Bodrum’dan FB Kongre ve Yüksek Divan Kurulu üyesi ile dobra dobra
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginden düşürülüp yerine Trabzonspor'un getirilmesinin ardından Fenerbahçe camiasında büyük bir hayal kırıklığı yaşanırken, konuyu TurizmGüncel'e değerlendiren turizmci ve Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyesi Serdar Karcılıoğlu, yapılanlarla tüm camianın cezalandırıldığını söyledi. Karcılıoğlu, "suçlu olanlar cezalandırılsın ancak, varsa bir hukuksuzluk, bunun cezası kulübe değil sorumlularına kesilsin" dedi.
Fenerbahçe’de çeşitli dönemlerde, sicil kurulu, sosyal komite sekreterliği ve alt yapı yönetim kademelerinde görev yapmış Fenerbahçe kongre ve yüksek divan kurulu üyesi Serdar Karcılıoğlu, Fenerbahçe ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.
UEFA’nın almış olduğu son kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fenerbahçe için çok onur kırıcı ve Fenerbahçe tarihine hiç yakışmayan bir kaos olarak değerlendiriyorum. Tarihi başarı ve kahramanlıklarla dolu kulübümüzün geldiği bu noktaya inanamıyorum…
Yanılmıyorsam kulübe, başkan ve yöneticilere yapılan operasyonu takip eden çarşamba günü yanı herkesin kanal kanal dolasak komplo teorileri üretmeye başladıkları ve konunun sadece Fenerbahçe üzerinde yoğunlaştığı ve de Fenerbahçe camiasının da ölüm sessizliği yaşadığı bir esnada olaydan üç gün sonra turizm guncel.com ve bodrum haber merkezindeki köşelerimde yazmıştım.
Ve özetle, Fenerbahçe gibi köklü bir geçmişe sahip bir kulübün sahibi olan kongre üyelerinin, görev başında olan yönetim kurulunun büyük bir bölümünün ve de en önemlisi futbolcuların ve teknik kadronun bilgisi ve haberi olmadan, yine altını çizerek söylüyorum, eğer ortaya çıkan iddialar doğruysa bunun cezasının kulübün kurumsal kimliğine kesilmemesi gerektiği ve nasıl bir yol izlenebileceği konusunda hissiyatımı aktarmıştım…
Sizce böyle bir eylem yapılmış mıdır?
Bakın, kulüplerde yönetim kurullarını genel kurulları seçerler ve yönetimlere kulübü doğru, kanun ve nizamlara uygun olarak ve de mümkün olduğunca en üst düzeyde başarı elde etmeleri noktasında yönetmelerini emrederler.
Ben bu kulübün otuz yıllık bir genel kurul üyesi olarak katıldığım onlarca genel kurulda seçtiğimiz yönetimlere ve başkanlarına kulüplerini legal yollardan şampiyon yapmaları için görevler verildiğini biliyorum…
Bu tür gayri kanuni ve kulübün onuru ve kimliğini etkileyecek bir eylem yapmaları için izin ve yetki verildiğine hiç şahit olmadım..
En son seçimde iş başına getirdiğimiz bu yönetime de böyle bir ters yetki verilmediğine göre kendi başlarına bir harekette bulunmuş olabileceklerine ihtimal vermiyorum…
Ya bulundularsa?
Bakın olay yargı sürecindedir bağımsız yargı kesinlikle doğruyu bulacaktı eğer yargı kararı böyle bir eylemin gerçekleştiği yönünde çıkacak olursa ki ihtimal vermek dahi istemiyorum… O durumda bu işe bulaşmış olan insanlar, ilgili kanunların ön gördüğü cezalara çarptırılırlar…
Ya kulüpler?
Yukarıda da söyledim yazımda da açıkladım; hiç bir organın, takımın, teknik kadronun dahi haberi olmadan bu işler yapılmışsa böylesine yanlış bir işgüzarlık gerçekleşmiş ise bu durumda kulüplerin kurumsal kimlikleri kesinlikle korunmalıdır…
Sayın Karcılıoğlu ortada yaygın olan bir görüş bu operasyonu temiz futbol başlığı altında asıl olarak siyasi iktidarın Fenerbahçe yönetimini ele geçirme operasyonu olarak görüyor. Katılıyor musunuz?
Tarihte siyası partilerin özellikle de siyası iktidarların ülkedeki güçlü işçi ve işveren sendikaları esnaf ve ticaret odaları ve ön plana cıkmış dernekler, federasyonlar gibi büyük kurumların yönetimlerini sıyası seçimlerde temsil ettikleri kesimi oy potansiyeline dönüştürmek amacıyla ele geçirmek gibi girişim ve kıyasıya bir mücadele vardıklarını görürsünüz. Ama milyonlarca taraftarı ve üyesi bulunan spor kulübünde böyle bir girişime rastlayamazsınız; çünkü spor kulüplerinin gerçek sahipleri olan ve kulüplerini kimlerin yöneteceğine karar veren bir organ vardır ve bu organ genel kurul ve üyeleridir…
Her kulübün kongre üyeleri içerisinde ülkede temsil edilen her ideolojiyi temsil eden partilerin üye ve sempatizanları vardır ama o çatı altında bu sıyası ideolojiler hiçbir zaman on plana çıkmazlar. Orada tek bir ideoloji vardır o da kulüplerinin renkleridir. Siyasi ideoloji hiçbir sekil ve şart altında o renkler altında etkili olamaz. Yine yakın tarihi incelediğinizde bu STK başkanlarının ve yönetimlerinin çok büyük bir bölümünün ülkedeki hangi siyasi ideolojinin taraftarı olduklarını bilirsini ama siz hiçbir spor kulübünün başkanının bu güne kadar şu veya bu siyasi parti üyesi veya sempatizanı olarak anıldığına şahit oldunuz mu?
Bu nedenlerle böyle bir düşünce abesle iştigaldir. Hedef şaşırtmadır, konuları ve varsa gerçek suç ve suçluları korumaya yönelik bir düşüncedir.
Zaten eğer gerçekten böyle bir girişim oluşmuş olsa da hedefe ulaşma şansı sıfırın altındadır.
Ayrıca yüzde 50 oy alarak iktidara gelmiş bir partinin yönetim kadrosunun bu gerçeği herkesten fazla göreceğine ve milyonlarca taraftarı olan büyük bir kulübün yönetimini ele geçirmek için böyle bir yanılgı içine gireceğine ihtimal dahi vermiyorum.
Sizce başkan ve bazı arkadaşları böyle bir eylemi gerçekleştirdiler ise bunları bu hataya iten faktörler sizce nedir?
Bir kere bence en büyük hata son kongrede başkanın çıkıp üç sezon üst üste şampiyonluk sözü vermiş olmasıydı…
Buna ne gerek vardı, Fenerbahçe şampiyon olmasa dünyanın sonu mu gelirdi? Bu kulüp bu camiaya, bu taraftara hayatta onca şampiyonluklar tattırmamış mıydı? Müzesine sığmayan onca başarının göstergesi kupalar ile dolu olan bir kulüp bir kaç sezon şampiyon olmasa ne olurdu?
Ezeli rakibimiz Beşiktaş yıllarca şampiyonluğun yüzünü dahi göremedi. Ne oldu Beşiktaş tarihten mi silindi? Denizli ve Trabzon maçlarında son anda kaybedilen şampiyonluklar sonunda ne oldu? Üzüldük, kahrolduk ama camiamız taraftarımız ile tek vücut olup takımımıza, kulübümüze sahip çıkmadık mı? Aksi düşünüldü ise zaten en büyük hata bu değil midir?
Yine son dakika golü yememek adına, yapacağınız yüz maçın doksan beşini kazanacağınız takımların bir takım oyuncuları ile girişilmiş bir ilişki varsa bu en büyük hatalar zincirinin bir halkası değil midir? Maçı bir sıfır dahi almak adına böyle bir ilişki kurulan bir maçta oyuncularımız çıkıp o takıma beş altı atmışlarsa o golleri atan oyuncuların, takımın teknik heyetin döktüğü terin yaşadıkları stresin diyetinin ödenecek olmasının düşünülmemesi en büyük hata değil midir?
Sizce gelinen bu noktadan sonra ne yapılmalıdır?
En önemli olay; kulübün düşürülmesinin talep edilmesi. Ligden çekilmesi, tüm branşlarının faaliyetlerinin dondurulacağı gibi Fenerbahçe kulübünün tarihsel gelişimi için hayati önemi olan kararların böylesine ayak üstü verilemeyeceğidir. Böyle bir kararı aklıselim hiç bir Fenerbahçelinin isteyemeyeceği gibi, mevcut yönetim kurulu da tek başına veremez, vermemelidir.
Böyle bir karar ancak ve ancak yüksek divan kurulunun talebi veya gurupların ön ayak olacakları ve tüzükte belirlenmiş sayıdaki üyenin imzasıyla toplanacak kongrenin yetkisindedir, öylede olmalıdır. Şu andaki yönetim haklı olarak şaşkın ve bitkin ve kroke durumdadır.
FB kongrelerinde başkan, yönetim ve diğer kurulllar ayrı ayrı seçilirler, bu nedenle hali hazırda ne yazık ki yönetimin başı da yoktur.
İşin kötüsü Fenerbahçe’deki gruplar ve kongre üyeleri de şaşkın ve bitkin durumdalardır…
Yüksek divan kurulu da aynı şekılde kroke durumdadır...
Bu kriz ne yazık ki bu büyük kulübün şanına ve gücüne oranla iyi yönetilememektedir.
Bunun en büyük göstergesi , UEFA ‘nın aldığı karara zamanında ve kararlılıkla müdahele edilememiştir.
Bu durum TFF Başkanı tarafından canlı yayında özellikle uyarılmasına rağmen gerçekleşmediği bizzat kendileri tarafından dile getirilmiştir.
UEFA’nın böyle bir karar alacağı sinyali 22 Temmuz’dan beri gündemde iken yönetimin UEFA’nın kapısında yatıp kamuoyu yaratması, lobi faliyetleri yürütmesi gerekmez miydi?
FB tarihini derinden etkileyecek böylesine onemli bir olayın ardından UEFA’yı, Türkiye Futbol Federasyonu’nu, siyasi iktidarı ve doğruları gösteren her Fenerbahçeliyi muhalif gören açıklamalar ve ligden çekilme istemlerini içeren tehditler bu kroke durumun göstergesi olup çözüm yolu buradan geçmemektedir..
Siz hiç bu süreçte mevcut yönetimin, geçmiş tarihte, şu veya bu şekilde adına teşvik denen, şike denen işlere teğet geçtikleri bilinen bırakın diğer büyükleri sadece Fenerbahçe’nin bile olmadığı bir ligde yaşanacak büyük kaosun farkında olan tüm kulüplerle bir araya gelerek,toplantılar düzenlediklerini, topyekün kararlılık içerisinde, en azından bir defaya mahsus olmak üzere bulunacak çözüm yollarını futbol federasyonuna, UEFA’ya ve hatta siyasi iktidara, muhalefet partilerine taşıma yolunu aradıklarını gördünüz mü?
Çözüm,
Tüm bu nedenlerle, mevcut yönetim derhal olağanüstü kongre kararı almalıdır.
Bunu yapmaktan imtina ediyorlarsa, Yüksek Divan Kurulu (ki bu kurullar kuluplerin en tecrübeli ve her biri en az yirmibeş yılını doldurmus, başkanlık ve çeşitli yönetim kademelerinde bulunmuş çınar ağaçlarından oluşan en yetkili organıdır..) Derhal tüzüğün ilgili maddelerinin uygulanmasına ön ayak olmalıdır.
Yüksek Divan Kurulu, Fenerbahçe başkanının bu gün içinde bulunduğu olumsuz pozisyonu nedeniyle duygusal konumundan çıkıp derhal olağanüstü genel kurul çağırısı noktasında pozisyon almalıdır.
FB kulübü ve FB’liler başkanlarının ve bazı yöneticilerinin içinde bulundukları olumsuz duruma tabii ki ağlayacaklardır, içten içe üzüleceklerdir. Tabiidir ki heykel konusu da konuşulacaktır ama şu anda aslolan kulübün kurumsal kimliğidir.
Kulübün kaosa sürüklenmesine ve asırlık geçmişine leke düşürecek hiçbir eyleme, hiçbir organının müsaade etmemesi gerekir. Böyle bir durumda tarih görevini yerine getirmemiş en azından bu konuda çaba sarfetmemiş Fenerbahçelileri affetmeyecektir.
Gelinen bu noktada, her türlü sorumluk ve alınacak her türlü karar için belki de tarihte ilk kez uygulanabilecek olan bir sistem ile taraftarlarımızın belirleyecekleri temsilcilerinin de katılımı ile yapılacak genişletilmiş genel kurul ile çözüm aranması kaçınılmazdır.
Son olarak Sayın Karcılıoğlu, bu süreçte sizce TFF doğru yerde durdu mu?
Hayır, ne yazık ki Türkiye Futbol Federasyonu da kroke durumda kaldı. Süreci iyi yönetip, radikal bir karar almalıydı. Yukarıda FB Yönetim Kurulu’nun yapması gerektiğini söylediğim işi TFF yapabilirdi. Kulüpleri toplar, bu artık herkesin bir ucundan bulaştığı bilinen işlerin ortalara döküldüğü olaylar için ağabeylik yapıp tüm kulüplerin antakt kalacakları bir kararla, bir orta yol bulunmasına öncülük edebilirdi.
İşe bulaşmış kişiler cezalarını alırlar, kulüplerin kurumsal kimlikleri korunurdu.
Bu ilk önce yapılması gereken bir iş idi.
Şu anda UEFA’nın verdiği kararla cam kırıldı, bakalım nasıl toplayacaklar.
Bu Haber 28.08.2011 - 09:16:47 tarihinde eklendi.