Serdar Sağlamtunç / FCSI

Çözüm her yerde

Eğer bir sorunu iyi tespit edebilirseniz çözüm bu maddelerinizin arasındadır. Dünyadaki düzen tamdan parçalara ayırma, parçalardan tama ulaşma şeklinde sürekli devinim halindedir. Buradaki sırayı takip edebilirseniz mutlu bir hayat sürdürmeniz olasıdır. Evrensel kural teker teker oluşan sorunları aynı şekilde çözebileceğinizi öğretir.

İfade ettiğimiz görüşü çeşitli konulara uygulayalım.

Önce turizmi ele alalım. Turizm suni olarak patlatıldığı 1980 den beri sorunları genişleyen ve üzerine yük bindirilen bir yapıya sahiptir. Yukarıdaki paragrafta özü anlatılan davranış şekli uygulanmakta ve çözüm yerine kaçamak yaparak tozlar ve pisler bir taraflara yığılmaktadır. Çözüm zor mu? Bugün bile içinde olunan derin kriz çok kolaylıkla atlatılabilir. Nasıl mı? Yapılacak bir kaç temel düzenleme sadece ve uygulama zamanı. Gerisi kolaylıkla gelecektir.

Turist sayısı, tesis ve devlet arasına sıkışmış olan turizm kendini bu kıskaçtan kurtarabilir. Bunun tersi uygulama olan ve her yıl ballandırılarak ortaya atılan ama sadece politik nemalanma haline getirilen teşvikler ve indirimler ile sadece herkes birbirini kandırmaktadır. Her şeyi devletten bekleyen ve sırtını devlete dayamış bir sistem ancak politikacının mezesi olur. Çünkü o isterse biraz ulufe verilir, istemezse her şey kısılır. Bunun ne ilerleme ne de sürdürülebilir bir politika olmadığını turizm paydaşlarının anlaması gerekir. Anlarsa belki düzelme için adım atabilir. Sisteme bakıldığında kamunun tüm kararlarına şakşak tutan 5-6 adet STÖ turizmi anlamak, sorunları tespit etmek ve karşı öneriler, projeler geliştirecek yapıda değildir. Tek hesap yeniden başkan seçilmek ve hükümdarlığı sürdürmektir. Bu özellik bize tüm sistemin nasıl işlediği hakkında çok net bir resim göstermektedir.

Turizm sadece tesis değildir ama endüstriyel tesis planlaması konusunda da ileri ülkeler ile mukayese edilirse çok geride olduğumuz ispatlanmaktadır. Yani tesislerin imalatında da sorunlar mevcuttur. Kamu ise belirleyici ve yön gösterici işlevini turizm konusunda yerine getirmemektedir. Endüstriyel anlamda projelendirme ve cihaz üretimi konularında çok fazla gayret göstermek ve yenilikleri takip etmek gereklidir. Tesislerde kullanılacak ürünlerin ve malzeme çeşitlerinin kamu tarafından tarif edilmesi ve denetlenmesi önemlidir. Ancak bu asla Bayındırlık poz ve tarifleri anlamına gelmiyor. Çünkü o sistem tamamen yanlış uygulanmaktadır. Batıdaki çözümler belki ışık tutabilir. Orada tüm sistem STÖ olan mühendis birlikleri tarafından kontrol ve denetlemeye tabidir. Bunun tek nedeni ise kamunun yeterli bilgiye sahip olamayacağının bilinci ve işleri bağımsız bir şekilde yönetme arzularıdır. Çünkü ancak bunun sonunda kamu hesap verecek niteliğe sahip olmaktadır. Bilmediği bir sistemden sorumlu olmak yerine sorumluluğu işi bilen profesyonellere bırakarak denetleme yapmaktadır. Bu sistemi uygulama için bize uyumlu hale getirmek zor mu?     

Bireysel yaşam ve turizm için en önemli olan üç faktör hava, su ve gıdadır. Bunlar olmadan yaşamı sürdürmek ve nesilleri devam ettirmek olası değildir. O halde herkes kendine sorsun, bu üç temel öge temiz mi? Farklı olarak soralım. Temiz olması için ne yapılmalı? İşte bu noktada mühendislik mutlaka en üst seviyede işin içinde olmalıdır. Havayı kirleten endüstriyel tesislerin tasarımı ve işletmesi önem kazanmaktadır. Temiz işletme olanağı yok mu? Tabi ki var. Yeter ki proje sahibi tesislerini bu tema üzerine yapmaya karar versin. Diğer yandan otel ve hastanelerde devletin su, elektrik gibi teşvikleri son derece hatalıdır. Çünkü işletme her an kullandığı bu değerlere para kendinden çıkmadığı için önem vermemekte ve kayıplar artmaktadır.

Hava kirli olursa su temiz olabilir m? Bugün turizm ve ağırlama sektöründe ileri devletler musluk suyunu içebilir ve masaya servis olarak içme suyunu cam sürahilerde vermektedir. Pet şişe kullanımı sıfırlanma çalışmaları süratle ilerlemektedir. Bizdeki boyut ise, HES yapan firmalar suyun sahibi oldukları için her ay yeni markalar ortaya çıkmaktadır. Nereye kadar? Dünya suyun önemini anlamış durumda ama biz henüz farkında değiliz. Farkındayız diyen var ise, neden şehirlerin toz toprak içinde olduğu ve yollardaki araçların ne az haftada bir kez yıkanması ile sarf edilen suyu hesaplamalarını öneririm. Basit bir matematiktir. Bir araç 200-250 lt su ile yıkansa, deterjan kullanımı ile harcanan su miktarı ile şehirlerdeki araç sayılarını çarparsanız atılan suyun devasa boyutunu algılayabilirsiniz. O halde boşa harcanan suyun geleceği bizleri düşündürmeli ve kesin önlem almaya itmelidir.

Gıda maddelerinin üretilmesinde gerekli olan hava ve su kirli olursa o gıdanın temiz olduğu düşünülür mü? Ama bunun yanında tohum ve tohum iyileştirilmesi da oldukça önemlidir. Henüz turizm paydaşları bu konulara gelememişlerdir. İleri ülkelerde tarladan çatala programları başarı ile uygulanırken bizde depolama konusunda bile büyük açık mevcuttur. Ürün haline gelmiş gıdayı saklayamazsanız gereksiz bir masraf yapmış olursunuz. Kayıp oranlarının %45 seviyelerinde olduğu bilinmektedir. Bu rakam bile ivedi önlem alınması için yeterli uyarı olmalıdır. Diğer bir önemli etken, gıdanın beslenme katkısı ve metodudur. Bugün obezite nedense sınırlı olarak bahis konusu edilmektedir. Ancak gerçek durum bu işi ciddi ele alma zamanının geçmekte olduğudur.

Buradan okul beslenmesi konusuna geçmek fayda sağlayabilir. İyi beslenmeyen bir nesil yetişmekte ve dolayısıyla beyin faaliyetleri bu açıktan olumsuz etkilenmektedir. Okullarda kantin yerine yemek uygulamasına geçilmeli ve projelendirme konusunda mühendis bilgisinin mutlaka olması gereklidir.

Yaşlı bakımı ve yemeği henüz radarımıza takılmamıştır. Sağlık turizmi diye çeşitli farklı uygulanması olanaksız önermeler sunulmakta ancak ülkemizdeki yaşlı nüfusun beslenme sorunlarına ilişkin bir çözüm ve proje ortaya konamamaktadır.

Gıda zehirlenmesi aslında çok ciddi bir sorundur. Her toplu yemek sisteminde hatta hastanelerde sıkça rastlanan ve bize bir şey olmaz mantığı ile ölüm olmadıkça dikkate alınmayan bir konudur. Asıl çarpıcı olan soru ise, bir hastanede gıdadan zehirlenen kişilerin raporlarının olup olmadığıdır. 

Hastane yemeği yukarıdaki paragrafla ilintilidir ve pişirme, saklama, servis hizmetlerinin dünyadaki ileri ülke seviyelerine getirilmesi zorundadır. Aksi takdirde çok pahalı yemekleri üretir amacına göre hastaya veremez ve kaçınılmaz kaybı sineye çekmek zorunda kalınır.

Bu maddelerin hepsi de turizmle yakından ilintilidir.  

Bu Makale 25.07.2016 - 15:04:04 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.