Eğer bir şeyi değiştirecekseniz işe önce kendinizden başlayın

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilmiş. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyormuş. Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik, 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyormuş. Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçmişler.

Büyük gün gelmiş ve iki takım da, kendini yarışa hazır hissediyormuş. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazanmışlar...

Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmış. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar vermişler. Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulunmuş ve çözüm önerisi getirilmişti.

Çözüm olarak; yönetimdeki düzeni güçlendirmek için 1 genel müdür atanmış ve sandaldaki (kik) ağırlığı dengelemek için kürekçi sayısı da 1'e indirilmişti.

Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.

9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandırılmıştı.

Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi ;

1 Genel müdür

3 Bölge müdürü

3 Dümen şefi

1 Dümenci

1 Kürekçi

İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.

Tepesi atan Türk şirketinin Yönetim Kurulu hemen harekete geçti.

Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu.

Müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.
(Kaynak: Anonim)

İnternette her zaman olduğu gibi değişik kaynaklardan araştırmalarımı yaparken bu fıkraya denk geldim ve okudum. Çok beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim. Yazıyı okurken de aklıma daha önce yaşadığım bir başka olay geldi.

Yıllar önce, 5 yıldızlı bir otelin bütün çalışanlarına “misafir ilişkileri” eğitimi veriyordum. Eğitimin büyük bir bölümünde, katılımcılara turizmin çok meşakkatli bir meslek olduğundan söz ettim. Derslerimde otelcilikte güler yüzlü olmanın önemini vurgulamaya çalışırım. Misafiriniz otelinize hangi ruh hali ile gelirse gelsin güler yüzlü karşılamanın oluşabilecek sorunları yarı yarıya indirgediğinden bahsederim. İşte tam ben bunları anlatırken, bellboy olarak çalışan genç arkadaşım, “Hocam, ben hep güler yüzlüyüm ama müdürlerim ve otel sahipleri değiller, ne yapacağım o zaman?” sorusunu yöneltti bana. Ve benim de dikkatimi haklı olarak farklı bir yöne doğru çekti. Çok haklıydı! Üst yönetim otel çalışanlarına "güler yüzlü olun" demekte ama kendileri koydukları bu kuralı uygulamamaktaydılar. Esasında, bu gencin sorusuna tam bir cevabım yoktu. Çünkü üst yönetimdekilerin özellikle çalıştıkları iş arkadaşlarına gülümsemediğini, olumlu yaklaşımlarda bulunmadıklarını hiç aklıma getirmemiştim. Yönetici pozisyonundaki kişilerin turizm sektöründe ilk öğrendikleri ya da öğrenmeleri gerekeni unutmuş olabilecekleri aklımın ucundan geçmemişti. Sadece misafirlere yönelik değil, birlikte çalıştıkları iş arkadaşlarıyla, işbirliği yaptıkları diğer kişilerle olumlu, pozitif ilişkiler kurmayı bilmeleri gerekir diye düşünürdüm.

Genç bellboya şöyle dedim: “Sen kendi üzerine düşeni yap, başkasının yapıp yapmaması, senin de yapmaman anlamına gelmemeli.”

Sonra "Hatalar nerede başlıyor ve neden devam ediyor", diye bu konu üzerinde çok düşündüm. Yukarıda da okuduğunuz gibi, sorunlar hatayı doğru teşhis edememekten kaynaklanıyor. Hatalı tespitler, analizler ve yönlendirmeler sonrasında yanlışların üzerine birçok başka yanlış ekleniyor.

Sözünü ettiğim olayı yaklaşık 7 yıl önce yaşamıştım. Sonra düşünmeye başladım ve kendime “ben bu durumun değişmesi için neler yapabilirim?” sorusunu sordum. Daha sonra da benim bulduğum çözüm yolunun uzun vadeli olabileceğine karar verdim. Konaklama işletmelerinde staj yaptıktan sonra benim dersimi almış olan öğrencilerimle birkaç ders turizmde yaşanan sıkıntıları ve sorunları irdeleyen tartışmalar yaparak işe başladık. Sonra da onlara tespit ettiğimiz bu sorunlar karşısında, “siz yönetici olsaydınız, nasıl çözümler getirirdiniz?” sorusunu yönelttim. Öğrencilerimin genel olarak sorunu çözme yöntemleri, kendi yaşadıklarından daha farklı olmuyordu. Böylece de yönetici düzeyine geldiklerinde, kendileri nasıl yaşadılar ise, kendilerinden sonra gelenler de benzeri durumları yaşıyor olacaktı. Örneğimize geri dönelim, ilk yıllarda gülümseyen çalışan, çevresinde gülmeyen yöneticileri görerek; yıllar sonra yönetici olduğunda o da gülmemeye başlıyor. Doğal olarak öğrenilmiş davranış sergiliyorlar. Bu davranış şeklini de bir önceki nesilden öğreniyor, sonra da aynısını bir sonraki nesle öğretiyorlar. Ve nesiller gelip geçtikçe doğrular yok oluyor, yanlışlar birikiyor.

Yıllar önce cevabını bulamadığım sorunun cevabını biliyorum artık. Staj sırasında sektörde yaşanan benzeri konuları benim dersimi alan öğrencilerimle tartışıyorum. Olması gerekenleri birlikte bulmaya gayret ediyoruz. Burada da sizlerle paylaşıyorum!
 
“Sevgili meslektaşlarım, sizden önce doğmuş, değişik kurumlardan eğitim almış kişiler turizm sektöründe çalışmaktadırlar. Sizler onlardan sonra gelen ve gelecek olan nesilsiniz. Siz mezun olup sektörde çalışmaya başladığınızda ise, biz sizin de arkanızdan gelen yeni nesli eğitiyor olacağız. Sürekli değişiklikleri takip edip gelen her nesli, şartlara ve iş dünyasına hazırlamaya çalışıyoruz. Ben sizden ve benden de önce gerek sektörde çalışarak gerekse de üniversiteye giderek eğitim almış, kendini yetiştirmiş ya da yetiştirmemiş kişilere fazla bir şey söyleyemem. Ama siz mezun olup sektörde çalışmaya başladığınızda hataları bilip, görüp görmemezlikten gelir, öğrendiklerinizi uygulamaz ve doğruyu sorgulamaz iseniz, o zaman şikâyet ettiğiniz kişilerden farkınız kalmaz. Eğer bir şeyi değiştirecekseniz işe önce kendinizden başlayın, sonra da sizden sonraki nesilden. Siz bir gün yönetici olduğunuzda doğru yöntemi bildiğiniz halde yapmıyorsanız, sorun bizim sizleri yeteri kadar eğitmemiş olduğumuz anlamına gelebilir. Her nesil bir sonraki nesle bırakır yerlerini. Gün gelecek tecrübeleriniz, yeteneğiniz, bilgileriniz sayesinde sizler yönetici olacaksınız. Eğer o gün geldiğinde değişmesi gerekeni bilip değiştirmiyor iseniz, sizden sonra gelecek nesle büyük haksızlık yapıyor olacaksınız. Siz doğruyu öğrenmekten ve uygulamaktan vazgeçmeyin”.

Hayatında bir kez bile kürekçi olmamış kişi, kürekçi olmadan yarışın kazanılamayacağını bilemez.

Sevgi ile kalın...


Bu Makale 09.04.2016 - 09:14:26 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.