Cem Polatoğlu

PATRONUN EVRiM TEORiSi

Bazı iş kolları vardır, müthiş karlıdır.

Öyle okul, mektep, sıra, tecrübe, birikim beklemeden hoop diye dalarsın. Örneğin benim hayalim olan limon satmak, Taksim'de büfe açmak gibi.  En büyük keyfi de müşteriye kalay atabilirsin. Müşterinin tipini mi beğenmedin? Steee len. Yürrrüee. Taş arabası seni. Nasıl olsa bir arkadaki geliyor.

Seyahat acentalarında çalışan için de bu iş, limon satmak kadar karlı gözükür. Hemen hesap yapılır; Incoming (veya ingoing, outgoing) yapıyorum, patrona kişi başı 100 euro kazandırıyorum. Senede 5000 kişi. Eder 500.000 euro. Ne kadar çok para kazandırıyorum lan ben bu herife. Ben olmasam var yaaa, batar bu şirket şerefsizim.

Anne, baba, dayı ikna edilir. Belki araba, hatta ev satılır. Acenta açılır. Böylece bir "mitoz bölünme" daha sağlanır, seyahat acentaları da "amip" gibi çoğalır. (olduk 5.500)

E sonra?
        ilk aylar balayı aylarıdır. Ancak bekle bekle o müşteri bir türlü gelmez. İlk merhalede fiyat kırılır, olmadı tedarikçilere, reklam ajansına kazık atılır, maaşlar geç ödenir, eleman çıkarılır, primler unutulur, kira aksatılır. Muhatap yerli müşteri ise, son çare ilana asılınır. İlanlar 9 sutuna, google da tıklamaya 10 dolara imza atılır. Bir saman alevi kaplar ortalığı. Son bir sene de böyle ısınılır. Peki sonra? Delik büyükse Amerika, küçükse Kıbrıs, Antalya ve "vınnnnn". Tapi çıktı ise ne ala.


Şimdi patronun ruh halini şöyle bir gözlemleyelim.

İlk yıl;
        Ulan bee. Senelerdir onun bunun ağız kokusunu çektim ama nihayet kendi işimin patronu oldum. Gerçi şimdi de müşterilerin k..nı yalıyorum ama olsun. Ben elemanlarıma hiç bir zaman eski patronlarım gibi davranmayacağım. Canım elemanlarım benim. İyi ki varsınız.
 

2. sene;
         Şirket dönüyorsa; motivasyon tavana vurur.

- Sağolun çocuklar, Mükemmelsiniz. Siz olmasanız ben bir hiçim .

          Şirket dönmüyorsa;
       - Çocuklar, Sizlerden biraz fedakarlık isteyeceğim. Malum şirket yeni. Pazarda tutunmak lazım. Maaşları yarım ödeyebileceğiz. Biraz sabır lütfen.


3-5. sene;
Şirket dönüyorsa; hemen lüks bir araba alınır. Şoför, geliş ve gidişte saatlerce şirketin kapısında bekletilir. İlla bir tanıdık geçerken arabadan inilir veya binilir ki başarıya şahit bulunsun. Hatta daha çok kişi şahit olsun diye duran arabaya tekrar binilir, beklenir, etraf kerteriz edilip bir başka tanıdık geçerken tekrar arabadan inilir. İndi-bindi, indi-bindi bu işlem her gün 2, 3 saat sürer.
Şirkete girilir. Eller çırpılarak çalışanlar motive edilir, "Baylarrr. Hadi biraz daha gayret. Ciro hedefimizi tutturmamız lazım"

        Şirket dönmüyorsa;
       - Arkadaşlar. Sizlerden biraz daha fedakarlık isteyeceğim. Maaşları yarıya indirmek zorundayız. Malum kriz. (çalışanlar da keriz). Hele bi düzlüğe çıkalım. Hepinize %100 zam, 3 maaş ikramiye. (yerse)
 

5.10. sene;
         Şirket dönüyorsa
        - Ulan bu elemanlara da iyi bişi söylemeye gelmiyo ha. Hemen g..leri kalkıyo. Hele müdür. Sanki o olmazsa şirket batacak. Hıh. Anında birini koyarım yerine valla.

           Şirket dönmüyorsa;
         - Sevgili müdürüm. Masrafları kıs, mesaileri arttır, maaşları indir, şu outgoing'i kuran kadını işten çıkar. İngilizce biliyo diye dünyanın parasını veriyoruz. Asistanı yapar onun işini. Ha gayret goçum benim. Sen olmazsan bu şirket batar valla.
 

10-15. sene arası;
          Şirket dönüyorsa
         - Ulan nerelerden geldik buralara be... Ben var ya ben. Mükemmelim ben. Onların kafası benim kadar çalışsa idi, şimdi onlar bu masanın arkasında olurlardı. Ama kim var şimdi bu masanın arkasında? Beeennnnn!.  Ama yine de takım ruhu olmadan olmaz bu işler. Mütevazı olmakta fayda var.

Şükür, parayı da bulduk. Şimdi şu karıyı boşasak mı ne? Çok geri kaldı çoook. Hiç geliştirmedi kendini. Göbek yaptı, yüzü kırıştı, memeler çöktü. Neyse. Çocuklar daha küçük. Allahtan stepne Maria var.  

            Şirket dönmüyorsa;
         - Hazır piyasada hala prestijim varken çakayım şirketi birine gitsin. Ne lan bu her ay vergisi, kirası, stopajı, maaşı, kdv'si, elemanı, muhasebesi 50 kalem ödeme. Devlete mi çalışıyoruz? Yok iş olduydu, olmadıydı, yat kalk uykusuzluk, yorgunluk, sinir, stres. Evde de karı ayrı dırdır. Onu boş ver, çocuklara da vakit ayıramıyorum. Onların stepnesi de yok.
 

15-20. sene arası;
          Şirket dönüyorsa
        - Kazan kazan nereye kadar. Bak, kalp damarları incelmiş, göbek kalınlaşmış. Kolestrol bilmem kaç. Viagra bile yasak. Bu saatten sonra bir ev daha almak için k...mı yırtsam ne fayda. Mezara mı götürecem allahaşkına. Oğlan da büyümedi ki işi bırakalım, yazlığa yerleşelim.

            Şirket dönmüyorsa;
         - Türkiye işte burası. Yurtdışında olsam şimdiye kadar çoktaaan köşeyi dönmüştüm. Yazık oldu senelerime. Dön dolaş aynı yerdeyim. Limon satsam hiç olmazsa sağlığımdan olmazdım. Gönlümce yaşardım. Her şeyi bırakıp kaçacam valla bu memleketten. Ne halleri varsa görsünler. Şu çocukta okulunu bir türlü bitiremedi yani.
 

20-25. sene arası;
        Şirket dönüyorsa
        - Eh. Allaha şükür. Kızı sarmadı ama Oğlan işin başında. İkide bi gidip onu da rahatsız etmek istemiyorum ama içim rahat etmiyor. Ya hata yaparsa. Bana da bişi sormuyor ki artık. İşe yaramıyor muyum sanıyor? Oysa ben sıfırdan yarattım bu şirketi. Tırnaklarımla kazıdım. Neyse. Hanıııım. Balığa çıkmadan koy bi keyif çayı daha. Açık olsun.

            Şirket dönmüyorsa;
         - Oğlan bile dalga geçiyor "Baba sen kendi işinin sahibi oldun da n'ooldu?" diyor. Bir evimiz bile yok. Doğru. N'apsaydım yani. Bilmem kim gibi milleti mi dolandırsaydım? Ben şerefime tek bir leke sürdürmedim, size tek bir haram lokma yedirmedim bu güne kadar. Karı desen ayrı bir dert. "Bak Ayla'nın kocası da turizmci. Ama her şeyleri var. Karısı ceviz büyüklüğünde elmaslarla geziyor. Ya ben? Senelerce sana ...." (ıyyyyyyyy burayı yazamayacağım.)
 

        Sahi, siz hangi konumdasınız? Sizin patron hangi aşamada?

Bu Makale 17.08.2011 - 09:27:10 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • murat birecik 18.08.2011 - 01:56

    kardeşim, canımın içi... ''naval architect''im, benim... bırak artık bu turizmi. gemi inşa sektörünün sana ihtiyacı var! sen turizmde, 5500 acenteden birisisin ama gemi inşa'da 3-5 kişiden birisin. gözlerinden öperim. murat birecik

  • Necati Çalışkan 18.08.2011 - 10:54

    Süper bir yazı olmuş.tebrik ederim.Her satırı doğru...

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.