Ufuk Soğancı

Turizm geleceğimiz farklılaşıyor mu?

Özellikle Avrupa’da ülkemizin hedef kitlesi olan orta gelir grupları ülkelerindeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle öncelikle tatillerini ya iptal edecekler (tatil alışkanlıklarından ötürü bu pek mümkün değil) ya da daha ucuz ve kısa süreli tatillere yönelecekler.

Geçtiğimiz son 2-3 yıldır İngiliz pazarında buna tanık oluyorduk. Artık işsizlik sigortası ile ucuz otel ve apartlara gelen İngilizler kaybolmaya başlamışlardı. Üst kategori otellere gelenler de daha alt grup otellere ve özellikle her şey dahil sistemlere gelmeyi tercih etmeye başlamışlardı. Bir de yabancıların satın aldıkları evlerini parasını İngiltere'de tahsil ederek kiraya vermelerini de unutmayalım. Bu evlerde bu şekilde konaklama düzeni bir süre daha artarak sürecek gibi. Londra’da, Utrecht’te, Madrid’de fuarlarda tüketicilerin  tatil kısıntılarına gidecekleri konuşulmaya başlandı. Bakalım Berlin ve Moskova fuarlarında da aynı sonuçları mı göreceğiz?

Gelelim Ülkemizdeki duruma:

Ülkemizdeki turizm hareketlerinde iki konu daha çok öne çıkmaya başladı. Birincisi ekonomik nedenlerden ötürü hem dünyada hem de ülkemizde artık daha üst gelir düzeyindekiler tatil yapabilecekler. Sektörün hedef kitlesi kendilerine oda numarası ile değil isimleri ile hitap edilmesini isteyen turistler olacak. Bu tip konuklara ulaşmak istiyorlarsa  hem seyahat acentaları kendilerini ruhen-fikren yenilemeli hem de tesisler tabela düzeyinde bıraktıkları spalarına, sundukları yemek kalitesi ile ilgili mutfaklarına, nitelikli servis elemanlarına yönelik hazırlıklar yapmalılar.
 
Artık mass turizm denilen biçim biraz daha butik bir hale dönüşerek Zengin turistlere yönelecek. Dünyanın her tarafında düzenlenmeye başlayan lux turizm fuarları bunu hissettirmeye başladı. Tanıtımla ilgili yerel örgütler 2012 planlamalarına lux turizm fuarlarını da alsınlar.

Ülkemizdeki turizm hareketlerinde öne çıkan ikinci konu tatile çıkanların kültürel etkinlikleri ve kültür turlarını tercih etmeye yönelmesi. Bu konu sanırım fuarlarda dillendirildiği için yeni yeni gündeme geldi. Oysa 1980'lerden bu yana irili ufaklı seyahat acentası bu turları hem ülkemiz insanlarına hem de yabancılara dini, yürüyüş, kuş gözlem, dağ tırmanışları, anadolu gibi çeşitli isimler altında yapmaktadır. Tur denilince Kapadokya, Nemrut, 7 Kiliseler, Pamukkale gibi klasik turlar hemen akla geliyor.

Bir anekdotu aktarmak isterim. Anadolu turu düzenleyen  seyahat acentası grubun yarım pansiyon (HB) olacak konaklamaları için rezervasyonlarını önceden gönderip odalarını kesinleştiriyor. Grup otele giriş yapıyor ve akşam yemekleri için restoranda yerlerini alıyor. Fazla müşteri olmadığı için servis SET MENU olarak yapılıyor ama serviste bir gariplik var. Çorba geliyor yarım, salatalar konuyor yarım yarım, ana yemek de ancak tabağın yarısına konunca rehber otelciye soruyor: 'Bunlar niye yarım geliyor?' diye. Otelci de siparişleriniz öyle diyerek rezervasyon formunu gösteriyor. Anlaşılıyor ki otelci yarım pansiyonu yarım porsiyon olarak algılamış. Ama artık böyle algılayan otelcimiz yok. Anadolu turları da acentasını, otelcisini, rehberini ve yöre esnafını mutlu ederek sürüp gidiyor.

Aslında her yere günübirlik ya da konaklamalı turlar düzenlenebilir. Özellikle Ege bölgesindeki sektör kuruluşları yöreye zaten daha az miktarda gelecek turistleri başka bölgelere kaptırmamak için seyahat acentalarını ve tesisleri çevrelerindeki doğal,tarihsel ve kültürel değerlere yönlendirmesi ile sektörün yörelerindeki kültürel, tarihsel, doğal değerleri  önce kendileri görüp, yaşayıp,  programlar düzenleyerek kültür turizmi yapacak müşteri kesimine ulaşmaya çalışmalıdırlar. 
 
Gelecek yazılarımda bu konularda neler yapılması gerektiği ile ilgili önermelerde bulunacağım.
 
 

Bu Makale 31.01.2012 - 10:13:11 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • turistico 01.02.2012 - 10:52

    Bu ŞEkilde YAZmak SAdeCe OKUyanı YOruyor. Anlayın artık.

  • Zafer Cengiz 01.02.2012 - 03:36

    Türk turizm tarihinde “çok önemli” bir yere sahip olan Kuşadası (nihayet) eski yaralarını deşmeye başlamış… Önemli Zira 1970’lerde “öne çıkan” Alanya dışındaki “potansiyel merkez” Kuşadası idi… Kruvaziye iskelesinin TETİK’lemesiyle de hızla “yükselen” KUŞADASI “ilk PLANLAMA” çalışmalarının ODAK’landığı turistik KENT’imizdir… O dönemde Turizm Bakanlığı (yasal desteksiz) YETKİ’siz RİCACI durumdaydı… Turizmi ÖNE çıkartarak Yapılan “kent planlama çalışmaları” ise, “İMAR Planlarınızda ‘bunları gözet’menizde YARAR VAR” şeklinde Belediye’ye DESTEK olarak (1977 yılında) verilmiştir… FAKAT Daha “O İLK” yıllar’da bile “RANT’bazlık” ÖNE çıktığı için “PEK bir SONUÇ” alınamamıştır…? ŞİMDİ ise Tam 35yıl SONRA’sında: Planlama’nın 1nci ÖNCELİĞE oturduğu bir “sorunlar” listesi görebilmek, gerçekten ÇOK üzücü DÜŞÜNDÜRÜCÜ bir DURUM’dur… AKIL’ların BAŞ’lara düşebilmesi için Bu kadar “UZUN YILLAR” harcanması mı gerekir…? Ayrıca da Bu “tarihsel DENEYİMLER” mutlaka “örnek olay” şeklinde BELGE’lenmeli TURİZM KÜLTÜR’ümüze DESTEK olarak (acilen) devreye sokulmalıdır HER Destinasyon, TARİH’ten ve DİĞER’lerinin (olumluolumsuz) tecrübelerinden “Gerekli DERS’leri” alabilmeli ve KULLANABİLMELİdir…

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.