Mehmet Mülayim

Zehir Zemberek Kıbrıs Turizmi 4 - Kıbrıs’a yatırımcıların bakışı ve bazı çözüm önerileri

Dostum Behçet Tolga önceki yazılarıma, “Bilip de yapmamak, yanlışı görüp de düzeltmemek anlaşılır değil.


Küçük çıkarlar ve kısa dönem hesapları artık bu coğrafyanın kaderini belirlememeli” diye bir yorumda bulundu. Ne kadar doğru değil mi? Bu durumda görev kimlerde? Devlet, bürokrasi, siyasi kanatlar, yatırımcı, eğitimci ve bu işten ekmek yemek isteyen halk. Kıbrıs’ta artık tatlı su kurnazlarına prim vermemek lazım.

Bu coğrafyanın kaderini değiştirmek, hem de ticari olarak gayet başarılı rakamlarla bunu yapmak Kıbrıslı ve Türkiyeli yatırımcıların elinde. Kıbrıs’ı iyi araştırmamış, fizibilite yaptırmamış yatırımcılar bu dünya güzeli adayı öcü olarak görüyor ki, bu kadar tahsis almış yatırımcı şimdi bir çivi dahi çakmıyor. Kurulan hayallere, harcanan çabalara verilen umutlara yazık. 

Geçmişte Kıbrıs’a yatırımını yapmış olanların çoğunun şu anda tek dertleri adada kendilerine başka rakip gelmesin, büyük gelir kapısı olan yağlı Casino müşterilerini yeni gelecek otellerle, Casinolarla paylaşmak durumunda kalmasınlar, düzenleri bozulmasın. Yeni gelecek yatırımcılarda ne bilsinler, bunları dürüst tüccar zannedip iyi niyetle adaya parayı yatırmış erken gelenlere danışıp, fikirlerini alıyorlar. Bir çuval olumsuzluk ile birlikte aldıkları cevap ise; hep ağlayan esnaf misali adadan nasıl para kazanamadığından dert yanan, her şeyin ne kadar kötü olduğundan dert yanan iş adamları. O zaman sorarlar adama ‘Bu kadar mızmızlanıyor, şikâyet ediyorsun da sen niye hala buradasın?’ diye. Bu mız-mız iş adamlarına otelini sat dediğin zaman 50-60 milyon dolara Çin’den mal ettikleri otellerini ya 100-150 milyon Euro’ya satmaya, ya da yıllık 5-6 milyon Euro’ya kiraya vermeye çalıştıklarını duyarsınız.

Şu anda KKTC’de turistik tesis yatırımcısı olan hiç kimse durumuna kötü veya para kazanmıyorum diyemez. Tamam, iş yapma şartları zor, ancak her şeye rağmen çok da karlı. KKTC’de bulunan tesislerin kar marjları kesinlikle Türkiye’deki muadillerinden en az yüzde 50 daha fazla. Kıbrıs turizmi yeterli alt yapısı olmamasına rağmen hızla büyüyor ve kazandırıyor. Antalya’da bunca tesis el değiştirirken, neden Kıbrıs’ta 5 yıldızlı hiçbir tesis el değiştirmiyor. Piyasada satılacak diye dedikodusu olanlar ise gerçek değerlerinin 2-3 katına müşteri arıyor. Kıbrıs turizm açısından şanslı bir köşe, sezonu uzun, alışveriş ve casinolarla tatillere farklılık katıyor. Kışları ise uzun hafta sonları için Türkiye’den daha ılıman olan iklimi ile öne çıkıyor.  

Türk yatırımcı fizibiliteyi nasıl yapar? Eşe, dosta, Kıbrıslı tanıdığına, bu iş olur mu diye sorar, aile meclisinde tartışır ve karar verir. Kimse “Otel-Casino tümden bir fizibilite yaptırayım” demez. İngiliz bir yatırımcının fizibilite ekibi randevu alarak ziyaretime geldi. Dikkatinizi çekerim; patrona değil, profesyonel yöneticiye gidiyor. Sorularını sordu, raporunu hazırladı. Şimdi Kıbrıs’ta yatırımını yapıyor ve eminim yalnız benle değil onlarca kişiyle görüştüler. Bana orada çalıştığım süre boyunca kimse ciddi, ciddi bilgi alıcı sorular sormadı. Şimdi fizibilitesini yaptırmayan bizim yatırımcılar ise korku ile aldıkları tahsislerin turşusunu kurmuş bekliyor. O zaman tahsisi niye aldınız? Madem bu işi yapmayacaksınız neden bu yola girdiniz? Silah zoru ile mi verdiler? 

Kıbrıs’ın potansiyelini Murat Ersoy gördü, geldi, dev gibi 5 yıldızlı bir tesisi hızla yapıyor. Bittiğinde adanın ivmesine büyük katkı sağlayacak. Siz Murat ve Mehmet Ersoy kardeşlerin bu güne değin hiç yanlış yatırım yaptıklarını gördünüz mü? Artık Kıbrıs’a sadece Casino destinasyonu olarak bakmamalı. Denizi, havası bu kadar güzel olan bir yer boşa harcanmamalı. Türkiye, İran, İngiltere, Almanya, İtalya… Liste uzar gider. Hepsinde büyük potansiyel var. Yeter ki bu potansiyel el birliği ile iyi yönetilsin.

Değişik yatırımcılar ile zaman, zaman sohbet etme fırsatı buldum. Hepsi muhtelif bahaneler öne sürüyorlar, ancak ortak zorlayıcı noktalar hep aynı ve aslında hiçbirisi yatırıma engel olacak düzeyde değil. Ortaya çıkan olumsuz söylemler birbirine çok benzer. Bu noktada Kıbrıs’ta çalışmış ve birazda kafa yormuş bir profesyonel olarak benim naçizane “Kıbrıs reçetem” aslında hiç de uygulanamayacak acı bir reçete değil. Bir halletseler Kıbrıs’ın ve Kıbrıslının kaderi değişir. Beğenen bundan yararlansın, beğenmeyende elini taşın altına sokup kendisi işler bir reçete yazsın, ama boş durmayalım. Boş duranı Allah sevmez.
 
-TAHSİSLİ ARAZİLER:
Arazisi üzerine çivi çakmamış olanların süre uzatması kesinlikle yapılmamalı ve ivedilikle profesyonel danışmanlık firmaları aracılığı ile tekrar uluslararası firmalarında dahil edilebileceği yeni bir tahsis dağıtımı yapılmalı. Bu yapılırken de yeni yatırımcıların işlerini hızlı bitirmelerini sağlayacak cezai şartlar sözleşmelerde bulundurulmalı.
 
-DEVLET TEŞVİKLERİ: Halihazırda acentelerin yaptıkları üretim bazında dağıtılmakta olan teşvikler iptal edilmeli. Bu sistemde bakanlık tarafından kota uygulanmakta ve tüm Kıbrıs turizm sektörü bilir ki, kotalara ulaşamayan 3-5 firma bir araya gelerek bir konsorsiyum oluşturur ve bu teşviklerden gayet güzel faydalanır. Bu teşvikler acenteler yerine HAVA YOLU şirketleri boş koltuklarına destek ve sefer desteği şeklinde verilerek hedeflenen destinasyon rekabet gücü sağlanmalı. Bunu geçmişte parlak yıllarında Mısır gayet güzel uyguladı ve tüm olumsuzluklara rağmen turizmini ayağa kaldırdı.  
 
-BÜROKRASİ: Devlet politikasını ‘Bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek’ üstüne kurmalı. Ama üzüm şahıslara değil, sistem ve KKTC halkı için bunu da unutmamalı. Direkt Cumhurbaşkanına bağlı ve tüm diğer siyasi ve bürokratik unsurlardan bağımsız Yabancı Yatırımcı destek ünitesi kurularak yalnız turizm değil tüm sektörler için bu yapılmalı. Gerçi eminim Kıbrıs ta kesin yoktur ama; rüşvet, iş yavaşlatma, parti bağışı talebi gibi çıkar gruplarından gelebilecek her türlü etik dışı olumsuzluğun oluşmasının engellenmesi sağlanmalı.
 
-YURT DIŞI PAZARLAMA: Yurt dışı fuarlarına uluslararası bir Halkla İlişkiler firmasının da desteği ile modern, şık ve gerçekten hedef odaklı tanıtım ve katılım planlanmalısı sağlanmalı. Sektörün Acenteler, Casinolar ve Oteller bazında tam desteği ve yoğun katılımı sağlanmalı. Yurt dışı fuar katılımları ‘Körler, sağırlar birbirini ağırlar.’ zihniyetindeki sosyal ortam düzeyinden ve düzeninden koparılarak profesyonel pazarlama düzenine taşınmalı, fuar dönemlerinde yurt dışındaki acentelere yönelik özel organizasyonlara tam destek verilmeli.
 
-PERSONEL: Üniversiteler ile Türkiye’de geçmişte uygulanan AHMA programları benzeri,  devlet destekli lise sonrası Turizm eğitim programları düzenlenerek sektör ile birlikte turizm personeli yetişmesi sağlanmalı. Türkiye de bulunan Anadolu Turizm Meslek Liseleri programları seviyesinde meslek liseleri desteklenerek hızla personel yetişmesi sağlanmalı. 
 
-HAVA LİMANI: Tamam, havalimanı eski, yenisi yapılacak. Ancak yenisi kullanıma girene kadar o hava limanını deneyimli iç mimarların eline kısıtlı bir bütçe vererek de olsa geliş ve gidiş alanlarının düzelttirilmesi şart. Çocukluğumuzda Ankara’da bulunan İzmir caddesindeki Lale Pasajı (namı diğer Amerikan Pasajı) görünümündeki Duty Free dükkanlarının standardizasyonunun, korkunç durumdaki hava limanı tuvaletlerinin ve mescitlerinin medeni, temiz ve bakımlı hale getirilmesi sağlanmalı.  
 
-TURİSTİK RESTORANLAR VE GÜNÜ BİRLİK ALANLAR: Turizm Bakanlığı eğitim, tanıtım, proje ve konsept gibi destekleri ile Turizm belgeli restoran ve günü birlik plaj ve dinlenme alanlarının geliştirilmesi ve gelen turistlere duyurusunun yapılması konusunda ciddi çalışma yapmalı.
 
-ADA İÇİ TOPLU ULAŞIM: Çok zayıf olan toplu ulaşım hizmetlerinin hem KKTC halkı için hem de turistler için acilen geliştirilmesi. Arabaların kullandığı benzine hiç mi acımazlar, yakında Rum tarafından alırlar. Toplam 1200 oda, 2400 civarı yatak kapasitesi ve sezonda 1000’e yakın personeli olan bir bölgede toplu ulaşım oradaki Taksicilerin baskısı ile engellenmekte, otellerin kendi servislerini yapmaları için plaka hakkı verilmemekte. Bundaki ana amaç taksicilere sempatik görünmek. Taksicilere ve ailelerine OY olarak bakan siyasiler toplu taşım konusunda yapılacak hiçbir girişime müsaade etmemekte.
 
-SOSYAL MEDYA: Merak edipte Facebook’da North Cyprus’u aradınız mı? Ya da Twitter’da? Birisinde yok diyelim, diğeri ise İngiltere’den sadece İngilizlere yönelik tanıtım yapılıyor. Diğer milletler pazar değimli?  KKTC adına uluslararası bir ajans kanalı ile Sosyal Medya desteği alınmalı. Bunu da Turizm Bakanlığı yapmalı.
 
-E-BUSINESS: Maalesef önde gelen otel rezervasyon portallarının büyük çoğunluğu Güney Kıbrıs’ın baskıları ile KKTC otellerini portallarına almıyor ve satışını yapmıyor. Günümüzde Internet’den seyahat alımı büyük hızla büyüyor. Bu açığın kapanması için önemli adımlar atılmalı. Yapılacak KKTC’ye özgün rezervasyon portallarının KKTC reklamlarında agresif tanıtımı yapılmalı.
Eminim gerek Kıbrıs’taki meslektaşlarım, gerekse Ana Vatandakiler bu maddelerin altına daha nice yaratıcı ve üretken projeler ekleyebilirler. Yapın bunları, yazık etmeyin bu adaya. 

Kıbrıs Avrupa’nın ve Orta Doğunun burnunun ucundaki bir cennet ada. Bu adanın turizm potansiyeli çok yüksek, ziyan edilmemeli. Bazen konulara birde dışarıdan bakmak gerekir. İçindeyken tam olarak fark edemediklerimi, fark edipte dile getiremediklerimi dışına çıkınca farklı bir perspektiften incelemek ve KKTC’li dostlar için bir vefa borcu olarak, onlar için dile getirmek istedim. 

Dilerim ki; seri halinde yazdığım şu 4 makalemin Kıbrıs’a ufacıkta olsa bir faydası dokunsun, FARKINDALILIK yaratsın. Yine dilerim ki; bu yazılarda kalpler kırılmamış, tavsiyeler alınmış, gündeme gelmesi gereken zafiyetlerin bir kısmı ortaya çıkmış ve bazı kötülerin de maskeleri düşmüştür. Geçmiş yazılarıma yorum yapan sevgili dostlarımın ve okurların dediği gibi inşallah ‘Kral Çıplak’ demeyi becerebilmişimdir. 

Kalın sağlıcakla… 

NOT: Zehir zemberek, Kıbrıs Turizmi 1., 2. ve 3. bölümlerine Turizm Güncel – Beyin Fırtınası – Yazarlar altında Mehmet Mülayim yazılarından ulaşabilirsiniz.
 

Bu Makale 15.05.2013 - 10:28:55 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • bekir karaduman 23.01.2015 - 11:16

    Tüm yazılarınızı okudum, büyük çoğunluğuna katılmamak mümkün değil, bu konuları yazarken yetkililerle görüşmeniz neler planlanmış neden yapılmış yada yapılamamış konularında istişare yapılsa sanırım yazılarınız daha da verimli olurdu. Bene T.C de Turban grubu dahil 25 yıl, KKTCde 5 yıldır görev yapan birisiyim. Turizmin her dalında görev yapmış sayılırım. Önerileriniz bizimde planprogramımızda var olan çalıştaylarda seminerlerde, protokollerde ortaya konulan gerçeklerdir. 1 Tahsisli araziler artık KKTCde açık artırma ile yapılmalı geliri turizm altyapısına harcanmalı, mevcut tahsizler yediden gözden geçirilmeli, ülkedeki eski eserler dahil envanter çıkarılmalı, turizm merkezli ülkesel fiziki plan yapılmalıdır. 2Devlet teşvik öneriniz, bizim incelememiz projelerimiz içinde de var idi ama KKTC en uygunu şu an uygulanan olduğu kanantindeyiz detayda tartışabiliriz. 3Brokrasi, Yurtdışı Tanıtım, personel, Havaalanı gibi konularda hemen hemen aynı doğrultuda plan projeler bulunmakta ve zar zorda olsa uygulanmak için çaba sarfedilmektedir. 4Restoran konusunda kesinlikle turistik restoran belgesi bakanlıkça gündeme alınması yıllardır bahsettiğimiz konudur, genel bölgelerde maddi katkı sağlayarak altyapı yapılmasını planlayıp uygulamalara geçirildi, maalesef devamında korum,a geliştirme, sahiplenme yapılmadığından atıl kullanılamaz hale gelmektedir. Buna halk, belediyeler sahip çıkmalıdır. 5Diğer önerilerinizde bizlerin gündeminde olan ama hep yurtdışı baskılar vs konulardan dolayı zaman zaman sıkıntılar yaşanmaktadır. KKTC turizmde çağ atlamak için öncelikle istikrar gerekir, planları uygulamaya geçiren, uygulama sonuçlarını değerleniren, tartşılarak doğrular konusunda revizeler sunacak irade gereklidir.

  • Zzkt 18.05.2013 - 04:23

    Bu anlattıklarınız çok ilgi çekici fakat Orada siz neleri düzeltebildiniz ? Yada neleri başarabildiniz ? Yada hala aynı tas aynı hamam mı ?

  • bilinmez 10.05.2013 - 08:09

    Sayın Mehmet Bey, beyninizeelinizedilinize sağlık,yazı dizinizin tamamını henüz okuyabildim,tek kelimeyle muhteşemsiniz.Sizinle birlikte çalışma şansını yakalamış ama maalesef sempati ve taktirinizi kazanamamış biri olarak süpersiniz.Sizin gibi birisi ile çalışmış olmak kişinin öngörüsünü geliştirmesindeki payı tartışılmaz.Herşey bir yana en azından Türkiye turizmi şanslıki sizin gibi bir yöneticiye sahip.Her zamanki gibi yine son noktayı siz koymuşsunuz umarım herkes payına düşeni alır.En derin saygılarımla

  • Talat Yazıcıoglu 08.05.2013 - 08:48

    Mehmet Kardesim, Elinize sağlık. Tüm gerçekleri paylaşmışsınız. Kıbrısı seven her yıl mutlaka ziyaret eden birisi olarak görüşlerinize katılıyorum. Yazdıklarınızın yarısı yapılsa müthiş bir gelişme sağlanabilir. Sevgilerimle,

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.