Zafer Cengiz

Turizmde buz dağı gerçekleri: Görülmez, bilinmez, yönetilmez mi?

Türkiye turizminin yükselişinde önemli kazanımlar elde edildiği, yadsınamaz bir gerçek olmasına rağmen, mevcut potansiyel karşısında elde edilen performans ne durumdadır? Şampiyonluk öyküleri arasında görmezden gelinen bu boyutlar, kanımızca bir buzdağının su altındaki kısmı gibi bilinmez ve yönetilmez kalmaya devam etmektedir.


 
Turizm gelirlerine ilişkin son TÜİK revizyonu kapsamında açığa çıkan bu durum, tarafımızca detaylı analizlerle desteklenerek “gelirler %9 artmasına rağmen, ancak üçte biri algılanmaktadır” şeklinde yorumlanmıştır. Zira her türlü parçacı yaklaşımlara karşın, turizm endüstrisi seyahat ve iç turizm unsurlarıyla geniş bir ekonomik bütündür.
 
TURİZM SADECE DIŞ PİYASA VE DÖVİZ GELİRİ OLARAK GÖRÜLÜYOR!
 
Turizm ekonomisinin gerçek boyutları, turizme bağlı olarak elde edilen ve 40 sektörü etkileyen tüm ticaret hacmini kapsamaktadır. Bu bakımdan, eksik değerlendirilen hali ile bile ‘başarılı şampiyon’ olarak görülen turizmin, gerçek hacmi idrak edildiğinde, daha fazla ihtimam gösterilerek mevcut sorunlarının hızla çözümleneceğine inanıyoruz.
 
Araştırmacı yazarlık misyonumuz paralelinde, WTTC tarafından yürütülen TSA (Tourism Satelite Accounts) çalışmalarını izleyerek, 2011 yılı global verilerini detaylı olarak piyasaya aktarmıştık. Bu kapsamda, Türkiye geliri boyutlarının sanıldığı gibi 23 milyar değil, toplam ekonomide 71 milyar dolar olarak rapor edildiği görülmüştü.
 
Detaylı WTTC analizlerinde 12 ayrı kategoride incelenen turizm gelirlerinin, sadece dış döviz girişine ilişkin eski usul gelirleri, %9 artışlı son TÜİK revizyonuyla yeni “direkt gelirler” kademesine intibak ettiği görülmektedir. Ancak, bu analizlerde Türk turizminin toplam GSMH etkisinin tespit edilenin 2.5 katı üzerinde olduğu da, net bir gerçektir.
 
Bu bakımdan, halen %3-4 civarında olduğu hesaplanan turizmin milli ekonomiye katkısının da, gerçekte %10 gibi hayret edilecek seviyelerde olduğu anlaşılmaktadır. Bu yöndeki tavsiyemiz, hızla “uydu muhasebesi” yöntemlerine intibak edilmesi paralelinde, bilimsel ArGe çalışmalarıyla bu yönde ciddi analizlerle gerçeklerin algılanabilmesidir.
 
TÜRK TURİZMİNİN POTANSİYELİ VE RANDIMANI NE DURUMDA?
 
Diğer önemli bir makro analiz ise, ülke turizminde erişilen seviyenin toplam potansiyel karşısında ne düzeyde olduğunun sorgulanmasıdır. Bu yönde en kestirme yöntem olarak, yine WTTC verileri ile rakip ülkeler karşısında Türk turizminin geçmiş 20 ve gelecek 10 yılını kapsayan basit bir karşılaştırmayı aşağıdaki tabloda sunuyoruz.
 
Akdeniz pazarı liderlerinin turizme 20 yıl öncesinden başlayarak sıra dışı kazanımlar elde ettikleri muhakkaktır. Ancak rakiplerin mevcut performansı, Anadolu potansiyelinin devreye sokulması ile erişilebilecek hacimler üzerine çok gerçekçi boyutlar sergilemektedir. Ayrıca, tabloda Türk turizminin toparlandığı 1990 sonrası ele alınmıştır.
 
Geçmiş 20 yıllık kesitte, Türkiye gelirleri karşısında Fransa’nın 5.30, İtalya’nın 3.49 ve İspanya’nın 3.29 kat daha fazla gelir elde ettiği açıkça görülmektedir. Bu kapsamda en yakın rakip olarak İspanya karşılaştırmasında, 30 yıllık toplam üzerinden mevcut 2.42’lik farkın 2’ye inmesinin Türkiye’ye ilave gelir getirisi ise, 154 milyar dolardır.
 
Nitekim WTTC tarafından yapılan son dönem tahminlerinde, Türk turizminin gelişimi ve rakiplerin de hızlarını düşürmeleri karşısında İtalya ile 1.9’a ve İspanya ile 1.8’e gerileyeceği görülmektedir. Fakat yeni dönemde aynı yaklaşımla Fransa ile oluşan 2.78’lik katsayının 2’ye düşmesinde kazancın 166 milyar dolar olduğu görülmektedir.
 
En basit ifadeyle, Türkiye turizminin bu atı alarak Üsküdar’a geçmiş olan rakiplerin gelir seviyelerine erişebilecek ufuk ve potansiyelinin var olduğu, yadsınamaz. Bu bakımdan, Türk turizminin içine düştüğü atalet ve tereddütlerin bertarafı paralelinde, elde edilebilecek sağlıklı gelişim ve verimli gelir ortamlarında, hızlı atakları beklenmektedir.
 
TURİZMDE TOPARLANMA ve HAMLE SÜRECİ HERKESİN BEKLENTİSİDİR!
 
Burada basite indirgeyerek sunduğumuz görüşlerin, hiç de yeni ve sıra dışı olmadığının özenle altını çizmek isteriz. Önceki yazılarımızda (her yönüyle) dafalarca belirttiğimiz gibi “mevcut sorunlar neden değil sonuçtur” ve teşhis-tedavi sürecine girilerek kolayca çözülecektir. Fakat temel hususlarda ortak mutabakat mutlaka gereklidir;
 
* Turizmin parçacı değil uyumlu ve bütünsel yaklaşımla yeniden ele alınarak sağlam temellere oturtulması,
 
* Yönetişim ve STK prensipleri ile kamu-özel işbirliği içinde planlı bir yasal ve örgütsel altyapının geliştirilmesi,
 
* 2.Turizm Hamlesi dönemiyle içine girilen toparlanma sürecinin daha fazla gecikilmeksizin sonuçlandırılması,
 
…Şeklinde özetlenebilecek olan atılımların yurt çapında başlatılması ve hızla sonuçlandırılması, hem tüm turizm piyasası ve aktif-pasif ticari paydaşların, hem de ulusal ekonomi açısından devletin özgün makro çıkarlarınadır.
 
SONUÇ: Turizm endüstrisinin geniş boyutlarını kapsayacak çağdaş atılımların gerçekleşmesi kaçınılmazdır…!
 
zafer@cengiz.gen.tr
 
 

Bu Makale 15.03.2013 - 09:27:28 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Zekeriya Can 27.02.2013 - 08:48

    Herşey geçer unutulur, rakamlar baki kalır. Toplum olarak afaki söylevleri bırakıp, rakamların gücünde yoğunlaştığımızda. Strateji ve programımızı, rakamların gösterdiği doğrultuda uygulamaya soktuğumuzda. Her işte olduğu gibi, turizmde de doğru yolu bulacağımıza inanıyorum. Güzel çabanıza ve kaleminize sağlık...

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.