legends’i beşe çıkarmayı hedefliyoruz. Üçüncüsünü yakında açıklayacağız.
Aliye isimle yeni bir lüks otel markası oluşturduk. Daha inşaat aşamasında henüz duyurmadık. Ama iki yabancı grup ayrı ayrı beni aradı hisse istedi. Ben de ‘Ortada bir şey sok daha kağıt üstünde bir isim var’ dedim, onlar bunu da start up olarak görmek istedi ve yine de yatırım yapmak istediler.
Dünyada çok az olan ama bizde çok olan 3 özelik var; işletmelerin başındayız, sermaye yapımız var, sürekli büyüyoruz. Antalyalı otelci özel uçak alayım demiyor, üçüncü dördüncü otelini yapıyor. Bunu büyütürsek dünyada çok başarılı oluruz.
Biz tarımda, finansta dünyada bir numara olabilir miyiz bilmiyorum ama turizmde başa çok rahat oynayabilir, dünyaya yayılabiliriz. Bedel ödedim, herkesin bu bedeli ödemesini de istemem. Kapımı çalana da kapım açık. Büyümek, yurt dışına açılmak isteyene destek veriyoruz.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri