Ö. Cahit Sarıbey

Senaryolar hazır, sıra artık uygulamada

Tatil için Ege ve Akdeniz bölgesine gelen turistlerin yaklaşık %80’i Paket Turlarla gelen gruplardan oluşmakta.

Yani ülkesinde tatil satın alan kişi tur operatöründen Gidiş/Dönüş Uçak bileti, Havalimanı/Otel/Havalimanı arası transfer hizmeti ve seçtiği otelde istediği şekildeki konaklama hizmetini satın alır ve sağlık sigortasının da yaptırarak ekonomik gücüne göre cebine koyduğu para ile tatile çıkar.

Bu sistem tatile çıkan kişi için elbette ki avantajlı bir durumdur. En azından gidiş dönüş için uçak aramasına, transferini nasıl yaptıracağını dert etmesine, rehberlik hizmeti arayışına girmesine, Konaklama dâhil bu işler için sürpriz harcamaları düşünmesine gerek yoktur. Sadece tatil sırasında keyfine kalmış harcamalar için elini cebine atacağı için rahattır.

Avrupa’da bölgemiz için bu şekilde tatil satan Tur Operatörü sayısı bir elin parmaklarının sayısı kadar. İç pazarda da durum pek farklı değil. Dolayısıyla Konaklama sektörü öyle veya böyle bu operatörlerle işbirliği yapmak durumundadır. Hal böyle olunca tur operatörü Otel işletmecileriyle pazarlığa oturur ve kendi koyduğu şartlarla belli dönemler için oda rezervasyonu yaparlar. Bu anlaşma özüne bakıldığında her zaman Tur Operatörünün lehinedir. Zira eli güçlü olan kendisidir. Avrupalı tatilci planlı yaşamaya alıştığı için tatilini bile erken rezervasyonla satın almaktadır.  Ama tur operatörü satılan tatil paketlerini yani Rezervasyonları aynı anda Otellere bildirmez.  Tutar elinde. Bir bildiği vardır çünkü.

Bu arada Otel işletmecisi çat kapı gelip oda soran misafirine satacağı fiyatın çok altında bir bedelle de olsa tur operatörüyle imzaladığı kontrata istinaden odalarının boş kalmayacağını bilmenin rahatlığıyla kendince gerekli hazırlıklar yaparak faaliyetlerini düzenler.
Bilindiği gibi Otel İşletmecisinin sermayesi odasıdır. Eğer tesisindeki odalar boş ise işletmeci o günü zararla geçirir. Boş kalan oda sayısı olağanın üzerindeyse işletmeci için zaten tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

Bunu bilen tur operatörü tam da rezervasyonların şekillenmeye başladığı bu dönemde her yıl çeşitli bahaneler bulur ve otel işletmecisi ile şartlarda ve fiyatta anlaştığı halde resmen ağlamaya başlar ve konaklama fiyatlarda indirim ister.
Öne süreceği mazeret zaten hazırdır. Şu nedenle satamıyoruz, bu nedenle satışlar durdu. Tatil paketi satamazsak uçak dolmaz, uçak dolmazsa o dönem iptal olur veya rezervasyon başka ülkelere veya bölgelere kaydırılır bu durumda da oteliniz boş kalır. Son dakikada da oteli başkasına pazarlayamazsın, hikâyesini anlatılmaya başlar ve tatile getireceği her kişi için Otelciden 2-3-4 Pound/Euro veya 10-15 lira (artık ne tutturursa) indirim yapmasını ister.

Otel işletmecisi sakin sakin dinler bu senaryoyu. Bazısı direnir, işletmesine, verdiği hizmet kalitesine, misafir memnuniyetine ve tekrar tekrar gelen tatilcisine güvenir. Bilir ki odası öyle veya böyle satılacak ve doluluk problemi yaşamayacaktır. Ama diğer taraftan çeşitli nedenlerle bu blöfü göremeyen işletmeciler boynunu büker ve ekstra satışlardan para kazanırım düşüncesiyle istenen indirimi yaparlar.

İşte o anda Tur Operatörü bildiğini yani senaryosunu uygulamaya koyulur. Tur operatörü sanki bu indirim nedeniyle satışlar artmış izlenimi uyandırılmaya çalışır ve sihirli bir değnek değmişçesine otellere rezervasyonları yağdırmaya başlar. Bilanço hedeflerini tutturacağı için Tur Operatörü mutludur.  Otel işletmecisi ne mi yapar dersiniz? Batmamak için kılı kırk yarmaya çalışır adeta. Gerisini biliyorsunuz artık.

 Nasıl film senaryosu gibi değil mi? Önümüzdeki günlerde sanıyorum benzer senaryolarla yazılan bu film farklı bahanelerle yine vizyona girecek.

Pek yakında “acente indirim istedi ama ben vermedim” diyenler mi, yoksa çeşitli nedenlerle bu blöfe boynunu bükenler mi çoğunlukta olacak göreceğiz.
Umarız işletmeciler paniğe kapılmadan, enikonu düşünerek aklıselim karar verirler. Zira fiyatlarda yapılan o küçük indirimler kaç senede eski seviyesine getirilir Allah bilir.

Aslında plağı tersine çevirebilsek, yani paket turla tatile gelenlerin oranını %80’lerden %20’lere düşürerek, kendi tatil planını kendisi uygulayan, dilediği yerde, dilediği biçimde tatil yapan turistlerin sayısal oranını %80’lere çıkarabilsek, inanın konaklama sektörünün yanı sıra turizmle ilintili olarak iş yapan tüm sektörlerle birlikte hem bölge, hem de; Ülke ekonomisi bu işten kazançlı çıkacaktır.
Tur operatörleri senaryolarını anlatacakları başka bölgeler bulur hiç tasalanmayın.

Bu Makale 26.06.2015 - 11:43:33 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.