Zafer Cengiz

Şampiyon turizm Titanik misali yola devam ediyor!

Türk turizmi yeni Bakanıyla Adana’da turizm haftasını kutlayıp, Mayıs Ayını da geçirmiş olarak yeni bir turizm sezonuna kucak açmış durumdadır. Aynı taslarla aynı hamamlarda yıllarını tüketmekte olan aktif turizmcilerimiz de, Fuarlar döneminde verdikleri demeçlere yeni bir umutlu yıla girdiklerini beyan ettiler. Fakat yine aynı eski kritere bağlı ‘turist sayısına’ dayanan bu demeçler ne ifade etmektedir acaba?

Turizmin mekanizması öyle bir durumda ki, çok iyi doluluklar yakalansa da umulan karlılık ve randıman elde edilemiyor. Son 10 yılda defalarca kanıtlanmış olan bu durum karşısında, hala aynı zihniyetlerde bir yol izlemenin gereği var mı? Bu bakımdan, “en büyük ve en hızlı gemi” olmak iddiası ile yola çıkarak hırsla Atlantik’e açılan Titanik macerası akla geliyor. Riskli okyanuslarda göz karartmanın anlamı nedir?

Turizmin 40 küsur sektörü bağdaştıran endüstriyel yapısında, geçmiş yılların getirdiği yenilik ve değişim süreci ışığında, her geçen yıl daha fazla randıman ve kan kaybettiği aşikar değil midir? İçine düşülen bu verimsizlik girdabında, kriz yönetimi anlayışıyla ‘çareler üretmek’ gerekmez mi? En belirgin ve kritik özelliğinin “stratejistlik” olduğu Bakanından, yeni hamleler beklemek ve talep etmek heyecanı nerede?

TURİZMİN ROTASI VE STRATEJİSİ DOGRU MUDUR? 

Bu bakımdan, sabık Bakan dönemindeki atalet anlayışının da yerleşmiş bir huy haline geldiğini açıkça tespit edebiliriz. Ancak, bu arada yeni gelişmeler ve turizmde bu güne kadar devre dışında kalmış olan pasif turizm paydaşlarına bağlantılı olarak yeni atılımlar devreye girmeye başlamıştır. Anadolu’nun yeni destinasyonları, yörelerinde gelişmesi beklenen bacasız endüstride yol-yordam-yöntem arayışındadır.

İçine girilen süreçte, son yılların yeniliği olarak devreye girmiş olan Kalkınma Ajansları, işlevleri ve kullandıkları ekonomik yöntemli görev alanlarında “yerel turizm potansiyelini” keşfetmektedir. Bu keşfin ekonomik bir faaliyete dönüşmesi için hızla raporlar üretilmeye başlanmıştır. Fakat her yörenin kendi çapında merkeze bildireceği bu keşiflerin nasıl öncelikler kazanacağı, henüz büyük bir soru halindedir.

Zira arz ve talep dengesi yanı sıra, taşıma ve ulaşım paralelinde hizmet kapasitesi uyumlarının da  kurulması gereken yeni gelişmelerde, rantablite önceliği çok kritik bir konudur. Fakat tüm dengelerin planlama yoluyla uyumlu hale getirilemediği ortamlarda, gelişmiş yörelere aşırı yüklenilmesi ile gelinen Antalya gibi örneklerdeki olumsuz sonuçlar da ortadadır. Kanıtlanmış hataların üstüne gidilmektedir.

Bölgesel Kalkınma Ajanslarının turizmin heyecanına kapılarak, uygun ülkelerde pazarlama hamleleri için çıkartmalar yaptıklarının farkında mıyız? Yerel ürünlerini sergi ve fuarlara taşımak gayretlerindeki Valilerimize dikkat ediyor muyuz? Halen mevcut olmayan yerel tanıtma ve pazarlama işlevi boşluğunu doldurmak üzere sürdürülen bu iyi niyetli gayretler, turizm profesyonellerine çok şeyler anlatmalıdır!

Ülkesel planlamaya paralel olarak devreye girmesi gereken örgütlenme konusunda da ciddi tıkanıklık süregelmektedir. Çeşitli nedenlerle yatay mesleki örgütlenme sürecini bile tamamlamamış olan aktif turizm paydaşları, yerelleşme ve kamu-özel kesim ortaklığı kapsamında ayrıca bölgesel düzeyde dikey bütünleşmeye gidilmesi gerekmektedir. Bu geçişe hızla uyum sağlanması, kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

TURİZMİN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ NE YAPIYOR?


Devletçe karar verilmiş bulunan Turizm Konseyleri örgütlenme düzeninde, her turizm paydaşının yerel düzeydeki konsey çalışmalarına aktif katılımı gereklidir. Yerel kararların da merkezde bütünleşmesiyle oluşacak Ulusal Turizm Konseyine uygun tarzda bir STK düzenine geçiş gerçekleşmelidir.  Yürürlükte olan tüm örgütsel mekanizma ise, tamamen merkeziyetçi odaklı olarak eski tarzda işlerlik halindedir.

Kurulması beklenen konseyler zincirinde, pasif turizm paydaşlarını oluşturan ve şimdiye kadar turizm mekanizmasının kenarında kalmış olan Belediyeler, yerel STK’lar ve 40 sektörü doğrudan ilgilendiren paydaşların katılımı ise, apayrı bir psikolojik hazırlık gerektirmektedir. Zira şimdiye kadar oluşan ve yerleşen bakış açısında, bu paydaşların rolü sadece turizm mekanizmasına seyirci kalmak olmuştur.

Önceki yazımızda, Antalya, Muğla, İstanbul ve İzmir kapsamında “yerelleşme” bakış açısından oluşan durumu örneklerle sergilemiştik. Bölgesel ihtiyaçlar, bariz bir şekilde turizm konseyi modeli arayışında ve buna geçiş antrenmanları yapmaktadır. Gelecek Turizmde Hibe Fonu vesilesiyle, tüm yurt çapında sürdürdüğümüz saha çalışması ve nabız yoklaması sonuçları detaylarını da ayrı bir raporda vereceğiz.

Fakat aktif turizm STK’larının konuya hiç de bu gözle bakmadığı anlaşılmaktadır. Geçen dönem sonu başlatılan “turizm meclisi” dernekleşme modeli anlayışının sürdürüldüğü görülmektedir. Merkezi STK niteliğindeki meslek örgütlerinin merkezi fonksiyonlu birlikteliği ile yeni bir “bütünleşik STK” mı amaçtır? Gerçekleşmesi gereken “yerelleşme” sürecinde, her ilde ayrı alt-meclisler ve teşkilatlar mı oluşacaktır?

Oysa; 2023 Stratejisinde açıkça belirlenen ve yeterince irdelenmemiş olması nedeniyle, halen tam olarak idrak edilememiş olan “konseyler” modelinde, aşağıdan yukarıya bir işlerlik vardır. Her turistik belde-ilçe-illerde oluşan “demokratik STK” hüviyetindeki dikey örgütlenme tarzındaki esnek ve gönüllü katılımlar “sektörel ve bölgesel bütünleşme” oluşturarak, Ulusal Turizm Konseyinde de birleşmektedir.

Ekte verilen haberde; “önde gelen sektör temsilcileri bugüne kadar bakanlık ile yürüttükleri yakın ilişki ve işbirliğini daha da ilerlere taşımak yönündeki dilek ve temennileri” paylaşan STK’larımıza “KTB’nın gerçek sahibinin esasen sektörün kendisi olduğunu ifade eden Bakan Çelik, işbirliğinin artarak devam edeceği sözü” verdiği anlaşılıyor. Geniş katılımlı bir koordinasyon toplantısında acaba neler görüşülür?

2000 Yılından bu yana, Antalya yerelinde “çağdaş bölgesel turizm örgütlenmesi” üzerine harcadığımız yoğun gayretler, süregelen bağnaz zihniyet çatışmalarıyla maalesef sonuca ulaşamamıştır. Gündeme getirerek cevaplanmasını aradığımız basit soru; Böyle gelmiş, böyle mi gitmeli? dir! Sürdürülmekte olan tutumlar ise, doğal olarak akla Titanik’in geleneksel ve sansasyonel orkestrasını akla getirmektedir...!?!

SONUÇ: Yeni Bakan ile devreye giren yeni “toparlanma” umutlarında tüm dikkatler, yaşana değişim sürecinde oluşan zihniyetler çatışmasının ayıklanarak çözümlenmesine ve Roma ve Kartaca gibi bilmeceler yerine, “stratejik” Gordion düğümlerinin çözülmesi için “kim neyi bekliyor?” sorusunun cevabının aranmasına ve bir yılı daha kaybetmeksizin, acil eylemlere geçilmesine yönlenmelidir!

BKZ: Türkiye Turizm Meclisinin yeni bakana tebrik ziyareti haberi:

http://www.ttyd.org.tr/icerik/Turkiye-Turizm-Meclisinden-Yeni-Bakana-Tebrik-Ziyareti-86


zafer@cengiz.gen.tr

Bu Makale 21.06.2013 - 17:34:00 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.