Dr. Serdar Baş

Kaliteli turizm yapmamız mümkün mü?

Sizlere övünerek ifade etmek isterim ki, bir vesile memleketimize ilk kez gelen, iyi ile kötüyü ayırmayı bilen, ön yargısız yabancı misafirlerimizden; özellikle İstanbul için beklentilerinden açık ara ileride bir şehir ile karşılaştıkları yönünde övgüler almaktayım.

Nankör olmamak lazım. Son on yılın belediyecilik anlayışı şehrin ambalajını oldukça iyi bir yere taşıdı.

Bu vesile ile, çok yaşayanların da çok gezenlerinde şehir ile ilgili beklentileri oldukça arttı.

Bu neden ile daha iyisini her zaman yapabilecek milletim, 88 yılda fakir bir toplumdan, Avrupa da gelecek arayan misafir işçilerden;

Avrupa çökerken en büyük, büyüme rakamını gerçekleştiren ülkeye, dedesinin, babasının en alttakiler olarak çalıştığı ülkeler de iş adamı, işveren olan vatandaşlarımıza;

Benim de öğrencilik yıllarımın geçtiği Avusturya gibi, Avrupa Birliği kapısında bizi zorlayan ülkelerde DO&CO gibi göğüs kabartan yüz akı markalara ve daha nicelerine sahip oldu.

Ancak sanki bütün bunlara rağmen, disiplin, çalışkanlık, eğitim ve stratejik yaklaşım konusunda bir kaç fırın daha ekmek yememiz gerekiyor sanki!

Gelelim nedenlerine;

Belli kalitede hizmet almaya alışmamış, insanlar tarafından hücuma uğramış bir havalimanın da organizasyon yeteneğine sahip yer hizmetleri şirketleri, bu hizmeti almaya alışık olanların hele memlekete gezmek, görmek, eğlenmek üzere gelen ve döviz getiren turistin madur olmasına, rezil olmasına izin vermez.

Haberi olsa kabinenin en başarılı Bakanlarından Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali YILDIRIM hiç izin vermez.

Ne mi oldu yine?

1.    Mr. Smith İstanbul ziyaretini bitirmiş, ON LINE Check-in’ i patlatmış ve Atatürk Hava Limanına varmış, meydan organize, muassır medeniyetler seviyesine hızla koşan memleket de 8 ON LINE Check- in bankosu var, banko önlerinde giriş kapısına kadar kuyruk;

Valizi kapan yurdum insanları ON LINE check-in bankoları ardında sırada, ON LINE ne bilen yok.

Mr. Smith deliye dönmüş, birader ON LINE check-in yaptık diye güvenip alana geç ama vaktinde geldik, ama meğer memleketin tamamı aynı şeyi yapmış diye.

Müracaat ettiği memurlar mağrur, ne yani sıradaki halkı mı kızdıralım, sen yeni bilet al Smith diye.

Kimsenin hakkını yemiyelim dış hatlar bu konuda oldukça başarılı, hem deher hattın sonunda tek bankoda, kurumsallık diye de buna denir.

2.    Dünyanın her geri kalmış ülkesinde, hatta gelişmiş ülkelerde bile nadiren Taksi turistler açısından şüpheli bir ulaşım aracıdır. Birçok insan bilir ki özellikle geri kalmış ülkeler de taksiciler taksimetre olsada, kullanmayı pek sevmezler.

Yaşlı geveze arkadaşım Rick, kız arkadaşı ve ben taksiye bindik;
 
Rick, ağır North Carolina aksanı ile konuşmaya devam ediyor, bende yeee, yeee deyip duruyorum. Taksici beni babası zenci Amerikalı zan etti her halde, baktım taksimetre çalışmıyor İstiklal’ den Sultan Ahmet’e inerken 15 TL verip “ abi hayırlı günler” deyince taksici açık ağzı ile arkamızdan baka kaldı.

Uçağa bindim acil çıkış tarafıma teslim edilmiş, koridor koltuğuna oturdum, arkamda Çin’li bir hanım oda tek oturuyor, kalkış uzun sürünce uyuya kaldım, arka koltuk üçlemiş Çin’ li hanım hemen yanımda ki koltukta yerini almış, cam kenarı boş,muhtemel kasıtsız  bir dirsek teması sonucu uyandım.
 
Hoş sohbet George Washington Üniversitesi , muhtemelen işletme fakültesinin dekanının eşi, Çinli hanım efendi İnsan Kaynakları danışmanı, bir danışmanlık işi için İstanbul’ a gelmişler karı koca, aynı uçakta yer yokmuş adam geç uçacak;

Hanımefendi İstanbulu bir övdü bir övdü, İstinye Park felan.

Konu geldi amaya, ama taksiciler, Hanımefendi aynen şöyle ifade etti, “ daha önce yürüyerek gittiğimiz 4 km için 50 TL istediler, otele acilen dönüp üzerimizi değiştirip randevümüze yetişecektik, inanın cimrilikten değil ama aptal yerine konmaktansa yürüyüp randevümüze geciktik.”

“Bir de gece kulübüne gittik oturduktan bir süre sonra hiç tarzımız olamayan bir yerde olduğumuzu anladık, sipariş etmeden masamız meyveler ile doldu, içkilerimizi sipariş ettik, çok misfirperver bir yer, şerefimize şampanya patlattılar.

Sonunda astronomik hesab gelince ne olup bittiğini anladık, kocam itirazı deneyince ciddi giyimli beş adam geldi ve bizi son zamlardan sonra, dünyanın en pahallı alkollü içkisinin Türkiye’ de olduğuna ikna ettiler.”

“Bütün bunlara rağmen turist olarak da olsa, yine geleceğiz, İstanbul ve dinamizmi bizi büyüledi.”

Bu sabah eşimin annesi Kronen Zeitung’ u kahvaltı masasında yine önüme koydu;

Manşet “ Amerikan Magazini Forbes’ e göre dünyanın en güçlü adamı St. Wolfgang şehrini ziyaret ediyor” diye.

Bu adam özellikle Amerika olmak üzere Avrupa da ki en az entegre olabilen ucuz iş gücü Çin’ lilerin Cumhurbaşkanı  HU JINTOA;

Disiplin, çalışkanlık, eğitim ve stratejik yaklaşımın sonucu, batan dünyayı satın almaya devam eden ülkenin Cumhurbaşkanı HU JINTOA.

Aynı gazetenin Allah’ dan 50. Sayfasında Telefon Mafya’ sının Call Center’ ında diye İstanbul’ dan telefon ile Alman emeklilerini dolandıran Türk asıllı Alman’ ların haberi vardı.

Boynumu büküp gazeteyi yok ettim.

Pratik zekamızın disiplin, çalışkanlık, eğitim ve stratejik yaklaşım ile boynumuzu hiç bükmediği günler dileği ile hoşca kalın.

Bu vesile ile geçmiş Cumhuriyet ve gelecek kurban bayramlarınızı kutlarım.








Bu Makale 11.11.2011 - 23:35:35 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.