Zafer Cengiz

Türk turizminin hedefleri nedir?

Türk turizmi bugün pazarlarda kendini kabul ettirmiştir.

Uluslararası turizm pazarına çıkmakta 1960’lardaki öncülere katılmakta gecikse de, 1980’lerde hareketlenen ve büyük aşamalar kaydeden Türk turizmi bugün pazarlarda kendini kabul ettirmiştir. Ticari beceriden ötede, Anadolu’nun müstesna değerlerine bağlanması gereken bu başarıda temel hedefler ve ulaşılması gereken kriterlerin ne olduğu da müthiş bir şekilde belirsiz durumdadır.
Başlangıçta sadece Beş Yıllık Kalkınma Planları kapsamında usulen öngörülen bir tabloluk rakamlar ve birkaç paragraflık yıllık program tedbirleri ile geçiştirilen turizm hedefleri ile 40 yıl geçmiştir. Fakat artık turizm umulan boyutların ötesinde palazlanmış ve işler çok ciddiye binmeye başlamıştır. Dünya çapında lider endüstri olmaya aday olan turizmin, artık planlı bir şekilde yönetilmeye ihtiyacı vardır.

Bugün ülke ekonomisine net 20 Milyar$ düzeyindeki net katkısı ile 5 katında reel döviz ve GSMH etkisi yaratan turizmin gerçek makro ekonomik boyutları idrak edilmelidir. Daha önce %3-5 gibi gözüken milli ekonomideki turizm payının, %15’lere eriştiğinin sinyalleri alınmaktadır. Daha detaylı analiz ve ihtimam ile turizm mekanizmasına ciddi bir analiz- sentez getirilerek gerçekçi hedeflere oturtulması zorunludur.

TURİZMDE PERFORMANS ÖLÇÜTLERİ


Her ne kadar çeşitli özgün hizmetlerin özel bir organizasyonu da olsa, turizm endüstrisinin temelinde  “hizmetini gereğince yap ve paranı kazan” mantığına dayalı bir ticaret ortamı yatmaktadır. Gidilen yerdeki geçici misafirlik unsuruna bağlı olarak öne çıkan konaklama kapasitesi ve otel yataklarının doluluk oranı ile birlikte, kalan turistlerin yörede yaptığı ortalama harcama miktarları temel kriterlerdir.
Türk turizm piyasasında hem işletme ölçeğinde hem de ülke çapında turist sayısına ve geceleme doluluklarına dikkat ve öncelik verilerek, yıllardır ortalama kişibaşı harcama ve gelire dönük performans rakamları hep ihmal edilmiştir. Fiyat unsurunun arka plana itilmesi sonucunda da, doldur-boşalt kuşkusuna dayalı bir ticari yaklaşımla gelişen piyasada, yaygın bir “ucuz pazar” imajı oluşturulmuştur.

Bu tırmanış kapsamında “fiyat-kalite” dengesinin piyasada hangi konuma geldiği ve artan maliyetler paralelinde girişilen “tasarruf” çabalarının ne çizgiye oturduğu, büyük önem kazanmıştır. İşletmeler kapsamında ve mikro ölçekte karşılaşılan söz konusu dengesizliklerin yerine oturtulması elzemdir. Ancak, bunun yanı sıra, ülkesel makro performansın da ayrıca gözetilmesi ve takibi gerekmektedir.
Müşteri memnuniyetini doğrudan etkileyen işletme verimliliklerinde, çok hassas olan dengelerin korunması için de, turizm mekanizmasında makrodan mikroya kaynak destekleri sağlanması gibi bir prensibin yerleştirilmesi gerekmektedir. Temel altyapı ihtiyaçlarında öne çıkan bu alanda, yıllardır hiçbir önlem alınmayarak, turizmin kendi halinde bırakıldığı gibi bir gerçek piyasada hakim durumdadır.

Çok kaba ölçütlerde çizilen bu çerçevede, aktif turizmin operasyonel kanatları asgari şartlarda ticari varlıklarını sürdürebilmeye çalışmakta ve son yıllarda sürekli olarak karsızlık ve verimsizlik koşulları içinde kavrulmaktadır. Olması gereken ise, makro kaynakların boyutları gözetilerek yerel turizmin çok özel alanlarda kamu fonlarıyla hassas ve kritik bir şekilde sürekli desteklenmesini gerektirmektedir.
Makro planda turizmin gerçek boyutlarının hesaplanmasıyla idrak edilecek bu durum, yıllardır turizm piyasasında içine düşülmüş olan darboğazların ve kısır döngülerin aşılması yönünde temel politika ve stratejileri beraberinde getirecektir. Daha önceleri sadece teorik bazda hissedilebilen bu ilişkiler, en son WTTC-TSA (Uydu Muhasebesi) verileri sayesinde, net bir şekilde açığa çıkmaya başlamıştır.

UYDU MUHASEBESİNDE TÜRK TURİZMİ VERİLERİ

WTTC-TSA (Tourism Sattelite Account) yöntemiyle belirlenen bu detaylı gelir istatistiklerinin sağladığı bilgilerle, Türk turizminin gerçek boyutları ve gelişim analizi kolayca yapılabilmektedir. Geçmiş 20 yıl ve gelecek 10 yılın turizm gelirlerinin 12 ayrı kriterle tespit edildiği bu verilerde, turist sayısı kullanılmıyor. Yabancı turist kriteri ise, bizim bildiğimiz “dış turizm gelirleri” paralelinde bir ölçüt olarak devrededir.

Hemen vurgulanmasında yarar olan bir yöntem, bu verilerdeki “toplam turizm ekonomisi” kavramıdır. Yabancı turistlerin ekonomiye girdisi paralelinde “direkt katkı” olarak ikinci bir ölçüt devreye alınıyor. Bunların dışında da, turizmin sağladığı diğer tüm ekonomik girdiler (iç turizm ve yatırımlar da dahil) 9 ayrı kriterde ele alınarak, turizmin toplam ekonomiye GSMH katkısı ölçülerek belirleniyor.  
Aşağıda özet tablolarla derlediğimiz söz konusu verilerde, son 20 yılda 257 Milyar$ olarak tespit edilen dış turizm gelirlerimizin direkt etkisinin (%14 fazlasıyla) 294 Milyar$ olarak yansıdığını görüyoruz. Bu dönemde milli ekonomiye katkısı ise (2.6 katıyla) 760 Milyar$ düzeyinde olduğunu anlıyoruz. Gelecek 10 yılda ise, sadece direkt turizm katkısından 425 Milyar$’lık turizm geliri potansiyelimiz var.
Burada dikkat etmemiz gereken önemli bir detay ise, dönemsel gelişme hızlarındaki değişim süreci. İlk dönemde %200’lere varan gelişme hızının önümüzdeki dönemde %80’lere düşmesi, Türk turizminde büyüme potansiyelinin gerilemeye ve durulmaya başlamasını sergilemektedir. Fakat erişilen hacimlerde henüz idrak edilemeyen makro turizm verilerinin Türkiye’yi ihya edebileceği de kuşkusuz bir gerçektir.

Bu verilerin ışığında, ülke turizminin içine düştüğü kısır mekanizmaların aşılması ve mevcut randıman kapsamında kaydedilebilecek kazanımların getirilerinin çok iyi çalışılmasının zamanı çoktan gelmiştir. Elimizdeki en ciddi ve geçerli belge olan Türkiye Turizm Stratejisinin sonunda, 2023 yılında; 63 milyon turist, 86 milyar $ yıllık dış turizm geliri ve turist başına 1350 $ harcamaya ulaşılması öngörülmektedir.

Ele alınan uydu muhasebesi verilerinde ise, aynı yılda direkt turizm kriterinde 64 Milyar$’a erişileceği tahmin edilmektedir. Ancak, arada oluşan 22 Milyar$’lık farkın da sadece %30’luk performans artışı ile telafi edilebileceği dikkate alınmalıdır. Bu bakımdan, ülke turizminde yepyeni bir sinerji kapsamındaki toparlanma süreci ile daha sağlam bir politika ve stratejilere kavuşturulması tavsiye edilmektedir.
Nitekim Ağustos 2009 itibariyle “2023’e Doğru Türkiye Turizminde Yatırım Hamlesi” adıyla kapsamlı bir turizm endüstrisi çalışması yapan TYD tarafından öngörülen hedefler de, bu potansiyelin varlığını net bir şekilde destekleyerek ortaya koymaktadır. Söz konusu çalışmada, 2023’te 71,5 Milyon turist girişi ve 85 Milyar$ dış turizm girdisi hedefi saptanarak, bu hedeflerde eyleme geçilmesi dile getirilmiştir.

En büyük eksikliği planlama, tanıtım ve pazarlamada olan Türk turizminin randıman kaybının telafisi konusunda, önümüzdeki kış ayları döneminde beklenen tutarlı hamlelere ihtiyaç vardır. Ülke turizminde erişilen boyutlarda içine düşülen çıkmazların aşılması için ‘makro kararlılık’ gereklidir. Acaba yeni dönemde, bu konularda kaydedilen çok kritik gecikmeler ve tereddütler telafi edilecek midir?







 

 



Bu Makale 27.10.2011 - 19:31:33 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • kadir 02.11.2011 - 07:12

    Zafer bey elinize sağlık. Umarım turizm uydu hesaplarına kültür ve turizm bakanlığı da sizin kadar ilgi gösterir.

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.