Can Pulak

Değirmenler- Karaada ve ötesi

Değirmenlerin manzarası kapanacak, oraya da inşaat başladı, imkan varsa durduralım bu projeyi demiştim ya, meğer Karaada da gitmiş, Bodrum’un tepeleri de…

     Karaada’yı İller Bankasının eski Genel Müdürü Şahin Yıldırım  Maden Tetkik Arama Kurumundan termal su çıkaracağım diye yarım asırdan fazla bir süreyle kiralamış. Suyu çıkarınca oraya turistik tesis de, oteller de yapabiliyormuş. Eğer çıkan suyun ısısı yeterli değilse, ısıtma yoluyla suyun değeri termal için gerekli seviyeye yükseltiliyormuş. Bunun pek çok örneği varmış Türkiye’de. Bakın neler oluyor da haberimiz yok…

     Durun daha bitmedi Karaada Projesi. Tahsisi alanlar,adanın tepesine rüzgar enerjisi için dev fırıldaklar koyacaklarmış. Oradan sağlayacakları enerjiyle termal suyu çıkaracaklarmış. Henüz plan aşamasındaymış bu girişim. İnşallah gerçekleşmez de,Bodrum’un ciğerine böyle bir hançer saplanmaz.

Peki, Bodrum’un tepeleri ne olmuş, kim almış oraları?
İnanılacak gibi değil ama,meşhur Labranda suyunun sahibi kim ise,tahsis yoluyla o sahiplenmiş tepeleri. Elin ağzı torba değil ki büzesin. Tepelerin tahsis hakkını 5 milyon dolara devredecek adam arıyorlarmış. Şehir bu söylentilerle çalkalanıyor. Ben de anlatanın yalancısıyım. Bu dönemde bir gazetecinin gerçekleri öğrenme,belgeleri görme gibi bir imkanı kalmadı. Öyle olunca doğruları ortaya çıkarmak da hayli zorlaşıyor.

     Ancak proje sahibi gelip anlatacak,izinleri ve planları gösterecek de, kamuoyuda ancak böyle öğrenecek iddiaların içyüzünü. Hatırlayacaksınız, değirmenlerin orada başlayan inşaattan bahsetmiş,  yapılacak dev otelin panoramik manzarayı engelleyeceğini ve Bodrum’a  bundan büyük bir kötülük yapılamayacağını belirtmiştim.

     Geçen gün o inşaatın müteahhidi Kadri Amrag aradı. Bana bilgi vermek istediğini,oraya otel değil,tek katlı taş villalar yapacaklarını, arazinin Sinop ailesine ait olduğunu söyleyerek, her şeyin yasal olduğunu anlatıp,belgeleri göstereceğini  ifade etti.

     Marina’da buluştuk. O söyledi ben dinledim, ben anlattım o dinledi, sonuçta birbirimizi ikna edemeden ayrıldık. Ancak şunu söylemeliyim,

Tepeye ne yapılacaksa hepsi yasal. Kanuna aykırı bir husus yok. Sonuç benim de belirttiğim gibi Ankara’da alınmış, yine iddia ettiğim gibi müteahhit  Kadri Amrag, bir devlet büyüğünün yakını…


     Benim gazetecilik anlayışım, bir olayı yazdıktan sonra,muhatabı bilgi vermek isterse, görüşüm değişmemesine rağmen söylediklerini kamuoyuna iletirim. Bakın neler dedi projenin müteahhidi…

     -Evet ben Başbakanın eşinin yakınıyım. Ancak buranın iznini çıkarırken, böyle bir yakınlıktan  yararlanmadım. Çünkü gereği yoktu. İnşaata başladığımız yer 25 dönüm ve doğal sit alanı. Burası için Bodrum Belediyesi 2005’te yüzde 10,bu yıl da yüzde 9 inşaat izni öngören iki karar almış. Ben son kararla Şehircilik ve Çevre Bakanlığına başvurdum. Doğal sit kararında değişiklik yok. Bakanlık turizm niteliğine uygun mu diye bakıyor. Uygun olduğunu tespit ederek,Bodrum Belediyesinin iznini onayladı. Olay bu…’’

Peki, o istinat duvarları ile inşaatlar, o güzelim tepenin değerini düşürecek mi, görüntüyü perdeleyecek mi?Bunun kesinlikle olmayacağını, manzaraya en küçük bir zarar verilmeyeceğini,
duvarlarla taş yapıların ağaç ve bitkilerle yemyeşil bir görüntüye kavuşacaklarını iddia etti. Bunu mimari ve peyzaj projeleriyle ispatlamaya çalışarak sözlerine şöyle devam etti…

     -Kimse merak etmesin. O tepeyi daha da güzelleştireceğiz.
Modern şekilde düzenleyecek ve seyir terasları yapacağız. Halk bugünkünden çok daha cazip bir şekilde Bodrum manzarasının keyfini çıkaracak.1300’er metrekare içinde 20 taş ev,120  metrekarelik tabana oturacak. Evlerin hepsi tek katlı olacak ve yolun 6 metre altında kalacak….’’

     Yapacak bir şey yok. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Belediyeden de bakanlıktan da izinler çıkmış. Başlayan inşaat engeç Haziran’a kadar bitecek. Burada biz insanları suçluyoruz ama asıl kabahat devlette. Buralar yapılaşmaya açılmayacaksa, oraları rayiç değer üzerinden kamulaştırır, millete  kazandırırsın. Sen arazı sahiplerini yıllarca sit alanı diye oyalar, dilediğine izin verirsen, kızılca kıyamet öyle kopar işte..

     Anladığım kadarıyla rant hesapları Bodrum’u kucaklamış, dağ tepe bırakmamış, millet işin kolayını bulup izinleri alıyor. Öyle olunca bize de pişmiş aşa su katmak kalıyor.Geleceğin Bodrum’unu şimdiden görür gibiyim.Betona yenik düşmüş,bir karış toprağa hasret bir antik kent…

     Hayırlı olsun…


Bu Makale 23.04.2014 - 10:44:20 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.