Mehmet Mülayim

Turizmcinin yerel seçimlerdeki gücü

Tarihi, kültürü ve muhteşem doğası ile turizm sektöründe durmaksızın büyüyen Türkiye Cumhuriyeti yerel yönetim seçimlerinde doğru adayları seçerek başarısını arttırabilir.
 
 
Turizm sektörü bu gün geldiği noktaya devletin ve siyasilerin desteği olmadan geldi. Hükümetler turizmin önemini hiçbir zaman anlayamadı ve hep ikinci plana attı. Siyasi tarihimiz boyunca tüm bakanlıklar siyasi kimliğinin yanı sıra profesyonel kimliği de o bakanlıkla ilgili olan kişilere teslim edilirken, turizmde böyle olmamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı görevi genelde hükümetler tarafından siyasi verilen sözlerde yedek akçe olarak tutulmuş ve konuyla ilgisi pek olmayan kişilere kimi zaman siyasi ödüllendirme aracı olarak kimi zamansa kızağa çekme amaçlı teslim edilmiştir. Günahımız herhalde sektör olarak kendi işimizi kendimiz görmemiz olsa gerek. Nasıl olsa yatırımcılar ve profesyoneller işini iyi yapıyor…
 
Sağlık Bakanları genelde doktorlar, Milli Eğitim Bakanları eğitimciler, Adalet Bakanları hukukçular, İç işleri Bakanları Kamu yöneticileri arasından seçilirken Turizm Bakanlığında gördüğümüz turizmci sayısı 1-2 kişi. Tabi ‘yiğidi öldür, hakkını yeme’, turizm ile hiç ilişkisi olmayıp da bu işi gönülden ve inanarak çok başarılı yapan bakanlarımız da olmadı değil.
 
Kimi yeni bakanlar Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine başladıkları ilk günlerde, daha sektörü tanımadan, bilmeden verdikleri dayanaksız demeçlerle, kararlarla basın ve sektör dernek-kurum yöneticileri tarafından alkışlandı, sektörde çalışan profesyoneller tarafından ise bilgisizlikleri ve vizyonsuzlukları nedeni ile tii ye alındı. Sektör ne o gerçekleşemeyen dayanaksız demeçleri unuttu, ne de yanlış kararların sektörümüze verdiği zararları.
 
Şimdi koşar adım heyecanla yerel seçimlere gidiyoruz. Hizmet ve Turizm sektörünün öncülük ettiği birçok ilde yakında partiler adaylarını açıklayacak ve kampanyalar doğru, yanlış söylemler, kimisi tutulacak mantıklı, kimisi tutulmayacak ve mantıksız sözler, vaatler havalarda uçuşacak. 
 
Turizm için yerel yönetim ile sektörün işbirliği ve birbirini anlaması devlet büyükleri ile olan ilişkilerden çok daha önemli. Zira devlet yönetimi bölgeleri her dönemde kendi partilerine verdikleri oy oranlarına göre desteklerken, belediye yöneticilerinin böyle bir lüksü yok. Seçildiği bölge insanını, geçim kaynaklarını, kültürünü çok iyi anlamak ve bilmek, BİR NEFER olarak bölgesindeki halkına HİZMET etmek zorundadır. İşin içine sokacağı rüşvet çarkları, adam kayırmacalar, ekipleşmeler onları insan önüne çıkamaz hale getirir. Bırakın yalnız vicdanına hesap vermeyi, savcılar dahi verilecek bir rüşvet ihbarı ile rahatça kapılarına dayanabilir ve onları koruyacak dokunulmazlık zırhı da yoktur.
 
Artık turizmin en alt seviyesinden en üst seviyesine kadar çalışan her bireyinin Türkiye Cumhuriyetine layık yerel yöneticiler seçilmesi konusunda büyük sorumluluğu var. Devlet desteklerini çok az görerek turizm çalışanları, profesyonelleri, yatırımcılarının vizyonları ve cesaretleri ile büyüyen, başarıya ulaşan, ekmek yediğimiz, yedirdiğimiz sektörümüzün duraklama devrine girmemesi, başarısının devam etmesi ve çocuklarımızın da bu sektörden faydalanabilmesi için oylarımıza sahip çıkmamız ve adayları teker, teker çok iyi değerlendirmemiz gerekir. 
 
Turizm bölgelerinde de turizme hizmet verenlerin yalnız otel, restoran çalışanları olmadığını da aklımızda tutmamız gerekir. Diş hekimi turistin dişini yapar, emlakçı ev satar, bakkal bira satar, eczane ilaç satar, esnaf malını satar, AVM iş yapar, çiftçi domatesini satar…. Turizm bölgesinde turizmci demek bir bütün demek. 
 
Hizmet sektörünün gübresi, vitamini temizlik, güzel görünüm, alt yapı, çevrecilik, insana ve canlılara saygı, sağlıklı gıda üretimi, hijyen ve medeniyettir. 
 
Ben bir turizm profesyoneli olarak oyumu vereceğim adayı seçerken dikkat edeceğim kriterler şunlar;
 
Aday beni ve sektörümü temsil edecek görünüm ve söylem tarzına sahip mi?
 
Halk ile konuşurken halkın efendisi havasında mı? Yoksa hizmet etmeye gelmek isteyen nefer söylem ve tarzında mı konuşuyor? 

Kendisini ve içinde bulunduğu siyasi akımı halktan üstün ve halkın efendisi olarak mı görüyor? Yoksa o koltuğa Türk halkının oylarıyla gelen bir seçilmiş olacağının farkında mı?

Sokakta yürürken arkasından gelen çöpçü balıkları var mı? Ona ‘evet efendim’, ‘sepet efendim’ yalakalığı ile ileride oluşacak çıkar çarklarının dişlerini biliyorlar mı?

Aday Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ düsturunu benimsemiş mi? Barış ve kardeşlik yanlısı mı? Şehirde tüm kültür ve inançlara yaşama alanı sağlayacak mı?

Aday vatanın bölünmez bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkıyor mu? Bunu gerçekten içten ve inanarak özümsemiş mi, yoksa oy almak için ortamına göre mi konuşuyor?

Aday bireylerin temel hak ve özgürlüklerine nasıl bakıyor? İnsanların yaşam biçimlerine müdahale etme sinyallerini veriyor mu? Yaşam biçimini barışçıl eylemler ile savunanlara hangi gözle bakıyor?

Aday çevreci mi? Hızla betonlaşan, çirkinleşen, hayasızca yok edilen doğayı korumak için gerekirse siyasi otoriteye karşı benim alanımı benimle birlikte savunacak cesaret ve özgüvene sahip mi? Yoksa doğada kalmış son noktaları da rant’a çevirmeye mi hazırlanıyor. 

Aday bulunduğum bölgenin alt yapısına uzun vadeli yenilemeler, yatırımlar planlıyor mu? Planları hayali mi? Gerçekçi mi?

Aday gençleri ve çocukları anlıyor mu? Onların modern ve hızla gelişen dünyaya ayak uydurmaları ve dünya normlarının üstüne çıkmaları için ne gibi gerçekçi projeler planlıyor? (İş 2 park, bahçe kadar basit değil)

Aday kadın haklarının ve kadınların yönetime eşit katılımı için neler planlıyor?

Aday ‘Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ ve ‘Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ ni biliyor mu? Okumuş ve özümsemiş mi, referans alıyor mu?

Aday benim yaşadığım şehri modern, çevreci, barışçıl ve unutulmaz güzellikte, mutlu insanlar kenti yapabilecek mi?

Kentimi RÜŞVETSİZ, SİYASİ KAYIRMASIZ, İNSANLARIN EŞİT ve HAKÇA MUAMELE GÖRECEĞİ bir belediyeye kavuşturacak mı?

Seçilince verdiği tüm sözleri ve vaatleri altında kendi imzası ile afişler yaptırarak şehrin her yerine asacak, her yılın sonunda halka verdiği sözlerde nerede olduğunu, neleri gerçekleştirdiğini bir raporla halka açık yerlerde duyurabilecek şeffaflığa, dürüstlüğe ve özgüvene sahip mi? Yoksa UYUMAMIZI MI bekleyecek?
 
Tabi ki aday kavun değil ki koklayıp da seçelim. Ama geçmişi, geçmişteki eserleri, halktaki referansı, geçmişte rüşvet ve adam kayırmalarla kirlenmemişlikleri olan adayları dikkate alalım. Geriye kalanlar aday filan olmasın, bizden de oy istemesin, yıkılsın halkın karşısından…
 
Turizmci ve Turizmden ekmek yiyenler; bölgenizdeki toplumsal gücümüzü bilelim ve Türkiye Cumhuriyetinin ve sektörümüzün kalkınması için doğru olarak kullanalım. Turizm medeni bir toplumu besler, güzelleştirir, zenginleştirir.

Bu Makale 10.12.2013 - 10:13:30 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Bahadır Üzeyin 01.12.2013 - 06:01

    Mehmet Bey , Çok teşekkür ederim.Olayı çok güzel açıklamışsınız. Ancak ben turizm sektörünün yeterince birlik ve beraberlik içinde olduğu konusunda çok büyük kuşkularım var. bence çok daha aktif bir birlik ya da konfederasyon kurulmalı ve bütün dernek ve birliklerden temsilcilerle hem ilçe hem il hem de ülke genelinde çok daha aktif ve agresif bir tutum içinde olunmalıdır ..

  • Mehmet Mülayim 27.11.2013 - 10:13

    Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Önemli olan toplumda, çevremizde bilinci yaratabilmek. Bu siyaset değil, sadece bilinçlenirme.

  • Hüseyin Deniz 26.11.2013 - 12:53

    Yerel Seçime girecek olan adaylar ve oy verecekler için kılavuz niteliğinde... Farkındalık yaratan yazınız için teşekkürler Kaleminize sağlık

  • songul subay 25.11.2013 - 10:11

    Harikasiniz yüreğinize gönlünüze sağlık, bir turizmci olarak söylediklerinize kesinlikle katılıyorum sonumuz hayır olsun umarım gerçekten bir ATATÜRK sevgisine bağlı dürüst bir cumhuriyet adamı çıkar karşımıza umitliyim ve olacak sevgiler

  • Mehmet Biçer 25.11.2013 - 09:52

    Marmarisin yeni belediye başkanı turizimci dostum, arkadaşım Kadem Mete olacak ve bu turizm beldeleri için bir devrim olacağına inanıyorum.

  • Zafe Cengiz 25.11.2013 - 11:51

    DOSTLAR: Artık bu geleneksel bakış açısı ve stratejileri bırakıp Tuizmin gerçek hakkını vermek zamanı değil midir? ZİRA: Turizmin ekonominin yüzde 10unu üreten bir OLAY olduğu idrak edilince Ricacı ve minnetçi olmaktan çıkıp YÖNlenirici ve YÖNETici konuma geleceğini artık lütfen anlayalım ve buna göre bayrak açıp Türk Turizmini hak ettiği yere el birliği ile oturtalım lütfen..

  • Mehmet Mülayim 25.11.2013 - 11:51

    İnancım odur ki Özellikle turizm beldelerinde çalışanlar yatırımcılardan çok daha büyük bir güç. Bunun bilincinde olmalılar.

  • Otelci 25.11.2013 - 09:40

    Maalesef yerel seçimlerde adaya değil partiye oy veriyor halkımız.Ayrıca seçim zamanı adaylara vadedilen hizmetlerin hiçbir zaman tamamının gerçekleştiğini göremiyoruz. Halkı bilinçlenirmek lazım . Güzel yazmışsınız. Umarım yatırımcılar da sizin gibi düşünür oy verirken

  • Kuttaş ATAKURT 24.11.2013 - 04:27

    Mehmet bey,Biz Turizm ve Otelciliği evvelden hep şu cümle ile başa gelen hükümetlere anlatmaya çalıştık.İhracat yapmadan,döviz getiren bacasız fabrikalar.Siz bunun çok daha geniş açılımını yaparak anlatmışsınız.Tebrikler.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.